Adalet Savaşçısı

Bırak Beni Böyle

Rahatsız edici ve travma tetikleyebilecek bir bölüm olabilir!

"Phoenix ne yapıyorsun sen..?"

"Seni kurtarıyorum... Hem sen nereden çıktın ya?"

"...Cüzdanımı unutmuştum."

Harbor öylece eli kanlı adama bakıyordu. Daha fazla konuşmak istese de konuşamıyor öylece gülen Phoenix'e bakıyordu.

"Sır tutabilir misin?"

Harbor bir kanlı bıçağa bir de Phoenix'e bakmıştı. Phoenix doğrulup Harbor'a ilerlediğinde geri adım bile atamamıştı.

"Adalet Savaşçısı benim. Adımı da hiç beğenmiyorum aslında ama öyle koymuşlar artık, yapacak bir şey yok."

"Ne...?"

"Şşşş... Şimdi ben gittikten 10 dakika sonra polisleri arıyorsun. Babanı ölü bulduğunu söylüyorsun. Sonra da keyfine bakıyorsun tamam mı?"

"...Tamam."

"Aferin, sırrımızı kimseye söyleme ama."

Phoenix bir kaç adım attığında Harbor derin bir nefes alıp boğazını temizlemişti.

"Ya söylersem, beni de mi öldüreceksin?"

"Hayır. Ama birileri ölecek yine."

"O yüzden o polisle bu kadar samimiydin..."

"Hayır Harbor, ona aşığım."

***

Bankta oturmuş öylece etrafı seyrederken yanında hissettiği adamla dönmüştü Phoenix.

"Arkadaşın gözaltında. Babası öldürülmüş."

"Yedeğin diyecektin herhalde."

"Phoenix-"

"Tamam sus bir şey demedim."

Yoru başını eğmiş öylece eliyle oynamıştı. 3 haftadır görüşmüyorlardı en son hastane ziyaretinden sonra. Phoenix hep kaçmıştı ondan. Sakince oturmuştu yanında Yoru, bu sefer kaçmamıştı sonuçta. Phoenix boğazını temizleyip konuşmaya başlamıştı.

"Adalet savaşçısının aslında sadece pedofilileri öldürdüğünü duydum."

"Evet..."

"Güzel. En azından birileri intikamımızı alıyor."

"İntikamımız derken?"

Yoru Phoenix'e merakla döndüğünde Phoenix büyük bir gülümseme sunmuştu Yoru'ya.

"Küçükken ellerimin bağlandığını hatırlıyorum. 3 kişilerdi, ne istediklerini anlamamıştım en başında."

"Phoenix..."

"Canım çok acımıştı, gülüşlerini hatırlıyorum, hâlâ kulağımda gibiler. Çırpınmış ve yardım istemiştim. Kimse gelmemişti."

Yoru Phoenix'in eline uzanmış ve sıkı sıkı tutmuştu. Aşkını kabul etmese bile manevi olarak ona destek olmak istiyordu.

"Ölmediğime şaşırmışlardı, çok kan kaybetmişim. Mucize falan demişlerdi ama ben hiç mucize gibi hissetmedim."

Yoru Phoenix'e baktığında yanağından yaşlar süzüldüğünü farketmiş, boştaki eliyle göz yaşlarını silmişti. Göz göze geldiklerinde göz yaşlarının arasından gülümsemişti Phoenix.

"Nedense her şey bitti gibi hissediyorum."

"Anlamadım?"

"Hislerime hep güvenirim."