genç, oturduğu hastane sandalyesinde öylece bekliyordu. biliyordu, onun dönüşü olmayacaktı. yine de, onu beklemek, onu hissetmek gibiydi.
ondan, hoşlanmıştı.
siyah saçlarından, güzel gözlerinden, kitabından, güzel duruşundan. hoşlanmıştı.
eli, saatlerdir öylece kucağında duran kitaba gitti. açtı, tam o anda en arkasından bir kağıt düştü. açtı yavaşça.
"merhaba, günlerdir bana uzaktan bakan genç." yazıyordu ilk cümlede, kendisine yazılmıştı.
" günlerdir, öyle baktın ki gözlerime. hissettim, seni. biliyor musun, yıllardır kendimi hissetmeyen ben, hissettim seni? korkunçtu ama iyi hissettirmişti."
duraksadı genç, gözleri dolmuştu şimdiden.
"yıllardır, bu gücü aradım kendimde. ölmek için güç aradım. defalarca kez denedim, dikişlerle döndüm eve. olmadı güzel genç. olmadı. ama bak, bu sefer yıldızlardayım."
yazan mektubu okurken, ağlamasını tutamamıştı genç. gözlerinden yaşlar öylece akarken, okumaya devam etti.
"iki sayfa, özenle okuduğum. özenle çizdiğim altını. o sayfayı oku olur mu güzel genç?"
"oku, oku anla beni. lütfen. kimse anlamadı, sen anla beni."
yazıyı tamamen okuduktan sonra kapattı mektubu, kitabın arasına yerleştirdikten sonra ağlamaya başladı hıçkırarak. hiç durmadan ağladı.
onun bedenini çıkarttılar ameliyathaneden, ölü bedenini. biliyordu zaten öleceğini. o gittiğinde, ölmüştü zaten. ayağa kalktı. koşarak gencin bedenine sarıldı.
korktuğu için yanına gitmediği gence sıkıca sarıldı. öptü yaralarını tekrar tekrar. öptü bileklerini, öptü boynunu.
öptü, iyileşsin istedi.
iyileşmedi.
güzel gözlü genci, götürdüler. bir kaç adım geri giderek kitabı eline aldı, gencin bahsettiği sayfayı açtı.
özenle okudu her bir kelimeyi.
"Tanrı biliyor ya, çoğunlukla bir daha uyanmama arzusu, hatta ümidi ile yatağa giriyorum: Ve sabahleyin gözümü açıp yine güneşi görünce neşem kaçıyor."
yazıyordu ilk sayfada, demişti ya o da ölümü istiyordu.
bir sonraki sayfaya ilerledi.
"kendime kızamıyorum, çünkü ölme cesaretine sahibim. - yapabilirim."
yazıyordu sonraki sayfada, yapmıştı gerçekten.
o ölüme, ölüm ona kavuşmuştu.
twt.
waltzinaminor
senin anına güzel adam, o'na güzel bakacağım.
papatyaların, kedin ve ben; yanına gelmeyi bekleyeceğiz.
-reha.
teşekkür ederim, bu zamana kadar okuduğunuz için.