3-Yabancı

150 25 92
                                    

Ruelle- War of Hearts

Prens Jimin henüz beş yaşındayken bakıcısı Bayan Kim, esmer dostu Taehyung'a ve kendisine her gece yatmandan önce çeşitli hikayeler anlatırdı. Küçük bir çocukken bile Jimin'in en çok hoşuna giden hikaye Delta Kral'ın hayatıydı hiç kuşkusuz. Genç prens o zamanlar ona müthiş bir hayranlık duyar, kralın ismini ne zaman işitse kalbi ağzında atmaya başlardı. Nedenini hiçbir zaman anlayamasa da onun ismen bile hayatında olması Jimin'i huzurlu hissettirirdi.

Yirmi yaşına gelene kadar daima Delta Kral'ın adını geçirmeye özen göstermişti hayatında. Bayan Kim okuması için onun deyimiyle gerçeği anlatan kitaplar bulurken hiçbiriyle yetinemeyen altın saçlı prens, zamanının çoğunu ya saray kütüphanesinde ya da krallığın tozlu arşivlerinde geçirmişti. Yine de hiçbir zaman istediği ayrıntılara ulaşamamıştı. Bayan Kim'in getirdiklerinde bile hayatının bir kısmından sonrası, sanki sayfa yırtılıp atılmış gibi kitaplarda yer almıyordu. İşin tuhaf yanı kraliyete ait kayıtlarda Delta Kral bir hainmiş gibi anlatılırken Bayan Kim'in ısrarla gerçeği anlattığını söylediği o kitaplarda halkın görüp görebileceği en merhametli kral olarak tasvir ediliyordu. Prens Jimin arada kafası karışıyor olsa bile Delta Kral hakkında kötü düşünmemeye özen göstermişti. Ruhunda hissettiği diğer adam, sahip olduğu statü/biricik omegası, Delta Kral'a kendinin de anlam veremediği garip bir sevgiyle bağlıydı.

Aniden hayatına giren Prens Taemin ile zamanla Delta Kral'a olan merak duygusunu kaybetmişti Jimin. Günlerinin büyük bir kısmını Prens Taemin ile geçiriyor, esmer arkadaşına bile doğru düzgün vakit ayıramıyordu. Taehyung bu duruma olan hoşnutsuzluğunu davranışlarıyla belli etse de ağzını açıp tek kelime etmemişti. Kendince kabullenmeye çalışıyordu zira Taemin, Jimin için özel biriydi ve Taehyung zamanla daha da özel olacağını biliyor gibiydi.

Tüm bunları yeniden düşününce bir şeylerin farkına daha iyi varıyordu Jimin.

Açılan zihnine rağmen dakikalardır kapalı duran göz kapakları nihayet aralandığında, karşısında duran yabancı tabloyu net görebilmek için gözlerini birkaç kez kırpıştırmıştı. Normalde olsa korkunç bulacağı bu tablo ona hafif bir esenlik sağlarken daha önce ne kendi odasında ne de saray koridorlarında benzer bir tabloya rastlamadığını fark etti. Kırmızı gözlere sahip geceden daha kara bir ejderhanın, koca bir sis bulutunun ardında avını yakalamaya ramak kala olan görüntüsü vardı karşısında. Ejderha figürü öylesine gerçekçi resmedilmişti ki Jimin elini uzatsa onun kalın derisine dokunabileceğini düşünmüştü.

Bakışlarını zorlukla tablodan çekip parmak uçlarını göz çukurlarına bastırarak en son ne yaşadığını hatırlamaya çalıştı. Taehyung'la olan konuşması bir bir zihnine dolduğunda vücudu bir kez daha büyük bir şaşkınlıkla sarsılıvermişti. Jimin yaşadıklarını en küçük ayrıntısına kadar hatırlamaya başladığında kendisini hatırlamak için zorladığına anında pişman oldu. Yalandı. Hayatı koskoca bir yalandı. Sahip olduklarına sahip bile değildi aslında. Kendi özü bir büyüyle değiştirilmişti. Kendi duyguları bir büyüyle yönlendirilmişti. Jimin bir adamın uyandırılması uğruna en değerlilerini yitirmişti. Ne omegası ona aitti, ne sunduğu sevgisi.

Gözleri hızla dolarken yanaklarına yuvarlanan yaşları silecek gücü bile yoktu. Son iki günü, sanki hayatının yirmi iki senesini siyah bir poşete koyup öylece çöp tenekesinin içine atmıştı. Yaşadığı anlar ve hissettiği duygular gerçekliğini yitirmişti. Güven duyduğu tek dostu bile, çocukluğunda samimiyetle yanında olsa da büyüdükçe onunla bir görev uğruna dostluğunu sürdürmüştü.

Jimin kendini değersiz hissediyordu. Bu dünyaya kullanılmak için gelen değersiz bir hayattı onunkisi.

Kendini sarayın en yüksek terasından öylece aşağı bıraktığı an zihninde defalarca dönüp dururken nasıl kurtulduğunu bir türlü anlayamıyordu. Islak gözleri gördüğü son görüntünün berrak gökyüzü olduğunu hatırlatıyor, devamında ise karanlığa bürünüyordu. Vücudu paramparça bir halde gömülmeyi beklerken tanımadığı bir odada aralanmıştı şimdi o gözleri. Ölüm bile onu kabullenmemişti, sanki senin seçim yapma şansın yok ben ne zaman istersem canını o zaman alırım der gibi.

Fire Dynasty | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin