Oğlum Ben Incheon Çocuğuyum Sikmeden Bırakmam

1K 112 125
                                    


Seungmin

Başımı yastığa koyduğum ve gözlerimi kapattığım anda gözlerimin önüne gelen kişinin Hwang Hyunjin olmasına küfrederek gözlerimi açtım.

Bazı şeyler için pişman hissediyordum, mesela bugün Jeongin'e Hyunjin'den bahsetmemiştim. Bunu neden yapmadım bilmiyorum sadece yanlış hissettirdi, ona ihanet etmişim gibi.

Başka bir şey düşünmeliydim mesela takım, maçlar, kaptanlık...

Bugün Hyunjin'e yaşanan kavganın asıl nedenini sormayı unuttuğumu fark ettim. Çünkü basit bir haber vermeme mevzusu olmadığı belliydi. Ne olabilirdi? Minho gibi birinin bir anda sinirden deliye dönmesi?

Yüzümde buruk bir gülümseme oluştu.

Aslında olması gereken Jeongin ile saatlerce bunun dedikodusunu yapmamızdı.

Başımın altındaki yastığa daha çok sarıldım. Sadece uyumak istiyordum, bugün yeterince düşünmüştüm, her şey hakkında.

Ve fazlaca Hyunjin hakkında...

***

"Jeongin gerçekten hiç havamda değilim." Kolumdan tutup beni bir kez daha çekiştirdi.

"Ama mızıkçılık yapıyorsun. Bak herkes geliyor Jisung, Chan Hyung falan. Bizi de çağırdılar n'olur gidelim. Hem kafamız da dağılır." Bana aegyo yaparak yalvarmaya devam etti. Yürüdüğümüz yolda göz devirerek durdum.

"Peki ama ben istediğim zaman döneceğim, beni zorlamayacaksın." Gülümseyerek başını sallayıp bana sıkıca sarıldı.

"Ay benim köpüşüm!" Hayvan gibi sırtıma atlayan kişiyi tahmin etmem çok da zor olmamıştı. Jisung'u düşmemesi için sıkıca bacaklarının altından tuttum ve olduğumuz yerde döndürdüm. Kahkahalar eşliğinde onu bıraktım ve üçümüz okula yürümeye devam ettik.

"Nerden çıktı bu parti?" Parti denilince altından Jisung'un çıkmama ihtimâli yoktu, yine aynısıydı. Omuz silkti. "Eğleniriz diye şey ettim ben. İlla bir şey mi olması gerekiyor partilemek için? Hem belki bana birini buluruz, tanrım lütfen!" Asıl nedeninin ortaya çıkmasıyla kıkırdadım. Abaza.

***

"Jeongin lütfen çıplak git, yalvarırım." Jeongin dudağını büzüp çenemin altını okşadı. "Niyetini bu kadar belli etme be Seung. Uslu bir çocuk olursan belki o günleri görürsün." Sonra saçlarımı karıştırıp kıyafet yığınına bakarak düşünmeye devam etti.

"Bana daddylik taslama Innie." Kollarını göğsünde birleştirip sırıttı. "Ne o, etkilendin mi yoksa?" Gözlerimi devirdim. "Aynen ondan." Dudağını büzüp yığına bakmaya devam etti.

"Şunu mu giysem?" Elinde gösterdiği cropla ellerimi göğsümde birleştirdim. "Götün donar." Elindekine sıkıca sarıldı. "Donmaz ya." Başımı yana yatırdım. "Orada soğuktan titreyeceğini ikimiz de biliyoruz." Oflayarak tek ayağını aynı bir çocuk gibi yere vurdu.

"Ya kapalı ortamda olacağız, hem bir şeyler de içeriz üşümem." Kaşlarımı çattım. "Jeongin sen reşit değilsin içemezsin." Dediklerime karşı göz devirdi. "Sanki sen içmiyorsun." Yanına gidip yanaklarını sıktım. "Çünkü senin bünyen kuvvetli değil ve ayrıca ben sarhoş olacak kadar içmiyorum, bazılarının aksine." Son kısımda hafifçe burnuna vurdum.

"Peki o zaman, hmm şu nasıl?" Elinde tuttuğu sweat ile heycanla gülümsedim. "Bak bu krem pantalonunla harika olur!" Kıyafet yığınının yan tarafındaki krem pantalonu Jeongin'in altina tutup kombinin güzelliğine baktım.

Açık kahverengi bol sweatshirtün altına krem pantalonla çok sevimli görünüyordu.

"Hadi sana da bir şeyler bulalımm!" Ben bile bir an kendimin gideceğini unutmuştum. Gerçekten enerjim yoktu.

How Can I Be Homophobic My Bitch Is Gay | 2MinJin |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin