my lost jewel | Hyunlix |

8. Bölüm

●●●

Prens Taehyung Felix ile olan konuşmalarının ardından odadan çıkmış daha sonra zaman kaybetmeden adımlarını salona yöneltmişti.Yavaş adımlar ile merdiven basamaklarını inerken gözü salonda oturmuş, kendisini bekleyen dalgın ikiliye kaymıştı.Felix'in verdiği karara tepkilerinin ne olacağını bilmiyordu ancak, tek isteği bu gecenin bir kargaşa daha yaşanmadan sona ermesiydi.

O sırada Chris aşağıya inen Taehyung'u fark etmiş ve dikkatini tamamen ona vermişti. Saniyeler sonra Chris'in bakışlarını takip eden Hyunjin'de yavaş adımlar ile aşağıya inen beden ile karşılaşmıştı.

Chris, yavaş ve bir okadar da isteksiz bir şekilde aşağıya inen bedene bakaraktan ters giden bir şeylerin olduğunu anlamıştı.Yukarıda tam olarak ne gibi bir konuşma geçtiğini bilmese de, büyük ihtimalle Hyunjin'in hoşuna gidecek türden bir konuşma değildi.

O sırada Taehyung'da salona geçip, kendini koltuklardan birine atmış, Daha sonra dakikalardır kendisine boş gözler ile bakan Hyunjin'e dönüp boğazını temizleyerekten konuşmaya başlamıştı.

Taehyung: "Konuştuk..."(Demiş ve uzunca duraksadıktan sonra üzerinde gezinen bakışlara bir son vermek adına konuşmasının devamını getirmişti.)"Durumu gayet açık bir şekilde iza ettim...."

Christopher:"Ee sonuç ?"

Taehyung:"Sonuç mu? Sonuç şu ki artık her şeyi öğrendi ve bizim düşündüğümüz tam aksine apar topar gitmeye karar verdi...sonuç bundan ibaret."

Chris duyduğu şeyler karşısında şaşkın bakışlarını Hyunjin ve Taehyung arasında gezdirirken, Hyunjin ise Chris'in tam aksine az önceki konuşmaları hiç duymamışcasına sakinliğini koruyup, gayet rahat bir şekilde Taehyung'u dinlemeye devam ediyordu.İkili Hyunjin'in bu kadar sakin kalabilmesine anlam verememiş, ancak bu sakinliğin altında yatan bir şeylerin olduğunu da sezebilmişlerdi.

Christopher: "Peki ya sonra...Sonra ne olacak? Eğer bizim onlar gibi olmadığımız öğrenilirse, Bu çıkılmaz büyük bir sorun yaratabilir!.."

Taehyung:"Sanmıyorum...Gereken uyarılarda bulundum.Eğer sandığım kadar zeki bir çocuksa da, uyarılarımı dikkate alacaktır."

Tartışan ikiliyi sesiz bir şekilde dinleyen Hyunjin, dakikalar sonra sessizliğini bozup bu gereksiz tartışmaya bir son vermek adına konuşmuş ve dikkatleri üstüne çekebilmeyi başarmıştı.

Hyunjin:" Tartışmayı kesin artık! Felix'in hiç bir yere gideceği yok..."

Christopher:" Hyunjin ne söylediğinin farkındasındır umarım...Onu burada zorla tutamayız. Bunu en iyi sen biliyorsun... "

Hyunjin:"Zorla tutmak mı? (Demişti sırtını dikleştirip iki kolunu önünde birleştirerekten)" Böyle bir şey söz konusu bile olamaz...Tamamen Kendi isteği ile burada kalacak, ya da... Tek seçeneği bundan ibaret olduğu için..."

Hyunjin, gayet rahat bir şekilde kendisini pür dikkat ve şaşkınlık içinde dinleyen ikiliya bakaraktan konuşmuş ve yüzüne yandan bir sırıtış ekleyerekten umursamaz bir tavır ile açıklama yapma gerekseminde bulunmadan tekrardan önüne dönmüştü.

Taehyung:"Bilemiyorum Hyunjin...Her ne kadar babası o kağıt parçasını imzalamış olsa da, Felix'in bu denli bir gerçek ile karşılaşması canını yakıp onu derinden sarsabilir."

Hyunjin: "Bu gerçekler ile zaten er ya da geç yüzleşecekti Taehyung...Felix artık sadece benim vereceğim kararlara bağlı...Bunu kendisinin de bilmeye hakkı var öyle değil mi ?