Artık karşımda duran adamın benim kaderim olduğuna tamamen emindim. Bana bakan ışıltılı gözler doğru gözlerdi. Bu duyduğum ses sonsuza kadar duymak istediğim tek sesti. Bu eller uçurumdan düşerken beni bırakmayacak ellerdi ve o aşık olduğum kişiydi. Sonunda odağımı düşüncelerimden çektim ve onun söyleyeceklerini duymak için dikkat kesildim. Ellerimi tuttu ve boğazını temizleyerek konuşmaya başladı; -İnsanın ruh eşi var mıdır ?Sorularına şüphemin olmamasının sebebisin. Sonsuza kadar dans edebileceğim tek kişisin. Her şey seninle başladı ,seninle bitsin ve eğer şimdi evet dersen artık eşimsin. Ellerinde harika bir yüzük kutusu vardı. Dilim tutulmuştu. Bu gerçek olamayacak kadar güzeldi. Zıplamaya başladım ,cevabı haykırdım.
Hayır hayır hayır gerçek olmalıydı, bu bir rüya olamazdı, şuan uyanıyor olamazdım. Ama maalesef uyandım.
kalbim gerçekten aşık olmuşum gibi hızla çarpıyordu ve gözlerimde birkaç damla vardı. Sonra yanımda uyuyan bedenin farkına vardım ve gerçeklik soğuk bir şekilde çarptı. Beni sevmeyen ve sevdiğini hiç söylemeyen ,bir ilişkide olmama rağmen beni dünyanın en yalnız insanı gibi hissettiren, her kavganın benim yüzümden olduğunu söyleyip hep suçlu hissettiren ve her gün ağlama sebebim olan o kişiye baktım. Bu üzüntüyle biraz daha ağladım. Ve sonra tam o anda belki de saatin üç olmasının getirdiği bir cesaretle yataktan kalktım. Tüm eşyalarımı hızlı bir şekilde bavuluma yerleştirmeye başladım. Kasadan bana ait olan tüm paraları ve değerli eşyaları aldım. Tamam belki bana borçlu olduğu birkaç psikolog seansının parasını da ondan almış olabilirim.
Her şeyi toparlarken tüm ilişkimiz bir film şeridi gibi gözlerimden aktı. Beni elde edene kadar peşimden koşması, yaptığı tüm jestler, midemdeki kelebekler ve sonra her şeyin altüst olması. İlk sevgili olduğumuzda her şey çok güzeldi. Bana çok değer veriyordu ve dünyadaki tek kızmışım gibi hissediyordum. Seni seviyorum ya da sana aşığım dışında bir sürü güzel şey söyledi.
Sonra beni ona taşınmaya ikna etti. İşte her şey böyle bozulmaya başladı. İlk başta yaptığı şeylerin küçük, tatlı kıskançlıklar olduğunu düşündüm. Sonra kıyafetlerime, tanıdığım ve görüştüğüm insanlara , gittiğim yerlere ve en sonunda her şeyime karışmaya başladı. Bu süreci bana fark ettirmeden ,kurnaz ve yavaşça yaptı ve ben çoktan aşık olmuştum.
Bir büyünün içindeymişçesine gözüm hiç bir şeyi görmüyordu hatta işime bile ara verip evde oturmaya başladım. Tüm gün evi temizler, yemek yapar ve sıkıntıdan kendi kendime sohbet ederdim. Günün sonunda ise bir anahtar sesiyle huzur bulurdum. Geldiğinde ise ben yokmuşum gibi davranırdı. Bazı günler yine iyi olurdu ama genel olarak hiçbir şey eskisi gibi değildi. Yemekleri koyardım . Bazen aç değilim deyip uykuya geçerdi ,bazense haberleri açıp benimle tek kelime konuşmadan yemeğini yerdi.
Bir gün kirli sepetini ayrıştırırken bir gömleğe denk geldim. Ağır bir kadın parfümü kokuyordu ve hayır benim böyle kokan bir parfümüm yoktu.
Sonra gömlekteki ruj izi gözlerime ilişti .Kabul etmek istemedim ama her şey apaçık ortadaydı.
Akşam eve geldiğinde elimde gömleği tutmuş sinirli bir şekilde ona bakıyordum. Birkaç saniye ne olduğunu anlayamadı ama gömlekteki izi görünce omuzları düştü. İnkar etmesini ,her şeyin bir yanlış anlaşılma olduğunu söylemesini bekledim ama söylemedi.
Aksine bunun benim hatam olduğunu söyledi. İlk başta duyduklarıma inanamadım ama öyle bir konuşuyordu ki beni aldatmasını hak ettiğimi düşündüm. Onu ihmal ettiğimi, yeterince kadın gibi olmadığımı ve ruhsuz olduğumu söyledi ve ona söyleyecek bir tek kelime dahi bulamadım. Ama en sonunda beni yine de böyle kabul ettiğini ve ilişkiye devam etmek istediğini söyledi. Ve ben resmen minnettar olmuş gibi hissettim. Onun beni kabul etmesine minnettar olmuştum !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitme Vaktin Geldiğinde Bileceksin
RomanceBazen kaçmak cesarettir... Gördüğü bir rüya sayesinde gerçekliğin farkına varan Lindsey bulunduğu ortamdan hemen gitmesi gerektiğine karar verir. Her şeyi ve herkesi arkasında bırakmak zor olsa bile bu yolculuk onu uzun zamandır görmediği birisiyle...