"En yakın zamanda size geri döneceğim." deyip, ahizeyi yerine yerleştirdim. Pofuduk terliklerimi giyerek, oturma odasına doğru ilerledim. Ev arkadaşım Defne'nin "Kim aramış?" diye merakla soru soran sesini işitebiliyordum.
Salona geldiğimde, koltukta bacak bacak üstüne atmış gazete okuyan Defne sorusunu tekrarladı.
"Eee, kimin aradığını söylemeyecek misin?"
Koltuğa oturdum ve soğumuş kahvemi sehpaya bıraktım.
"Bir hastanın annesi aradı. Yardımcı olup olamayacağımı sordu."
"Hasta mı? Bu da nereden çıktı şimdi!"
"Hiçbir fikrim yok... Bir tanıdığının beni önerdiğini söyledi."
"İyi de senin terapist olabilmen için daha 2 yılın var Eylül."
"İki yılın lafını mı ediyorsun?" deyip, içten bir kahkaha patlattım.
Kendimi güçlükle ayağa kaldırdım ve soğumuş kahvemi tazelemek için mutfağa yöneldim. Kahvemi hazırlarken içeriden gelen Defne'nin bağırarak, "Hastanın problemi neymiş peki?" diyen sesini duyunca; biran bu kızın hiç susmayacağını düşündüm.
"21 yaşında genç bir adam. Annesinin söylediklerine göre hiç iletişim kurmuyor, mecbur kalmadığı sürece odasından dışarı çıkmıyormuş."
"Garip birine benziyor olmalı. Ne yapacaksın peki?"
"Yarın ziyaret edip konuşmayı düşünüyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devamı Gelecek...
Teen Fiction“Ben iki kez doğdum: İlkinde 1995 yılının Eylül ayında, dünyaya gözlerimi masumca ilk kez açtığımda, daha sonra tekrar 2014 yılının Kasım ayında hiç beklemediğim, çocukluğumu kirleten geçmişimi bana unutturabilecek bir telefon geldiğinde.” Bi...