7. Konum: Gece Kulübü

13 1 0
                                    

Hızlıca bir duş aldım. Üzerimde göğüs dekoltesi oldukça derin, askılı bir mini elbise vardı. Saçlarımı düzleştirip bir tutamını örmüştüm. Makyajımı ağır yapmak yerine oldukça belli bir eyeliner çekip, dudaklarımı kırmızı bordo arası bir kalemle çizmiştim.

Odama girip önceden aldığım ama hiç giymediğimi topuklu çizmelerimi ayağıma geçirdim. Çanta olarak da siyah, çok büyük olmayan bir sırt çantası seçtim.

Geri dönüşümü kutlamak için gece kulübüne gidecektim. Tabi malum yerden sonra.

Geri dönüş olarak ne yaptın ki? Diye soranlar vardır elbet. Şöyle izah edeyim: Rolümü geri aldım. Şirket, oyuncuların geri alabilmesi için rolü 5 gün boşta bırakıyormuş. Ee ben de 4 günü doldurmuştum ama 5. gün kurtarıcım oldu.

Saat 23.04'tü. Güzel, gececiler zamanı gelmek üzere. Telefonumu da çantama attıp aşağı indim.

Aşağı indiğimde Ilgaz kahvesini karıştırıyor, Can da telefonuyla oynuyordu. Dünyadan kopuyordu telefonuyla oynarken. Ama içeride biri daha vardı. Bir kız. Arkası bana dönük olduğu için yüzünü göremiyordum ama uzun koyu kahverengi saçları vardı.

Ilgaz bir yandan kızla konuşuyordu. "Endişelenme, annemle sana yardım etmesi konusunda konuşurum." dedi Ilgaz. Kız hızla başını salladı.

"Saçmalama Ilgaz. Bunun için onunla konuşmana gerek yok. Seni benim için-"

Bu topukları sikeyim. Normalde seslerini çok severim ama böyle anlarda ses çıkarmak için birebirler.

İkisininde bakışları bana döndü. Kız bana tebessümle bakıyorken Ilgaz dibi düşmüş gibi bakıyordu. Baştan aşağı beni süzerken gözleri göğüslerimde oyalandı. Ona bakmak yerine tanımadığım kıza baktım.

"Ya bu bölümü kim yaptı! İnsan şu engelleri azıcık uzak koyar. Götüm bile sığmaz aralarına!" diye söylenip telefonunu pufa fırlattı Can. Anca o zaman beni fark edebilmişti.

"Ateş misin, barut musun bilmem ama bomba gibisin Afom. Boşuna senin adını Afet koymamışlar be!" dediğinde ona öpücük attım.

"Merhaba ben Nehir. Ilgaz'ın en yakın arkadaşıyım." dedi tanımadığım kız. Saçları gibi gözleri de kahverengiydi. Beyaz tenli ve oldukça zayıftı. Korelileri andırıyordu yüz hatları. Tam kendimi tanıtacaktım ki mutfaktan sarışın bir çocuk çıktı.

"Benden sonra en yakın arkadaşı! Alp bu arada ben." dedi ve kolunu Nehir'in omzuna attı. Nehir'se ona iğrenen bakışlar atıyordu.

"Ben de Afet. Biliyorsunuzdur." dedim. "Afet olduğun zaten belli Afet." diyerek göz kırptı Alp. Sarışın, mavi gözlüydü. Boy olarak Ilgaz'dan biraz kısaydı. Kemikli bir yüzü vardı ve vücuduna iyi bakıyor olmalıydı.

"Yavşama lan kankama." diyerek yastık fırlattı Can, Alp'e. Sonra bana bakıp, "Ona burada yavşayabilecek tek bir kişi var o da-" derken bağırarak sözünü kestim.

"Bana bak aptal herif! Sinirlerimi germe. Yoksa ararım Pelin!" diye tehdit ettim. Sinirle olduğu yerde zıpladı. "Allah o Pelin'in belasını versin. Sürekli onunla tehdit ediyorsun beni."

Yapacak bir şey yok der gibi omuz silktim. "Neyse alayım motorunun anahtarını Can'cık." dedim.

"Bu arada Duygu Yılmaz Hanım dönmüş. Bir şeyler yapalam mı?" Anahtarı çıkarıp attı. "Olur. Özledim zaten onu. Yaparız." Anahtarı havada yakalayıp kapıya doğru yürüdüm.

"Nehir ve Alp tanıştığımıza memnun oldum. Daha sonra uzun uzun sohbet ederiz. Can, malum yere uğradıktan sonra bizim mekana gideceğim. Haberin olsun yine polisi arama. Son olarak Ilgaz, beni bekleme çok çok çok geç gelirim."

İstenmeyen BaşlangıçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin