Arkadaşlar aypeti ben az önce aldım. Küçük bir sorun olduğunu ve diğer götürdüğüm tamircinin yanlış baktığını söyledi. Zaten bir saat önce elaalp44_kurgu İnstagram hesabımdan duyurmuştum. Keyifli okumalar dilerim♥️Gözlerimi yavaşça açtım. Yataktan doğrulduğumda kabusun etkisinden kurtulmaya çalıştım. Lavobaya gidip işlerimi hallettikten sonra çıkacaktım ki aynaya yapışan kağıt dikkatimi çekti. O kağıdı sert bir şekilde çekip aldığımda ışıkla kapıyı kapatıp çıktım. Yatağa geçtiğimde katlanmış kağıdı açtığım ve içinde yazanlarla şok oldum.
" Kader Leyal kader,
Yalnızlık beni biçer,
Korkuyorum sanma al gözlü,
Daha al al kan akacak gözlerinden,
Biter mi sandın,
Yalnızlık ölüm mü sandın,
Yanıldın,
Çok yanıldın,
Gözlerinden birer boncuk misali,
Kalmış küçük keder,
Sanma ki kalbin,
Nice ömürlere bedel,
Yanıldın,
Çok yanıldın,
Kork kederden,
Kork kalpten,
Kork al renkten,
Kork gözlerinden,
Nicelik ömre bedel,
Sanma yarına ecel,
Lal olan dudakların,
Konuşsun yar nice,
Ya kurtuluş ya ölüm,
Sen karar ver."Tüm bedenim korkuyla kaplanırken gözyaşları korkmam gereken gözlerimden firar etti. Titreyen ellerimin arasından yatağa düşen kağıt benim sonsuz korkuma bedeldi.
Anlamadığım şiir kalbime bir ürperti vermişti. Göğüs kafesim korkuyla inip,kalkıyordu. Ellerimle gözyaşlarımı sildim. Kağıdı yastığın altına koydum. Üzerimdeki kıyafetleri değiştirmek için dolaba baktığımda siyah kot pantolon ve kırmızı bir kazak alıp giyindim.
Kapı bir anda açıldığında şaşkınlıkla gözlerim kapıya döndü. Uras gelmişti.
"Hazırlan gidiyoruz." dedi.
El hareketleriyle " Nereye?" dedim.
" Bilmiyorum, hazırmışsın zaten çantanı al gel hadi." dedi.
Dediğini yapıp odadan çıktığımızda asansöre bindik. Garaja indiğimizde burada Sevgi'ye gitmek için çabalarımı hatırlayınca gözlerim doldu.
" Çok ağlıyorsun." dedi alayla yanımdaki gıcık.
Burnumu çektim ve el hareketleriyle " Ağlamıyorum ki." dedim.
" He he eminim ağlamıyorsundur." dediğinde dudakları kıvrıldı. Benimle dalga geçmek hoşuna mı gidiyordu bu adamın.
Bir arabaya bindiğimizde sürmeye başladı. Yolda giderken arabanın ekrandaki programından bir şarkı açtı.
" Ben yoruldum hayat gelme üstüme,
Diz çöktüm Dünya'nın namert yüzüne,
Gözümden gönlümden düşen düşene,
Bu öksüz başıma göz dağı verme,
"Gözümden gönlümden düşen düşene,
Bu öksüz başıma göz dağı verme."Şarkı sanki beni anlatıyordu. Dinledikçe gözlerim doluyordu.
" Ben yanıldım hayat, vurma yüzüme,
Yol verdim sevdanın en delisine,
O yüzden ömrümden giden gidene,
Şu yalnız başımı eğdirme benim,
O yüzden ömrümden giden gidene,
Şu yalnız başımı eğdirme benim.""Ben pişmanım hayat, sorguya çekme,
Dilersen infaz et, kar etmez dilime,
Sözlerim ağırdır dokunur kalbe,
Şu suskun ağzımı açtırma benim,
Sözlerim ağırdır dokunur kalbe,
Şu suskun ağzımı açtırma benim."Gözlerimden iki,üç,dört derken yaşlar süzülmeye başladı. Sevgi'nin ölümünden midir bilmem ama çok hassaslaşmıştım. Her duyduğuma,gördüğüme ağlıyordum.
Arabayı bir yere park ettikten sonra Uras ağladığımı fark edince " Ciddi misin?" diye hayretle sordu. Elinde olan pet şişeyi açarak bana uzattı. Suyu alıp içtiğimde gözyaşlarım durmuştu. Pet şişeyi ona geri uzattım ve ellerimle göz yaşlarımı sildim.
El hareketleriyle " Teşekkür ederim." dedim.
" Geldik." dedi ve arabadan indi. Bende inecektimki kapıyı Uras açtı.
Elini bana uzattı ve " Gel."dedi. Elini tuttum ve arabadan indim.Koca bir malikanenin önündeydik. İçeri girdiğimizde koca bir sofrayla karşılaştık. Etrafta patron, Kuzey, Barlas, Asel vardı. Uras elimi bırakıp sandalyeye oturduğunda bende bir sandalyeye oturdum.
" Çocuklar hepiniz hoşgeldiniz , buyurun yemeğe başlayın isterseniz." dediğinde ben dışında herkes yemeğe başladı. Patron bana bakarak
" Sen niye yemiyorsun kızım?" diye sordu.El hareketleriyle " Aç değilim." dedim.
Onaylar gibi başını salladı ve o da yemeğe başladı. Yemekler yaklaşık on dakika sonra bittiğinde " Afiyet olsun." dedi patron.
" Çocuklar ilk öncelikle size kurduğum planı anlatayım. Şöyle ki Leyal sen katille iletişime tek geçebilensin. Bir buluşma ayarla, ayarlayabilirsen.
Ona pusu kuralım ve öldürelim." dedi.Başımı onu onaylarca salladım. Önceden bana konum attığı numaradan ona kendi canımı vereceğimi söyleyip çağıracaktım. Yalan söylemeyecektim. Gerçekten canımı alması için çağıracaktım. Hayatımda çok ölüm gördüm belki ama asla birini öldürmedim. O zaman onu öldüreceğim ve sonrada kendimi.
"Lavobaya gideceğim izninizle." dedim.
" Tamamdır kızım, Elay sana gösterir yolu." dediğinde yanıma uzun kahve saçları olan, yeşil gözlü tatlı bir kız geldi.
Lavobaya girip işlerimi hallettiğimde çıktım. Kapıyı açtığım anda yaşadığım şoku bir ben bir Allah bilir. Dudaklarımda hissettiğim dudaklar yüzünden taş kesmiştim. Gözlerimi ne yapacağımı bilemez halde beni öpen yüze baktığımda Uras olduğunu gördüm. Hızla geri çekildi.
" Çok özür dilerim, yanlışlıkla oldu." dediğinde şaşkınlığım gözlerimde yeterince belli oluyordu.Bu şaşkın halimizi bozan yan odadan gelen haykırma sesi oldu. Hızlıca oraya koştuğumuzda kapıyı açtık ve gördüğümüzle büyük bir şok yaşadık.
❤️🩹Merhaba! Umarım iyisinizdir. Bugün sizlere 7. Bölümle geldim. Hikayede geçen şarkı ben yoruldum hayat- Mümin Sarıkaya'dır. Yazılan şiir ise tamamen bana aittir. Bölümü umarım beğenmişsinizdir. Hikayemi oylarsanız sevinirim. Her Perşembe saat 20:00'da görüşmek dileğiyle🤗
Instagram: elaalp44_Kurgu
#zalimsaplantı
7. BÖLÜM PLAN YAYINLANDI !!! UMARIM BEĞENİRSİNİZ,OYLARSANIZ
SEVİNİRİM. PERŞEMBE GÜNÜ SAAT 20:00'DE GÖRÜŞMEK ÜZERE 🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZALİM SAPLANTI
Mystery / Thriller6 genç 1 katil... Sınırları zorlanan 6 genç. LEYAL,URAS,SEVGİ,KUZEY,ASEL,BARLAS... Bir katil 5 gençin peşine düşüyor. Alınacak çok intikam,yanlışlıklar,acılar,kaybedişler... Ölüyorum. Bu kabusun içinde ölüyorum. Hayat acımasız, insanlarında hayatta...