3.Bölüm

664 43 4
                                    

"Merhaba, ben de Remus Lupin bunlarda arkadaşlarım James Potter, Sirius Black, Laurel Potter ve Peter Pettigrew."
.

.

.

.
Hepimiz yemeğimizi yiyip büyük salondan çıkacağımız sırada Hermione gelip onları gryffindor ortak salonuna götürüp götüremeyeceğimizi sordu. Bizde ortak salona gideceğimiz için kabul ettik. Hep birlikte konuşa konuşa giderken köşeyi dönüyorduk ve slytherin tayfasıyla-Lucius Malfoy, Severus Snape, Rabastan Lestrange, Bellatrix Black, Narcissa Black. (BİLGİLENDİRME: Bu karakterlerin çapulcular ile aynı dönemde okumadığını biliyorum. Sadece bu kurguda böyle olması gerekiyor.)- kafa kafaya geldik. Onları gördüğüm an istemsiz olarak göz devirmiştim, yeni bir kavga yorgun bir şekilde çekebileceğim durumlar arasında yoktu.

"Bak bak, kanı bozuk kuzenim ve onun kanı bozuk arkadaşları kendilerine yeni bulanıklar bulmuş." ardından o iğrenç kahkahasını attı Bellatrix.

James, ileri bir adım atarak "Kes senini Black!"

James'i sakin olması için kolundan tutup biraz geri çektim. Ama nafile, bu seferde Sirius onlara laf yetiştirmeye başlamıştı.

"Çekilin yolumuzdan ve o kokuşmuş zindanlarınıza gidin."

Lucius, Sirius'a cevap vermek için ağzını açmıştı ki Prof. McGonagall koridorun başından bize doğru gelmeye başladı.

"Bay Malfoy, bu saatte ortak salonda olmanız gerekmiyor muydu? Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum?"

Malfoy cevap vermedi sadece gözlerini devirmekle yetindi. Gözleri birkaç saniye üzerimizde gezindi ve en son bende durdu. Bir dakika ne, o gülümsedi mi? Bu alaycı bir gülümsemeye hiç benzemiyordu. Neyse çok takmamak lazım. Daha sonra bakışlarını çekip yürümeye başladı, diğerleri de ona ayak uydurup gitti. Tabi o sırada Bella, Hermione'ye omuz atmayı ihmal etmedi. Anlaşıldığı üzere daha ilk günden düşmanlar, okulun en belalı kişileri, kazanmışlardı.

Adını Ron olarak hatırladığım çocuk "Bu da neydi?"

"Kafanı çok yorma turuncu kafa. Bunlara alışsan iyi edersin, bizim için rutin hâline geldi artık." diyerek cevap verdim.

"Heyy! Benim adım turuncu kafa değil."

"Her kimsen artık."

Biraz daha yürüdükten sonra gryffindor kulesine varmıştık. Bu süre zarfında kimse konuşmadı. Kapıya geldiğimizde Remus şifreyi söyledi ve tablo ileri doğru savruldu. Bizde içeri girdik. Ortak salona girdiğimiz gibi kendimi şöminenin başındaki koltuğa attım. Benim ardımdan da Sirius gelip gelip dizime yattı. O da yorulmuşa benziyordu.

Sirius, sadece benim duyabileceğim bir sesle "Saçlarımı okşar mısın?" diye sordu.

Ben ise hiç cevap vermeden ellerimi Sirius'un saçlarına uzattım ve yavaş hareketlerle saçlarını okşamaya başladım. Saçları birçoğu kızınkinden daha yumuşaktı. Saçlarına çokça özen gösteren nadir erkeklerdendir. İlginçtir ama Sirius asla saçlarına dokunulmasını istemez, bundan açıkça nefret ediyor. Sadece benim dokunmama izin veriyor, ilk başlarda buna şaşırılsada zamanla alışılmıştı.

Peter'da James ile birlikte diğer koltuğa uzanmış vaziyette yatıyordu.

"Hey gözlüklü çocuk, şurada ki kitabı versene."

"Kalkıp kendin almaya ne dersin fare surat?"

Fare dediği an tüm çapulcularla sırayla bakışmıştık. Anında Harry'e döndüm ve o da kendi arkadaşlarıyla bakışıyordu. Sanki bir pot kırmış gibi.

James, hızla yerinden fırlayıp Harry'nin dibinde bitiverdi.

Gözlerini kısarak "Neyi imâ ediyorsun?"

"B-ben ben bir şeyi imâ etmedim."

"O zaman neden öyle söyledin?" diyerek kardeşime destek verdim.

Şu an tüm çapulcular olarak gözlerimizi Harry'e dikmiştik.

Hermione arkadaşını savunmak amacıyla araya girdi "Tuhaf davranıyorsunuz. Sakladığınız bir şeyler mi var?"

Sinirlenmeye başlıyordum. Onlara neydi ki? "Var ya da yok sizi ne ilgilendirir Bayan Diamond? Bana kalırsa sizin sakladığınız bir şeyler var." diyerek göz kırptım.

"Saçmalıyorsun."

"Saçma-"

Harry "Tamam, kesin şunu. Ben üzgünüm, biraz gergindim ve onun suratı fareyi andırıyor o an ki gerginlikle söyledim."

Remus araya girerek "O zaman bir dahakine gerginken laflarınıza dikkat edin Bay Power."

Animagus olduğumuz ortaya çıkacak diye ödüm kopmuştu. Bizi de geçtim ya Remus'un bir kurt adam olduğu öğrenilseydi? Düşüncesi bile çok kötü. Biz böyleyiz işte en ufak bir şeyde birbirimiz için endişelenir, birimiz için hepimiz en sonununa, en kötüsüne kadar gidebiliriz. Birimizin hayatı hepimizin hayatıdır. İçlerinden birinin başına bir şey gelde ne yaparım hiç bilmiyorum.
.

.

.

.
Selamm, bir bölümün daha sonuna geldik. Umarım aynı aktiflikte devam ederim her zaman ve umarım bölümleri beğeniyorsunuzdur. Yorum yapmayı ve bölüm için oy kullanmayı unutmayın. Yeni bölüm 29.11.2022 tarihinde saat 17.00'de gelecektir. Kendinize iyi bakın, öpüldünüzz.

GELECEĞİN İZLERİ | Sirius BLACKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin