Ep 36

1.8K 201 342
                                    


66 oy 270 yorum <3



Jungkook,güne üzerinde hissettiği bir ağırlıkla başlamıştı.Tabi ki birkaç haftanın tecrübesiyle üzerindeki bu minik ağırlığın kime ait olduğunun bilincincindeydi.Jimin'in üzerindeki şımarık hareketlerine devam edebilmesi için bir süre daha uyuma numarası yapmak istedi.Omegası önce eğilip çıplak göğsünün her tarafına kelebek öpücükleri bırakmıştı.Sonrasında alfasının gözlerinin üzerine düşen kuzgun siyahı saçlarını nazikçe çekmiş dudaklarının sonraki adresi orası olmuştu.

"Uyan babası~ oğlumuz çok acıkmış"

Baba kelimesi ne büyülü bir kelimeydi böyle.Jungkook kendi hayatında yaşayamadığı baba sevgisini yavrusuna vermek için sabırsızlanıyordu.Her alanda ona örnek olabileceği,her zaman yanıbaşında olduğunu hatırlatmaya bile gerek kalmayacağı örnek bir baba olacaktı.Küçük yavrusuna sevgi dolu bir gelecek verebilmek için elinden ne gelirse yapacaktı.Yavrusunun,gururla bu benim babam diyebileceği bir adam olacaktı.

Tüm bunların önünde şu an sabrını kaybetmek üzere olan omegası uzun tırnaklarını göğsünün üzerinden kaslarına kadar sürüklemeye başlamıştı.Sanırım artık uyanmalıydı çünkü biraz daha beklerse Jimin onu ısıracak gibiydi.Boynunu kemirmeye başladığında ise dizlerini kırıp omegasını biraz daha kalçasının üzerine almıştı.Jimin,bir anda hareket ettirilmesiyle minik bir çığlık atsa da saniyesinde tatlı kıkırdamalar odanın içini doldurmuştu.

"Günaydın hayatımın aşkları"

"Günaydın Kookie~"

Jungkook'un manzarası inanılmazdı.Omegası bacaklarını iki yanından sarkıtmış,minik karnı belirgin bir şekilde görünürken üzerinde oturuyordu.Cinsel bir his değildi bu.Tabi ki eşini her anlamda arzuluyordu.Ancak bu sabahki görünüşü tamamen sevgi dolu ve sevimliydi.Uykulu minik gözleri,hafif pürüzlü çıkan sesi ve yaramaz öpücükleriyle alfasını uyandırmaya çalışıyordu.Doğrulup omegasının belini elleriyle kavradıktan sonra kalbinin üzerinden öpmüştü onu.İşte diye düşündü,her sabah görmem gereken manzara bu.Öpücükler ve tatlı şımarmalar arasında nihayetinde yataktan ayrılabilmişlerdi.

Aslında öğlene kadar da keyifleri yerindeydi.Gülüşüp eğlenerek hazırladıkları kahvaltıyı bir güzel yedikten sonra malesef ki yediği her şeyi çıkarması çok sürmemişti Jimin'in.Alışıktı tüm bu sürece.Ancak rahatsız hissettirdiği ve yorucu olduğu da bir gerçekti.Şimdi Jungkook'un annesinden aldığı tarifle yaptığı bitki çayını içip midesini rahatlatmaya çalışıyordu.

"Daha iyi misin bitanem?"

"Evet,endişelenme alfam çok normal tüm bunlar"

"Ne zaman bitecek peki,seni bu şekilde görmek çok zor minnie,daha az önce keyifle yiyordun"

"Muhtemelen birkaç hafta daha,ama önemli değil ben dayanabilirim yeter ki oğlumuz yeterlice beslenebilsin"

"Jimin-ah aslında seni korkutmak istemiyorum ama...yani geleceğimizde neredeyse her şeyi değiştirdik ya oğlum-"

"Olmaz.Olmamalı.Y-yani böyle bir şey olmaz değil mi? Olmasın Jungkook ben oğlumsuz yaşayamam"

Bu soru bir süredir kemiriyordu alfanın beynini.Omegasını da üzmek istemiyordu ancak merak da ediyordu.Çünkü her şey değiştiyse yavrularının varlığı da değişebilirdi.Jimin gelecekten geldiğinde Jungmin'e hamile kalışının evliliklerinin 8.ci yılında gerçekleştiğini söylemişti.Şimdiyse henüz evli değillerdi ve Jimin çoktan hamileydi.Belki de Jungmin değilde başka bir yavru bekliyordu onları.Ancak omeganın bu ihtimali düşündükten sonra tüm enerjisi ve mutluluğu düşmüş gibiydi.

Go Back ᴾˡᵉᵃˢᵉHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin