Fire Dynasty | Jikook

6- Yedi Büyük Krallık

Pvris-Use Me

Jimin, Delta Kral'ın yardım isteğinden sonra onunla odasına yürümeye başladıklarında tüm yol boyunca ne hakkında yardım istediğini ve neden bu kadar çabuk yardım etmesi gerektiğini düşünüp durmuştu. Elbette yardım konusunda bir sıkıntısı yoktu, keza Jungkook tıpkı yarım saat öncesinde yaptığı gibi onu birçok kez karşılık beklemeden kurtarmıştı. Kurtarmamış olsa bile Jimin bu isteği geri çevirmeyeceğini biliyordu.

Kral Jungkook iyi bir adamdı. Kraliyet arşivinde ya da kütüphanede yer alan kitaplarda anlatıldığı gibi bir cani değildi. O, Bayan Kim'in türlü zorluklarla kendisine gönderdiği birkaç eski püskü parşömende yazıldığı gibi merhamet doluydu. Yardım etmekten çekinmeyen bir yapıya sahipti ve Jimin defalarca kez kendi gözleriyle şahit olmuştu buna.

Muhafızların selamını alarak açılan iki kanatlı devasa ahşap kapıdan içeriye girdiğinde Kral Jungkook bir adım ilerisindeydi. Odaya adımını atar atmaz burnuna dolan yoğun delta kokusuyla içindeki omega sızlanırken dudaklarını sımsıkı bastırarak bu sızlanmanın dışarıdan da duyulmasına engel oldu. Genç prens bu kokuyu kendi içinde tanımlasa kesinlikle yaşam gibi derdi. Kendi feromonlarına kıyasla daha yoğun olan bu koku bazen çiçeklerinin dibindeki toprak gibi, bazen yapraklarına dokunan yağmur gibi, bazense yüzünü çevirdiği güneş gibiydi. Kendisini hep bir muhtaçlık hissiyle dolduruyordu fakat elini uzatsa dokunabileceği kadar yakınındaydı da aynı zamanda.

Omegası aldığı kokuyla ve deltanın yakınında olmasının verdiği rahatlamayla Jimin'in göğsünü huzurla doldurduğunda, genç prensin bakışları daha önce de bulunduğu odanın içinde büyük bir özenle dolaşıyordu bu sefer. Karşılaştığı ejderha silüetli tabloyu bir kez daha incelerken şimdi o resmedilenin Jungkook'un bir yansıması olduğunu kolaylıkla anlayabiliyordu. Gözleri günler öncesinde uyandığı siyah çarşaflarla örtülü çift kişilik yatağa kaydığında odanın merkezinde bulunan yatağın toplu olduğunu gördü. Yatağın sağ kanadında duvara dayalı orta boylarda ahşap bir dolap yer alıyordu. Jungkook'un devasa dolaplar yerine böyle mütevazi bir seçimde karar kılması Jimin'i şaşırtmıştı. Nihayetinde o bir kraldı, zamanında birçok davette ve toplantıda bulunurken bu kadar az giysiyle nasıl hazırlanabileceğini düşündü bir an. Sonra aklına yanan kıyafetleri geldi. Çokça dönüşüm geçirdiği için kıyafetlere o kadar da gerek duymuyordu belki de.

Jimin için hava hoştu, kıyafetlere gerek duymasa da olurdu. Düzeltme, Jimin'in omegası içindi hoş olan.

Yatağın hemen çaprazında kalan ahşap masanın üzerinde yine birkaç parça eski parşömen düzenli bir şekilde duruyordu. Masanın ortasına ise açık olarak sekiz krallığın haritalarından biri konulmuştu. Genç prensi en çok şaşırtan ve daha önce fark edemediği için hayıflandıran kesinlikle masanın sol kanadını gören duvara dayalı devasa kitaplıktı. Hafifçe açılan ağzı ve irileşen gözleriyle kitaplığı incelerken burada uyandığı o gün kafası yerinde olmadığı için göremediği kitaplık şu an nutkunun tutulmasına neden olmuştu. Kitapların kapaklarında gezinen gözleri daha önce arayıp bulamadığı birkaç isme rastladığında kaşları istemsizce havalanmış, parmak uçları kalın kapaklarına dokumak için heyecandan uyuşmuştu.

Birkaç adım gerisinde kendisini pür dikkat izleyen Jungkook, omeganın tatlı tepkileriyle dudaklarının kenara kıvrılmasına izin vermişti.

"İstediğini alıp okuyabilirsin, Jimin." Duyduğu tok ses genç prensi hazırlıksız yakaladığında bakışları hızla kitaplıktan Jungkook'un üzerine döndü. Delta Kral ona anlayışla bakarken ateşin kızıllığını taşıyan yakıcı bakışlarının günden güne Jimin'in içini sıcacık yaptığının farkında mıydı acaba?