Daegyu'da Aşk Başkadır

833 83 219
                                    


!!! Bölüm sonunda bir açıklama var ve hikayenin gidişatı için önemli, lütfen benimle düşüncelerinizi paylaşın...

İyi okumalar seviyorum sizii <8<8

Seungmin

Kurtulmak istiyordum.

Bu son birkaç ayda yaşadığım şeyler tahminimden çok ilginçti ve bu ilginçliklerin hepsi sırtımda birer yük oluşturdu.

O yük hafifledi, hayatıme giren iki adam sayesinde hafifledi.

Şimdi ise yüküm her zamankinden daha ağırlaşmıştı sanki.

Çekmemem gerekiyordu lakin vicdan azabı çekiyordum.

Böyle olacağını tahmin edebiliyordum.

Jeongin ve Hyunjin yanımdayken yaşadığım şeyin kolay olmayacağını biliyordum.

"Jeongin, benim için çok değerlisin bunu biliyorsun değil mi?" Başımı yana çevirerek konuştuğumda karşıya doğru bakan ifadesiz bakışları bana döndü.

İfadesiz değildi.

Şu zamana kadar aşk acısını çekmiştim, şimdi sırada arkadaş acısı vardı anlaşılan.

"Bu meseleyı çıkınca konuşalım. Yanlış bir şey söyleyip seni kaybetmek istemiyorum. Düzgünce konuşalım." Etrafımıza baktım. "Yalnız." Jeongin başını salladı.

"Üzgünüm, aşırı tepki vermemliydim."

Özür dilemesi gereken o değildi. İçimdeki vicdan azabının kabarmasından başka işe yaramamıştı özürü.

"Ben özür dilerim, haklısın seninle konuşmam lazımdı." Jeongin ile birbirimize baktık.

Kardeşimi kaybetmek istemiyordum.

Diğer elimde Hyunjin'in elini hissediyordum. Yavaş yavaş okşaması bana güç verir cinstendi.

İyi geliyordu.

"Komiser amca benim işemem lazim." Jisung başını iki demirin arasından çıkarmış gardiyan olan polise sesleniyordu.

"Çocuk musun sen, tutamıyor musun çişini?" Jisung gözlerini kıstı. "Tercih değil yönelim yalnız." Gardiyan ona 'sakat herhalde bakışı atarak yerine geri oturdu.

"Ama komiser amca yemin ederim işemen lazım." Gardiyan avcunu açtı. "Gel birader şöyle." Ardından kısık bir küfür mırıldanıp okuduğu kitaba geri döndü.

"Puf- Wooyoung iki dakika öpüşmeyin, zaten işeyemiyorum." Wooyoung ve San onu hiç dinlemeden öpüşmeye devam ettiler.

Cidden onlar ne ara olmuştu?

Chan Hyung bir elini Jeongin'in omzuna atmışken konuştu. "Jisung?" Jisung kolları bağlı bir şekilde oturuyordu, Chan hyung'a doğru döndü. "He"

"Şarıl şarıl şelaleler düşün Jisung; ırmaklar, nehirler, denizler okyanuslar falan." Gözünü kırparak bitirdi.

"Ya Hyung demesen öyle." Felix Jisung'un kulaklarını kapatıp Chan Hyung'a kızgın bakışlarını gönderirken hepimiz gülümsüyorduk.

Changbin ne yapıyordu acaba?

Ona bakmaya çalıştım, biraz sonra bakışlarımız kesişti.

"Ya kardeşim hani en son kavelyen olup gelecektim, nezarethanelere düşürdün beni." Sahte bir dramalıkla konuştu.

"Bunu diyip de en çok kişiyi elden geçirmen ironik." Tek kaşımı kaldırarak konuştuğumda güldü.

Gerçekten en ihtiyacım olduğunda yanımda olmuştu. Ona ne kadar teşekkür etsem azdı.

How Can I Be Homophobic My Bitch Is Gay | 2MinJin |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin