BEKLEYİŞ

6 1 0
                                    

Misafirler çoktan gelmiş olmalı,sesler çok olduğuna göre bende insem iyi olacak yoksa annem her an gelip camın önünde kime baktımı soracak. Mavi elbisemi giyip saçlarımı açık bıraktım. Hafif bir makyajdan sonra odamdan çıktım. İşkence başlıyor, merdivenleri yavaş yavaş indim. Babam beni görünce yerinden kalkıp "işte benim küçük kızım adı selin,tatlım misafirlerimizele tanış seni çok merak ediyorlardı." elimden tutup salonun ortasına misafirlerin oturduğu yere kadar getirdi. Yere bakmaktan boynum tutulacak diye başımı kadırmamla şaşırmam bir oldu. O burada hemde bizim salonda oturuyordu. Hala ukala ukala gülüyordu. Bu gerçektan şaka olmalı diye"bir dakika sen, senin ne işin var burada yoksa..." dememe bile izin vermedi salak sırıtarak"memnun oldum yardım istemeyen Selin hanım. Bu arada evet ben Umut, yolu kaybeden kaba çocuk! " demesiyle yanaklarımın alev alması bir oldu. Annem durumu anlamış olacak ki "bir dakika bölüyorum ama siz nereden tanışıyorsunuz?" dedi. "Anne sabah hani sen beni zorla spora gönderdin ya ben koşarken beyefendi bana çarptı. " ondan tarafa bakıp söylemiştim. Babam havayı yumuşatarak " yemeğe geçsek mi artık sizi bilmem ama biz yaşlılar çok acıktık." diye herkesi masaya davet etti. Ya önumde oturmak zorunda mı ki gelip önümde oturuyor. Neyse yemek sırasında herkes konuştu bense sustum ve sadece yeni tanığım insanın kim olduğunu anlamaya çalıştım. Tek anladığım o yeşil gözlerinin güzelliği oldu. Yine mi dalmışım ya annemin tabakları masadan alırken ki sesiyle kendime geldim. Umut efendi oturmuş yine gülüyor ama gülmesi bile artık hoşuma gitmeye başladı. Resmen dört saat içinde duygularımı darmadağın edip gitti. Onlar gittikten sonra bende odama çıktım. Aptal aşık gibi kedi kendime sırıttım ama elimde değil ki bu mutlu hissediyorum kendimi, ben ne yapabilirim. Acaba sabaha tekrar onu görebilir miyim, belki evet görebilirim umuduyla sabaha kadar uyku tutmadı. Sabah eşofmanlarımı giyip merdivenlerden inip dışarı çıktım. Annemle babam uyuyor olacak ki ortalıkta ben çıkarken kimse yoktu. Ormandaki koşu parkuruna geldiğimde durup arkama baktım kimse yoktu. " Belki bu gün gelmez " diye bir tür koştum. Koşmak hiçbir çare olmazken " ben neden buradayım..." diye defalarca tekrar ettim ama aldığım tek cevap cevapsızlıktı. "Aptal" diye hızlıca arkamımı döndümde ellerini birleştirmiş şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Bir adım yaklaşıp yüzüme baktı ve " oooo ağlamışsın ne oldu sana anlatmak..."demeden, başımı kaldırıp "ben sadece koşarken şey oldu. Yani soğuktan yani neden ağlayayım ki demi yani" harbiden ben neden ağladım ki bilmiyorum ama sonum kötü olacak bu gidişle ona kendimi kaptırırsam bırakamam. Gözlerine baktım ve onun gözlerinde kendimi gördüm desem hiçkimse inanmaz ama gözleri benim gözlerimle buluşunca gülüyordu. Bereber yürümeyi teklif etti bende olur dedim. Yürürken ellerimiz bir anlığına bir araya geldi. Elini ilk pardon diye çeken ben oldum. Yanaklarım yanmaya başlamıştı bile, yine aynı yerde " gitsem iyi olur " diye döndüm ama hala bana baktığı kalbimin atışından anlayabiliyordum. Eve girdikten sonra odama gittim yatağa kendimi atıp yasığı ağzıma bastırarak bağırdım. "İnşallah kimse duymamıştır" üstümü değiştirip yatağa girdim. O heyecenla uyumuşum.

UMUTSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin