5. BÖLÜM PARÇA

35 3 0
                                    


LEYAL'DEN

Yaklaşık bir saattir odadaydım. Çatışma sesleri geliyordu. Nefret ettiğim,zil sesine benzettiğim her silah sesini duyduğumda kalbim acıyordu sanki. Kapının sağında kalan duvara oturmuş dizlerimi kendime çekmiştim. Ellerim kulaklarımda baskı yaparken, yaşlar yanaklarımdan süzülüyordu.

Aklıma acı çektiğim,nefret ettiğim,korktuğum,çırpındığım, çaresizliğimin. anıları geldikçe artıyordu yaşlarım. Hıçkırıklarım dudaklarımdan firar ettikçe nefesim kesiliyordu. Bedenim yerde otururken, ruhum çırpınıyordu.

Büyük ihtimalle Sevgi eve gelmişti. Beni göremeyince endişeden kalp krizi geçirmez diye umuyordum. Sevgi'nin koroner arter hastalığı vardı. İki ay önce şikayetlerinden dolayı doktora gitmiş ve ona bu hastalığın tanısı konulmuştu. Bu hastalığı o zamanlarda ilk defa duymuştum. Tüm ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan koroner arter hastalıkları, kalbin etrafında bulunan ve onu besleyen damarlarda meydana gelen daralmalar sonucu ortaya çıkıyor. Hastalık kendini göğüs ağrısı ya da doğrudan kalp krizi ile gösteriyor. Neyse ki Sevgi'nin hastalığına erken tanı konulduğu için ölüm riski azalıyor. Sevgi'ye iş vermemelerinin çoğu nedeni de bu hastalık oluyordu. Bu durumdan dolayı Kuzey bazen Sevgi'yi de fırına götürüyordu.

❤️‍🩹

Yaklaşık yarım saat sonra kapı kilidinin açılma sesi geldi. Gözlerimi kapıya çevirdiğimde bana onu öldürmemi isteyen adamın oğlu olduğunu söyleyen adam geldi. Yirmili yaşlarının ortasında gösteriyordu. Yeşil gözleri üstten merhametle bana bakıyordu. Yeni çıkmış sakalları yüzüne ayrı bir hava katıyordu. Yüzü bir insanda olamayacak kusursuz görünüyordu.

" Babam seni çağırıyor." dedi.

Boş gözlerle oturduğum yerden ona baktım. Bana doğru bir kaç adım daha attı ve elini bana doğru uzattı.

Gözlerim eline kaydı. Bileğinin üstünde yılan dövmesi vardı. Bu adamdan iyice korkmaya başlamıştım. Haraket etmediğimi görünce " Oturduğun böcekli yeri çok sevdin sanırım." dedi.

Hızla oturduğum yere gözlerimi çevirdiğimde çığlık atarak ayağa kalktım. Oturduğum yerde yirmiden fazla hamam böceği vardı. Çırpınarak ellerimle üzerimdeki böcekleri yere attım. Hızla açık olan kapıya koştum. Kapını önünde duran çalışanlar gülüşünü zor tutuyordu. Adını bilmediğim adam
ise kahkaha atıyordu. Onlara bakarak kaşlarımı çattım.

Ellerimi sert kullanarak " Bu lanet yerden gitmek istiyorum!" dedim.

"Babam izin verirse gidersin." dedi adını bilmediğim gıcık.

Kaşlarımı daha fazla çattığımda önüme geçti. "Takip et." Dedi ve yürümeye başladı.

Asansöre bindiğimizde ikinci kata bastı. Asansörün kapısı açıldığında gördüklerimle şoka girdim. Robot insanlar vardı. Ses yoktu fakat robot elleriyle hepsi bilgisayarlarla iş yapıyordu.

" Ağzını kapa ve beni takip etmeye devam et gece." dedi ismini bilmediğim gıcık.

El hareketleriyle " Gece mi ?" dedim fakat görmedi. Çünkü arkası bana dönüktü. Elimle omzuna dokununca bana döndü. Sonra tekrar el hareketleriyle " Gece mi ?" dedim.

"Leyal isminin anlamı gece demek o yüzden. " dedi.

El hareketleriyle " Senin ismin ne ?" diye sordum. İçimden ona gıcık diyeceğime ismiyle hitap etsem daha iyi olurdu.

ZALİM SAPLANTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin