I Bet You Wanna Come With Me

157 20 26
                                    

"Abimizi hapse tıkmanın cezası, hoşuna gitti mi?"

Zayıf bedeni duvara itildiğinde tıslayarak yere çökmüş, elini muhtemelen morarmış olan karnına bastırmıştı. Ağzına dolan kan ile yüzünü ekşitmişti. İğrenç bir histi, muhtemelen yanağındaki yırtıktan geliyordu. İki adamın da ellerinde muşta takılıydı.

"Pek de güzel aslında, tadına baksak mı?"

Adamın sırıtarak söylediğiyle paniklerken üstüne yürümeleriyle eli ayağına dolaşmış, zar zor ayaklanıp iki iri cüssenin arasından sıyrılarak koşmaya başlamıştı. Arkasından gelen ayak seslerini duyuyordu, bu da onu daha da hırslandırıp daha hızlı koşmasını sağlıyordu. Ayak sesleri kesildiğinde arkasına baktığı sırada birine çarpmasıyla dengesini kaybedip çarptığı kişiyle düşmüştü, acıdan gözlerini sıkıp başını tuttu.

"Yoru?"

Duyduğu tanıdık sesle şaşkınca esmere baktığında göz göze gelmiş, sonra direkt gözlerini kaçırıp üstünden kalkmaya çalışmıştı.

"Özür dilerim, önüme bakmıyordum. Sen iyi misin?"

"İyiyim iyiyim... Asıl sen iyi misin?"

Tam bir şey diyeceği sırada duyduğu seslerle karşısındaki adamın ağzını kapatmıştı Phoenix, Yoru'nun konuşmasına izin vermeden hızla ara sokaktaki çöpün arkasına doğru itmişti, tekrar sokağa çıktığında 2 tane cüsseli adam esmeri baştan aşağı süzmüştü.

"Koşan mavi saçlı bir bücür gördün mü?"

Tahmin ettiği gibi arkasındaki çöp kovasına siper almış adamı arıyorlardı. Onu ele vermeyi düşündü bir süre, sonrasında hemen vazgeçti. Güvenini kazanıyor gibiydi bunu riske atamazdı. Sokağın diğer tarafını gösterdi.

"Eğer yaralı bir koşan adamdan bahsediyorsanız o tarafa doğru kaçtı. Başka birini görmedim."

Adamlar Phoenix'in omzunu patpatlayıp gösterdiği tarafa doğru koşmaya başlamışlardı, gözden kaybolana kadar bekledikten sonra Yoru kalkıp esmere doğru ilerledi. Nefesini hâlâ toparlayamamıştı ve berbat görünüyordu. Phoenix önündeki bayılmak üzere gibi duran adamın kolunun altına girdi ve onun kendilerini eve yönlendirmesine izin verdi.

***

"Evde ailen yok mu?"

"Ailem yok, Cypher ile kalıyorum o da bugün nöbette."

Anahtarı çevirip kapıyı açmış ve ayakkabılarını dışarıda bırakarak içeri girmişti. Esmer de arkasından takip etti. Yoru kendini koltuğa atınca Phoenix göz devirdi ve ellerinden tutup kaldırdı.

"Git bir duşa gir tozundan toprağından arın, sonra sana pansuman yapacağım."

Kafasıyla onaylayıp esmeri bir süre yalnız bıraktı. Önce gidip üzerine rahat bir kaç parça kıyafet seçmiş ve yatağın üzerine bırakmıştı. Banyoya girmeden odanın ve ecza dolabının yerini söyledi esmere. Phoenix ecza dolabına gidip gerekli eşyaları hazırlamaya koyuldu. Yoru'nun banyodan çıktığına dair sesleri duyduğunda koltuğa elindeki malzemelerle oturdu. Biraz daha zaman geçmesini bekledikten sonra odaya girdiğinde Yoru havluyla duruyordu.

"Giyindin sandım pardon-"

Hızla kapıyı kapattığında yüksek bir kahkaha sesi gelmişti.

"Gel."

Phoenix derin bir nefes alıp tekrar odaya girdiğinde sırıtarak suratına bakmıştı Yoru, sonra yanağı acımış olacak ki tıslamıştı. Elindeki poşetle yanına oturdu ve yarasıyla ilgilenmeye başladı esmer hiçbir şey demeden. İnmiş ıslak saçlarıyla fazlasıyla güzel görünüyordu Yoru. Yarayı sterilize ederken tekrar tıslayınca yanmış olabileceğini düşünüp yarasına doğru üfledi. Esmerin üfleyişleriyle içi titremişti Yoru'nun. Yüzlerinin yakınlığı alt tarafında fırtınalar koparmaya başladığında titrek bir nefes verdi. Parmaklarını esmerin çene hattında gezdirmeye başlayınca Phoenix üflemeyi bırakmış ve gözlerini kapatmıştı. Parmakları çenesinde durmuş ve kavramıştı, kendine hafifçe çevirip esmerin dudaklarıyla kendi dudaklarını birleştirdi. Bir süre ikisi de hareketsiz kalsa da Phoenix'in dudaklarını aralamasıyla Yoru esmerin dolgun alt dudağına hücum etti. Yoru ileriye gitmek istese de kafasını geri çekip yataktaki eşyalara dönen esmerle durmak zorunda kalmıştı. Pamuğa krem sıkıp yaranın kenarlarına uyguladı, fazlasıyla yaraya odaklanmaya çalışıyordu çünkü dürtüleri onu ele geçirmeye çalışıyordu.

Adalet SavaşçısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin