DOKUZUNCU BÖLÜM.

27 1 0
                                    

☄️Herkese tekrardan selamlar. Uzun sayılabilecek bir bölümle yeniden ben geldim. Bu hafta tekrardan bir bölüm daha atmayı planlıyorum, eğer yetiştirebilirsem çok fazla bekletmeyeceğim.

☄️Koyduğum görsel, toplantı salonu. Ortasında kocaman bir masa varmış gibi düşünelim lütfen.

☄️Bölüm şarkısı, Model-Sarı Kurdeleler. Çünkü ben ne zaman Cihan ve Ranya ile ilgili sahneler yazsam, nedense bu şarkıyı hep Ranya ile bağdaştırıyorum. Kitabı başından sonuna okuyanlar eminim ki ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır.

☄️Sorularınızı, merak ettiklerinizi bu satıra yazabilirsiniz. Bana ulaşmak isteyenler için ise, melisa.ulusoy1 instagram adresim. Rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

☄️Daha fazla uzatmadan, keyifli okumalar dilerim. Kitap teyzem ve Lethe için yazılmaktadır.

🕸️

RANYA KATRE

İsimlerimiz, karakterimizdi. Bizi yansıtırlardı, teyzem hep bunu söylerdi. Bu yüzden hep merak ederdim neden bana Ranya ismini verdiğini. Bazen düşüncelerim ince bir buz tabakasının altında kalmış gibi hissederdim ama bilirdim o buz tabakasının altındaki derinliği. Dipsiz bucaksızdı. Bana demişti, doğduğunda öyle bir bakışın vardı ki, zarafet nedir biz senin bakışınla öğrendik derdi.

O yüzden bu ismi seçtiğini söylemişti. Öyle miydi, bilmiyordum. İsmimin bana kattığı tek şey, kraliçelik ünvanıydı. İsmimin bir diğer anlamı, kraliçe demekti. Doğruydu. Şu an, yer altının en büyük güçlerini ben elimde tutuyordum.

Çünkü melez olan veliahtlardan biriside bendim. Alin Vira ve Zafir Katre'nin kızı; Ranye Katre.

Bu ismi üç gün önce kabullenmiştim. Annemle babam beni kabullendiğinde. Eksik tüm parçalarım yerine oturmuş, kırılan tüm kemiklerim iyileşmiş gibi hissetmiştim. Çünkü kimsesiz değildim. Bunu bilmek bile yeniden doğmamı sağlamıştı. Artık kabul ediyordum.

''Şimdi ki planın ne peki Zafir? Masaya geri geldiğini ve ellerimizi kızından çekmemizi söylüyorsun ancak bu savaşı bu hale getiren senin kızın.''

Bunu diyen kişi Yamaç Adal'dı. Bana karşı bu masada nefreti olmayan insanlardan bir tanesiydi, ancak genelde çok katı kuralları olan bir adamdı. İş ve kurallar onun için her şeyden önemliydi. Bunu öğrenmiştim.

''Ondan istediğiniz yok etmesi değil miydi Yamaç? Siz istemediniz mi?''

''Zafir, biz ortalığı ateşe vermesini istemedik. Ayrıca istenilen, hepsinin ölmesiydi. Sadece bir tanesinin değil. Ölecekse hepsi ölmeliydi ki, ortalık bu şekilde savaş alanına dönmemeliydi.''

Bunu söyleyen Merter ailesinden, Evren Merter'di. Kızı ve oğluyla tanışmıştım. Yani burada gittiğim okulda denk gelmiştim.

''Evren, o kadının benim kızıma neler yaşattığını biliyorsun değil mi? Hiç kendini koydun mu yerine? Ya da kendi öz kızını koydun mu? Aynı durum onun başına gelseydi, sen benim yanımda mı olacaktın karşımda mı?''

Babamın bunu demesiyle masada derin bir sessizlik oluşmuştu. Çünkü hepsi fark etmişti, babam söyleyene kadar kimse kendini ya da çocuğunu benim yerime koymamıştı. Sadece çıkan gürültüye odaklanmışlardı. O gürültüyü çıkartmama sebep olan acılara değil.

Benden geçmişimi çaldıkları için, geleceğimi harap ettikleri için çıkarttığımı şimdi fark ediyorlardı ve kabul etmek istemeseler bile, içten içe bana hak veriyorlardı.

''Eğer herkesin konuşması bittiyse, ben konuşacağım.''

Bir bastonun sertçe yere vurulmasıyla bakışlarımı masada sabitlediğim su şişesinden çektim. Yere bastonunu vuran adamı tanımıyordum. Oldukça yaşlıydı, saçları beyazlamıştı. Ancak kapkara gözleri hala daha çok canlı duruyordu. Yanında oturan adam Azrak Vira'ydı onu biliyordum ancak adamı tanımıyordum.

ROYEM -LEZA ÇUKURU- 🕸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin