Nazi Almanyası × SSCB {2}

309 20 94
                                    

~01:47~

Nazi Almanyası, büyük babasının yanıda onunla sohbet ediyor ve tuhafdır ki hoş vakit geçiriyordu.

Nazi Almanyası; Cidden hastaneye gittiğini fark etmedim bile-

Prusya; Aman boşver, şu an iyiyim ne de olsa.

Nazi Almanyası bacak bacak üzerine atarak arkasındaki banka yaslandı. Prusya ise kolundaki saate bakıp ayağa kalktı.

Prusya; Her neyse ben artık gitsem iyi olur, Rus İmparatorluğu'na saat ikide bir buluşma sözüm var.

Nazi Almanyası kaşlarını çatarak sordu;

Nazi Almanyası; Tam olarak- nasıl bir randevu bu?

Prusya üstünü başını düzelttikten sonra eli ile saçlarını geriye attı ve bandajları saklamak için kafasına taktığı şapkasını düzelttikten sonra cevapladı;

Prusya; Kaç çeşit randevu biliyorsun?

Nazi Almanyası cevap vermedi ama ailesinden bazı kişilerin Ruslarla haşır neşir olması pek hoşuna gitmemişti. Bunu düşünürken karşılarında duran Doğu Almanya ve Sovyetler Birliği'ne bakıyordu.

Nazi Almanyası; Şu Ruslarda ne bulduğunuzu anlayamıyorun..

Prusya birden Nazi'ye dönüp konuştu;

Prusya; Emin ol bunun bir önemi yok. Emin ol tanırsan Rus olmasını umursamadan onu sevebilirsin.

Nazi Almanyası; Teşekkürler, ben almayayım.

Nazi Almanyası ablayla gülümseyip derince nefes aldı.

Prusya; Hiç belli olmaz..

Nazi Almanyası tam konuşmak için ağızını açmıştı ki Rus İmparatorluğu oraya gelerek Prusya'ya el salladı. Bunu gören Prusya da elini sallayarak onun yanına gitti ve Rus İmparatorluğu'nun, girmesi için uzattığı, koluna girerek neşeyle birşeyler söylemeye başladı. Nazi Almanyası, neşeyle oradan uzaklaşan çifte bakarken kendi kendine düşünüyordu. İyi anlaştıkları oldukça belliydi. Elbette kendisi de başka hedefleri olmasaydı Ruslarla iyi geçinmeye çalışabilirdi. Her ne kadar hedefinin ne olduğunu hatırlayamasada.. Nazi Almanyası bu düşünceleri kafasından çıkararak Doğu Almanya ile şaka kalan Sovyetler Birliği'ni izlemeye devam etti. Kendisi öldüğü zaman Sovyetler Birliği'nin, onu kendi çocuğu gibi yetiştirdiğini duymuştu ve bu nedensiz bir şekilde canını sıkıyordu. O nedenle ani gelen bir sinirle beraber oturduğu yerden kalktı ve hızla göl kenarına doğru ilerlemeye başladı. Göl kenarına gelip çimlere oturduğunda ise kendini çok daha iyi hissediyordu. Biraz sonra geri çekilerek kendini çimlerin üstüne bıraktı ve mavi gökyüzünü izlemeye başladı. Esen hafif esinti saçlarını kaldırıyor ve yüzünü okşuyordu. Bir an sonsuza kadar o şekilde kalabileceğini düşündü ve huzurla gözlerini yumdu. Aradan yarım saat kadar geçmiş olacak ki birden Nazi Almanyası yanına yaklaşan ayak sesleri duydu ve gözlerini açtı. Kafasını çevirdiğinde ise yanında oturan ve kendisine gülümseyen Sovyetler Birliğini gördü. Birden tüm huzurunun uçup gittiğini hissetti ve o nedenle huzursuzca doğrularak dizlerini karnına çekti. Bu adam sapık gibi onu mu izliyordu gerçekten? Nazi Almanyası konuşmadı. Onun yerine yanındaki ülkenin konuşmasını beklemeye başladı ki bu çok uzun sürmedi.

Sovyetler Birliği; Bir süre önce dik dik bana baktığını gördüm.. Ve o nedenle seni sinirlendirecek bir şey yaptığımı düşündüm ve peşinden geldim. Sanırım-.. Bana sinirlisin? Öyle değil mi?

Nazi Almanyası göz ucuyla yanındaki ülkenin okyanus mavisi gözüne baktı. Yanına gelmek için kullandığı bahane gerçekten bu muydu? Umutsuzca iç çekti ve cevapladı;

☁︎ 𝐆𝐞𝐛𝐨𝐫𝐠𝐞𝐧𝐡𝐞𝐢𝐭 ☁︎〢𝐂𝐇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin