3. Bölüm

36 3 2
                                    

Soobin kulağıma fısıldayarak "işte kral hwang hyunjin " demesiyle kendime gelmiştim. Gözlerimi merdivenden ayırıp önüme döndüm.Soobin ve ben eğilerek krala selam verdik

Sadece göz ucuyla bana bakıp yanımızdan geçip gitmişti. Anlaşılan kıralın bu tavırlarına alışmam biraz zaman alıcaktı.

"Efendim çıkıyor musunuz istediğiniz bir şey var mı "

"prens Christopher ve kim taehyung'a söyle gece saat 2'de salonda olsunlar. "

Diyip soobin'in konuşmasına dahi izin vermeden çıkıp gitmişti

Ben ise arkasından baka kalmıştım.

" Bu neydi şimdi!"

" aldırış etme her zamanki hali. Soğuk birisidir biraz.

"Aynen ya sadece biraz!"

Soobin'in bıyık altından sırıttığını görünce ensesine tokat atıp gülümsemesini yarıda bırakmıştım

Ardından prenslerden biri olucakki
Kendinen önce vücut kasları konuşan biri daha aşağıya indi. Aynı şekilde ona da selam verdik

"Sen yeni çalışan mısın"

"Evet efendim "

"Hm şaşırdım açıkçası.Yıllardır hyunjin'in bu şatoya başka bir çalışan aldığını görmemiştim "

Prensin yanımızdan uzaklaşıp salona geçmesiyle hemen soobin'e dönüp.

" Soobin yaklaşık kaç yıldır buradasın ?"

"Hmm doğduğumdan beri sanırım "

" Tıhh saçmalama istersen ?"

" Annem ve babam bu şatonun eski çalışanlarındandı. Bende burada doğup büyüdüm"

" Peki annen ve baban nerede şu an "

"Malesef talihsiz bir olay yüzünden ikisini de aynı gece de kaybettim "

" Hmm anladım... "

" Üzülmene gerek yok felix. hayatın gerçeklerinden hiç bir zaman kaçamayız...

Sanırım yanlış zamanda yanlış bir soru sormuştum. Soobin'e daha da mahçup olmamak adına susmakla yetinmiştim sadece...

" Bu hangi prens?"

" Prens Christopher"

" En azından kıral kadar soğuk değil "

Dedikten sonra ikimizde ortama küçük bir kıkırdama bırakmıştık.

•••

Prens soobin'i yanına çağırıp bir şeyler söylemeye başlamıştı. Tam olarak ne hakkında konuştuklarını anlamaya çalışsam da konuştukları hiç bir şeyi idrak edemiyordum.

"Tabi efendim hemen getiriyorum "

Soobin gözleriyle mutfağı işaret edince bende soobin'in arkasından mutfağa girdim

" Prens bir şey mi istedi"

" Biraz susadığını söyledi sadece "

Soobin Büyük bir dolaba yönelip bardağa şarap doldurmaya başlamıştı

"Soobin prensin susadığını söylemiştin. Bunlar susayınca şarap mı içiyor ?"

"Aslında pek öyle sayılmaz.Neyse boş ver sen bunları Şunu prense götür"

Soobin yanıma adımlayıp temsiyi elime tutuşturdu. Bende tekrar salona geçtim.

Gözüm şarabın renginde takılı kalmıştı olması gerektiğinden daha kırmızı bir şaraptı bu evdeki her şey tuhaftı gerçi.  fazla kafa yormak istemediğim için Düşünmeyi bırakıp geniş koltukta oturan prense şarabı verdim

my lost jewel | Hyunlix |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin