Sarılmak ister misin?

305 30 13
                                    

Gözlerime inanamıyodum, olduğum yerde ağlamaya başlamıştım. Bir yıldır yaşaması için dualar ettiğim sevgilim yaşıyodu. Onu karşımda görmeyi beklemiyodum. Ne kadar onun öldüğünü kabul edemesem de içten içe bi daha onu göremiycem diye ağlıyodum.

Jimin çok değişmişti, artık sağlıklı ve vücudu gelişmişti. Kollarına baktığımda izlerin çoğunun geçtiğini görmüştüm. Artık rahatça tişört giyebildiğini görmek beni mutlu etti. Saçlarını sarıya boyamış ve yüzünde hafif makyaj vardı. Bu hali mükemmel görünüyodu ama ben onu eski haliyle de sevmiştim. Ne kadar bunu belli etmek için zamanım olmasa da.

Onun mükemmelliği karşısında çökmüş bedenimi saklamak istedim ve utanarak mor göz altlarımı kapatmak için yüzümü ellerimle gizleyip ağlamaya başlayınca bana sarılan bi beden hissettim. Bu beden Joon'a ait değildi. Bu beden Jimin'in gelişmiş olan bedeniydi. Saçlarımı okşamaya başladığı an eski anlar aklıma geldi ve daha çok ağlamaya başladım. Kafamı göğsüne iyice yaslayıp sıkıca bana sarıldığı zaman ben de aninden ona sarılmaya başladım.

Kokusu hala aynıydı, hala benim jimin'im gibi kokuyodu. Ne kadar benim jimin'im olsa da benden hala uzaktı.

Jimin benle bı süre sarıldıktan sonra başımı kaldırıp dolu gözlerimle ona bakınca göz yaşlarımı silip benim elimden tutarak sınıftan çıkardı. Tekrarlıyorum elimden tutarak, bir yıl önce elimi tuttuğunda iğrendiğim çocuğun eline hasret kalmıştım.

Beni ordan alıp annesine konuşmak istediğini söyleyince anlamadan ona baktım ve annesi olduğunu bilmediğim o genç kadına bakarken Jimin beni sınıftan çıkardı.

*****

Jimin'le beraber boş basket sahasına götürüp yaşanan herşeyi anlatmıştı. Babasından ve yaşananlardan kurtulmak için hastanede geri dönen annesi sayesinde kurtulmak için bunu yapmıştı. Her anlattığı şeyde daha çok ağlarken jimin elimi tutup sakinleşmemi sağlamak için uğraşarak anlatıyodu.

Annesi tüm işlerini düzeltip oldukça zengin bi insan olduktan sonra tam Jimin'i almaya gelicekken jimin'in yaşadığı eve gidince komşular tarafından işkence edildiği ve bu yüzden hastaneye kaldırıldığını duyunca hastaneyi öğrenmeye çalışmış. Bi gün sonra öğrenince hızla hastaneye gidip babamlar bişeyler yemek için gittiğinde jimin'in yanına gidip planını anlatmış.

Bu süre boyunca Jimin'den defalarca özür dilemiş ve bazı zamanlar bu konu konuşulunca ağlayıp kendisini suçlamış. Benim güzel Jimin'im asla ona kıyamayıp her seferinde annesine destek olmuş ve onunla kaybettiği tüm yılları yaşamak için her dakika beraber zaman geçirmişler.

Benim ona çirkin dediğim her yerini değiştirmeye çalışmış, mingyu gibi kas yapmak için aralıksız spora devam etmiş ki zaten şuan onun kasalarından daha mükemmel kasları var.

Bu süreçte sadece fiziksel değil psikolojik olarak da bazı şeyler yaşamış. Annesi ona özel psikolok tutmuş ve yaşadığı tüm travmalardan kurtulmaya çalışırken çok zorlanmış. Bazı geceler kabuslarla uyanıp anlayamadığı şekilde krizlere girmiş bazı gecelerse bana olan özleminden saatlerde ağlamaya başlamış. Benim de onu özlediğim gibi o da beni özlemişti. Hatta o kadar özlemiş ki artık benim olmamayışıma dayanamayıp saçlarını bi süre ben seviyorum diye ayrı kaldığımız zaman yeşil kullanarak sanki hep onun yanındaymışım gibi hissetmiş.

Annesinin Jimin'e anlattığına göre bazı geceler kabus görürken uyanmayıp uykusunda çığlıklar atıp benim adımı sayıklıyarak yardım etmemi istiyomuş.

Krizlerin sebebi küçükkenki bastırılmış duygularıyla birlikte en son benim ve diğerlerinin yaptıklarıyla sonrasında yaşananlarmış. Sevgilimin psikolojisini kendi ellerimle bozmuşum da haberim yokmuş.

Çok kötü hissediyodum kendimi, bu sorunların bi denli sebebi de bendim. Ne kadar şuan daha iyi olduğunu söylese bile iyi olmadığı ve hala o günlerin etkisinin kaldığı belliydi.

Babasının o gün neler yaptığını sormak istiyodum ama sorarsam hatırlayıp krize girmesinden endişeleniyodum.

Anlattıkları karşısında basım iyice eğilmiş ve hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Anlatmayı bitirdikten sonra hıçkırıklarım arasında ondan defalarca özür dilerken yüzüne bile bakamıyodum.

Jimin eliyle çenemi tutup başımı kaldırınca ona sarılmak için öne atlamak istiyodum ama başaramıyodum. Belki artık benj istemiyodu ya da sevgisi nefrete dönüşmüştü. Çok korkuyodum beni itmesinden ama yapsa da hakkı vardı. Ona yaşatmadığım sey kalmamıştı.

Jimin ben kendi içimde düşünüp hıçkırarak ağlarken tuttuğu cenemi bırakmadan yanağımı hafif okşayıp "Sarılmak ister misin?" diye sorduğunda şaşırıp ona bakaren başımı salladım. Jimin bana sarılınca ellerimi sıkıca ona dolayıp gitmesini istemediğimi belli edercesine sarılmıştım. Göğsüne başımı koyup ağlarken Jimin elini saçlarıma koyup okşamıştı ve "Sarılmak istediğini gözlerinden anlayabilicek kadar tanıyorum seni." dediği zaman ona bakıp bişey demeden başımı göğsüne az öncekinden daha çok gömüp uzun süre öyle durdum.

Bi süre sonra sakinleşince Jimin'e baktım ve sesim titreyerek konuştum.

Hoseok:
Artık burda mısın? Yine burda mı okuycaksın? Zaten o pis de hapiste gitme artık. Bırakma beni olur mu? Nolur gitme bak istersen ikimiz de okul değiştirelim daha güzel bi okula gidelim. Ya da başka ülkede okuyalım ama nolur gitme.

Jimin:
Sakin ol ben burdayım artık, okul falan da değiştirmiycez. Eğer ki o çocuk burdaysa o gitsin ama.

Hoseok:
Yok ki, babam onla soo-ah'ı attırdı okuldan.

Jimin:
Güzel o zaman.



OHA BURASI NERESİ
NE KADAR UZUN ZAMAN OLMUŞ LAN YAZMAYALI

NEYSEEEE
SELAAAAAMMM
ÖZLEMİŞİM HA YB ATMAYI
HAFTAYA SINAVLAR BAŞLIYO VE YİNE ÇOK YAZAMIYCAM

Biraz da gideyim love me too için yb yazayım. Eyl'im üşendiği için geç yb atıyoruz🤙😔

Neyseeee
Sizi yine biraz fosilleştiricem yb atana kadar. Şimdilik görüşürüzzz♡♡

I trust you Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin