Şimdi görelim bakalım Evans Hanım; kim kazanmış, kim kaybetmiş?
..
.
.
Olaylar yaşarsınız, acıtır. Sizi öyle içten parçalar ki kendinizi kaybedecek gibi olursunuz. Beklemediğiniz kişiden hak etmediğiniz lafları işitirsiniz kimi zaman. En çok acıtan da bu değil miydi zaten?Bu gece yasak saat başladığında James için astronomi kulesinde buluşacaktık. Ağır şeyler yaşıyoruz bazı zamanlar. Birimiz için her birimiz bir dal yakıyoruz. Bu anlarda kimseden çıt çıkmaz, sabaha kadar oturur sessizliğimizi dinleriz. İşte bir saat sonra da aynı şeyler yaşanacak. İçki işlerini genelde Sirius hallediyor -onları nasıl içeri sokuyor hiçbir fikrim yok- muggle dünyası ile çok haşır neşir olduğum için sigaraları da ben hallediyorum. Kendimize orada bir yer yapıyoruz böyle günlerde yastıklar, battaniyeler, puflar gibi onlarıda Remus ve Peter ayarlıyor. James ise yiyecek kısmıyla ilgileniyor ama hiçbirimiz bugün yiyecek havasında değiliz.
***
(Böyle bir yer düşünebilirsiniz)
Remus ve Peter yine harikalar yaratmıştı. Geçip bir kenara oturdum. Başköşe James'e aitti bu gece. Herkes benim gibi kendini bir yere attı. Sol tarafımda Sirius, sağ tarafımda Remus, çaprazımda Peter ve tam karşımda James oturuyordu. Sirius önceden gelip içkileri buraya bırakmıştı. Bende cebimde bulunan 5 paketi ortaya koydum. Saat tam 00.00 olmuştu. James paketlerin birine uzanıp içerisinden bir dal aldı, sırayla bizede uzattı. Öyle bağımlısı değildik ama ayda bir yaparız bunu, oturur dertlerimize içeriz. Hepimiz sessizdik. Dışarıya yansıttığımız gürültünün altında nasıl bir sessizlik varolduğunu kimse bilmiyor. Bizi sadece biz anlıyoruz. Evet, toplanma amacımız James'ti ve ilk sigaralarımızı onun için yaktık. Fakat her birimiz ikinciye geçmişti hatta Sirius ve ben üçüncüyü içiyorduk. İlkten sonrası hep kendi dertlerimize dönüşüyordu.
"Laurel."
"Hmm." dönüp Sirius'a baktığımda içine kırmızı şarap doldurduğu kadehi bana uzattığını gördüm. Uzanıp elinden kadehi alacağım sırada o da benimle aynı anda eğildi ve vücuduma zehir gibi etki eden cümleyi söyledi.
"Sen seviyorsun diye."
Bu bir gerçekti. Benim dışımda hiçbiri kırmızı şaraptan pek haz etmiyordu. Onlar beyaz şarap taraftarıydı. Sırf ben seviyorum diye almıştı Sirius bu şarabı. 5 ay öncesinde sevmemesine rağmen ben ısrar ediyorum diye içmişti. Beğenmemişti ama beni kırmamak için de içmeyi bırakmamıştı.
Üzerimde bıraktığı etkiden kurtulup ona teşekkür bahşeden bir gülümseme sundum. O da göz kırpıp önüne döndü.
Bu saatte kimse cesaret edip gelmezdi normalde. Ama şu an merdivenlerden
sesler geliyordu. Hepimiz kafalarımızı
çevirip oraya döndük -sigaraları atmak zorunda kaldık, içkilerin de üzerini kapattık- gelenler Harry ve arkadaşlarıydı. Gelenlerin profesör olmamasının verdiği rahatlıkla tuttuğum nefesimi bıraktım.Sirius "Hey, orada öylece dikilmek yerine neden bize katılmıyorsunuz?"
"Imm şey, tabi gelelim."
Harry'nin bizden çekindiğini düşünmeye başlamıştım. Gelip yanımıza oturdular ve aralarında fısıldaşmaya başladılar. Gözlerimi kısıp onları izliyordum.
"Harry artık kim olduğumuzu söylemeliyiz."
"Hermione emin değilim ya inanmazlarsa?"
"Bunu denemeden göremeyiz Harry."
Kızıl saçlı çocuk yani Ron konuştuktan bu fısıldaşma sinirimi bozmuştu. Bir şeyler çeviriyorlardı. Harry ona cevap verirken sözünü kestim.
"Ama Ron nas-"
"Bu gizemli fısıldaşmalar daha ne kadar sürer? Ne diyecekseniz düzgünce deyin."
"Haklısın Potter, kulaktan kulağa konuşmamız hoş bir durum değildi. Afedersiniz."
Bu kızı sevmiştim.
James "Evet, dökülün bakalım. Ne işler karıştırıyorsunuz."
Harry açıklamaya başladı. Açıkçası merak ediyordum.
"Bakın, bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum."
"Uzatmadan direkt söylesen harika olur." Sirius lafın gevelenmesinden hiç hoşlanmaz.
"Pekala, biz gelecekten geliyoruz. Profesör Dumbledore gelecekte olanlar için sizi bizzat uyarmamızı istedi."
"Gelecekte ne oluyor ki? Bizi neden uyarıyorsunuz?" bu mantıklı soru Aylak'tan gelmişti.
"Önce nasıl geldiklerini sorsana Remus. O daha önemli." Evet, bu mantıksız cevapta Kılkuyruk'tan geldi.
"Canımın içi, Kılkuyruk hani zaman döndürücü denilen bir şey var ya. Geçmiş ve gelecek falan. Hatırladın?" diyerek ben cevap vermiştim.
"Doğru ben unutmuşum onu."
"Neyse siz anlatmaya devam edin." Anlaşılan bu konu James'in ilgisini çekmişti.
"Şöyle bir şey var ki benim adım aslında Harry, Harry Potter."
Hep bir ağızdan "POTTER MI?"
Oldukça şaşkındık. Şaka olma ihtimali var mıydı bunun?
..
.
.
Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Aktif olmaya çalışacağım, ara ara bölüm atacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEĞİN İZLERİ | Sirius BLACK
Fantasy"Altın üçlü, gelecekten gelip olacaklar hakkında çapulcuları uyarsaydı ne olurdu? Peter'ın ihanetini öğrenselerdi, Harry; anne-babası ile büyüseydi ve hatta halası ile büyüyüp mutlu günler geçirselerdi neler olurdu, düşündünüz mü?" ------------ Harr...