12. Mükemmel Zamanlamalar

15 1 46
                                    

Halka küpelerimi sakince masanın üzerinden alıp kulaklarıma taktım. Gözlerimi parfümlerimin üzerinde gezdirip en pahalı olanlarından -gerçi hepsi bir servet değerindeydi- birini seçtim ve boynumun iki yanıma sıktım. Aynadan kendime baktığımda memnuniyetle yukarı doğru kıvrıldı dudaklarım. Taş gibiydim be!

Üzerime siyah kumaş bir pantolon giyip klasik bir siyah crop tercih etmiştim. Dolabımı açıp üzerine ne gidebileceğine baktım. Mavi tonlarında bir gömlek seçip giydim ve önünü içeriye doğru kıvırdım. Daha önceden çıkardığım kemeri belime doladım ve tokasını taktım.

İşte şimdi tam olarak hazırdım.

Maşallah, tü tü tü.

İçses'e aynadan göz kırpıp aşağı kata indim. Ilgaz ortalıkta görünmüyordu. Yine de etrafı kolaçan ettim.

Burada olmadığına kanaat getirdim ve küçük adımlarla yemek masasına -Ilgaz ortaya doğru çekmişti- yaklaştım. Karnım öyle açtı ki masadaki yemeklere saldırmamak için tüm irademi kullanıyordum.

Ucundan alsam olur mu sence İçses?

Ayıp.

Sana niye soruyorsam ben de.

Masanın ortasında duran sarımsaklı ekmeklerden küçük bir tane aldım ve hemen ağzıma tıkıştırdım. Ilgaz'a yakalanırsam bana iki saat nutuk çekecekti.

Birkaç kere çiğneyip yuttuktan sonra bir tane daha alma fikri zihnimi istila etti. Kendimi tutamayıp bir tane daha aldım.

Tam ilk ısırığı aldığım sırada biri ismimim söylendi. "Afet?"

Sıçtın Afet. Hemen yut ağzındakini!

İçses'imin dediği gibi hemen ekmeği ağzıma tıkıştırdım. Arkamdaki adım sesleri gittikçe yaklaşıyordu. Ilgaz dibimde bitmek üzereydi.

Ekmeğin hepsini yutamasam da Ilgaz'ı daha fazla şüphelendirmemek için sandalyeye tutunarak ona doğru döndüm. Tahmin ettiğim gibi dibimdeydi.

"Ne yapıyorsun Afet?" diye sordu iyice yaklaşarak. Tutunduğum sandalyeden destek alarak geriledim. "Hiç." dedim i harfini uzatarak.

Ilgaz cevabımdan tatmin olmayarak biraz daha yaklaştı. Ona paralel olarak ben de geriledim. Daha fazla yaklaşırsa masaya düşecektim!

"Ağzındaki ne o zaman küçük yalancı?" diye sorduğunda yakalanmanın siniriyle içimden küfür ettim.

Gerizekalı Afet! Yakalanmasan olmuyor zaten. Sikeyim böyle işi.

Tam Ilgaz biraz daha yaklaştığında elim kaydı. Az kalsın düşüp tüm masala kendimi mahvedecektim ama Ilgaz çevik bir şekilde belimi kavradı ve beni kendine doğru çekti. Aniden yaşananlar yüzünden ben de ona sıkıca tutundum.

"İyi misin?" sorusuyla durumu kavradım ve yavaşça parmaklarımı gevşettim. "İyiyim iyiyim." diyerek kısmen geçiştirdim soruyu.

Ilgaz'ın üzerinde siyah bir kazakla siyah bir pantolon vardı. Saçlarını tarayarak bir düzene sokmuştu -ki bence dağınık hali bu haline bin basardı-. Kullandığı parfümün kokusunu alabiliyordum ancak kendine has misket limonunun kokusu ciğerlerimi sarmalamıştı bile.

"Ağzındakini yutmaya ne dersin?" diye sorduğunda onu incelemeyi bir kenara bırakıp şuana döndüm. Yüzümü asarak kalan parçayı ağır ağır çiğnedim ve yuttum. "Al, yuttum."

"Aferin sana." dedi sanki küçük bir çocukmuşum gibi.

Uzaklaşmak için hareketlendiğim sırada Ilgaz izin vermedi ve belimi daha da sıkı kavradı. Anlamayan gözlerle ona baktığımda yüzünü hafifçe bana yaklaştırdı.

İstenmeyen BaşlangıçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin