Adalet Savaşçısı

Take a Hint, Take a Hint

Polis arabaları gözden kaybolduğunda gülme dürtüsünü bastıramamıştı Phoenix. O mavili adam zekiydi, kesinlikle fazlasıyla zekiydi ve farkındaydı. 'katil olup olmaman çok umrumda değil' cümlesini tam olarak neden kurduğunun da farkındaydı. Bana güven, gel itiraf et demenin farklı bir yoluydu bu.

"Dükkanı kapatıp gidiyoruz hadi, 2 itin birbirini yemesi yüzünden olan yine benim işime oluyor."

Dediği şeyle gülmek ve gülmemek arasında kalmıştı esmer. Gülmesini resmen yutup önden sinirle ilerleyen babasını takip etti. Bugün rahat durursa polislerin dinlenecek ve düşünecek zamanı olacaktı. Dükkanın da kapalı olması işine geliyordu, yarın ilk ışıkta da okula gidecekti zaten. Her şey mükemmel bir şekilde denk gelmişti. Yine de 2 katı dikkatli olacaktı elbette.

***

"Yemekte ne var?"

"Dünden kalan pizzayı ısıtacağım, dolapta da kola var."

"Süpermiş."

Mırıldanıp kendini koltuğa attı ve telefonundan bir oyun açıp oynamaya başladı Yoru. Cypher o kadar da kötü değildi aslında ya, sadece ailesini kaybetmiş babalık etmeye hevesli yaşlı bir adamdı. Yalan yoktu Yoru'yla da güzel ilgileniyordu.

***

"Yine mi ya, dün yardım ettim işte yetmez mi?"

"Rahat durmuyor adam ne yapalım, yine biri ölmüş ve aynı kişi olduğundan şüpheleniyoruz."

"Şehrin diğer ucunda değil mi?"

Bir şey diyeceği sırada sessiz kalıp boş boş baktığında sırıttı ve ayaklanıp üstüne ceketini alarak kapıya yürüdü.

"O baba oğul'un ya düşmanları var, ya da onlarda yanlış olan bir şey var. Gidelim hadi ne bekliyorsun?"

***

Yoru çevredeki insanları sorgularken katili savunan biri olduğu için oldukça eğlenmiş, onu gözaltına almadan önce onunla uzun bir konuşma yapmıştı. Katil olmadığı kesindi, sadece katillere ilgi duyan salak bir kızdı.

"Kız katil benim falan demeye başlamış."

Cypher dosyayı Yoru'ya uzatıp arkasındaki duvara yaslandı. Yoru dosyayı alıp bir süre inceledi.

"O kızın arama geçmişine baksan bile anlarsın onun katil olmadığını, sadece saplantılı bir ergen. Yine de gittiği okulda o esmer çocuğun da olması dikkatimi çekti, arkadaş olabilirler."

"Arkadaşını savunma olasılığı ne kadar? "

"Esmer bunu etrafa söyleyecek kadar salak değil, ilk konuşmamızda bile bunu anlayabildim. Neyse, onunla bir kez daha görüşsem iyi olacak, sorgu şeklinde değil de biraz rastlantı olarak karşılaşıp sohbet kursam hoş olur."

Cypher'dan kendisini esmerin okuduğu üniversitenin yakınlarına bırakmasını isteyip arabaya bindi. Çok geçmeden bir kafenin önünde durduklarında ise bir şey demeden çıkıp okulun yakınında olan kafeye girip bir kahve söyleyerek sigarasını yaktı. Bir yandan da ne konuşacağını, nasıl cümleler kuracağını düşünüyordu.

***

Öğle arası geldiğinde göz ucuyla gördüğü araba ile bir tık paniklemişti esmer, ne işleri vardı burada? En masum ifadesini takınıp ilerlemeye devam etti, şüphe çekmek yoktu. Sakince kafeye girip her zamanki yediği peynirli sandviçten ve limonatasından istemişti, her zamanki oturduğu masasına yönelip 'her zaman' ne yapıyorsa onu yapıyordu.

"Kök saldın buraya he."

Elindeki iki tabakla karşıma oturan karşısına oturan Harbor'a baktı ve kaşlarını çattı.