Bu izler ne?

397 38 43
                                    

Jimin'le sevgili olduğumuzdan bu yana bir ayı geçti ve ona karşı hafif bişeyler hissetmeye başladım ama hala sikik kalbimdeki mingyu silinemiyo. İddia süresinin şimdiye kadar bitmesi gerekiyodu ama bitiremedim. Tek korkum herşeyin berbat olması.

Bugün Jimin'lerin maçı vardı ve soyunma odasında benj bekleyen jimin'in yanına gidince gülerek bana sarıldı ve dudağıma öpücük kondurunca gülümsedim. Giyinmek için duş kabinlerine gidicekken onu tutup kaşlarımı çattım.

Hoseok:
Ya burda giyinsene neden kaçıyosun.

Jimin:
Bebeğim olmaz orda giyineyim ben.

Hoseok:
Ne saklıyodun benden? Niye giyiniyosun yanımda? Yemiycem ya.

Jimin:
Ondan değil bebeğim gerçekten.

Hoseok:
O zaman ne? Benden hala bişeyler saklıyosun.

Jimin:
Saklamıyorum.

Hoseok:
O zaman burda giyin.

Jimin reddedip duş kabinine ierlerken ona bakıp "Oraya girersen bi daha yüzüne bakmam." dedikten sonra oflayıp geri döndü ve ben soyunma odasındaki giyinirken oturmamız için koyulan banklardan birine oturup ellerimi önümde birleştirerek ina bakarken Jimin utanarak üstündeki sweatshirt'ü çıkarınca gözlerim kocaman oldu.

Ona baktığım zaman sırtı ve karın bölgesi de dahil olarak her yerinde yara izleri vardı. Gözüm sürekli sakladığı kollarına kayınca jilet izleri ve bazı yerlerde de yanık tarzı izler gördüm. Endişelenip Jimin'i tuttum ve yanıma oturtup ona bakarak ağzımdan tek çıkarabildiğim cümle "bu izler ne?" olmuştu. Jimin'in yüzüne bakınca oldukça utandığını ve bu yüzden vücudunu şaklamaya çalıştığını görünce gözlerim dolunca ona sıkıca sarıldım ve herşeyin geçtiğini söyleyip durdum.

Onun kucağına çıkıp yüzünü ellerim arasına alınca dolmuş gözleriyle bana bakıp titreyen sesiyle konuşmaya başladı.

Jimin:
Bak gözlerin dolmuş sen de korktun bu görüntüden bu yüzden böylesin.

Hoseok:
Hayır benim güzel sevgilim ben sadece şaşırdım.

Jimin:
Artık bana sadece acıyan gözlerle bakıcaksın, lütfen izin ver üstümü giyeyim. İğreniyorum kendimi böyle gördükçe.

Hoseok:
Sevgilim benim ben sana asla acımam. Babanın yaptığı bu iğrençliklerin suçlusu sen değilsin. Ayrıca kendinden iğrenme ben seni vücudun için ya da babanın yaptıkları için sevmiyorum. Seni sen olduğun için seviyorum, kalbine aşık oldum ben.

Jimin:
Yaratığa benziyorum Hoseok lütfen bana izin ver üstümü kapatayım.

Hoseok:
Tamam bak ben üstündeyim bana bak. Madem oraya bakmak istemiyosun sadece gözlerime odaklan.

Jimin:
Ben kötü bi çocuğum bunları yapan sadece babam değil. Ne zaman okulda zorluk çektiysem ya da babamla olan olaylar çok büyük bi hal aldığında ve insanlar beni nerde olursa olsun küçük gördüysem hep sinirimk kollarımdan çıkardım.

Hoseok:
Sana söz veriyorum sevgilim bundan beraber kurtulucaz. Ben senin yanındayım. Babandan da bu kötü alışkanlıklarından da insanların sana yaptıklarından da seni kurtarıcam. Bana güven, söz veriyorum hep yanında olucam.

Jimin ağlamaya başlamıştı. O güçlü görünmeye çalışan bedenin arkasında çok fazla acı vardı ve ilk defa birilerinin yanında ağlıyodu. Ona kötü şeyler yaşamaktan çok korkuyorum. Bu sert givi görünmeye çalışan ama çok kırılgan olan bedeni bırakmak istemiyodum.

Ona o kadar sıkı sarıldım ki sanki bi daha onu asla bırakmıycak gibi kollarımın altında onu korumaya çalıştım. Uzun süre Jimin ağladı ve bi süre sonra dayanamayıp ben de onunla ağlamaya başlamıştım. Maç saatine kadar kendim de ağlayarak onu teselli ettim ve ona bakıp dudaklarını öptüm.

Hoseok:
Bana söz ver bi daha asla kendinden ve bu izlerden asla utanmıycaksın. Ben seni her halinle severim unutma.

Jimin:
Gerçekten sever misin?

Hoseok:
Tabiki severim. Bi daha benden bişey olunca saklama çok üzülüyorum.

Jimin:
Tamam ama bi daha benim için ağlama olur mu?

Hoseok:
Söz veriyorum sevgilim, ama sen de ver.

Jimin:
Söz veriyorum bebeğim.

Jimin'e sıkıca sarıldım ve o her zamanki gibi kulağıma huzur verici bi tonla "seni seviyorum" dediği zaman aynı şekilde ona karşılık verdim ve hazırlanması için ona yardım ettim. Hala kollarını kapatıyodu ama eminim ki zamanla eleştirilme korkusunu yenicek.

Jimin'le beraber ordan çıkıp maç alanına gidince onun için su alamaya gidiceğimi söyleyip kantine gidince aniden birisi beni kendine çevirdi. Ona baktığımda mingyu olduğunu gördüm. Bi süredir ona çok zaman ayırmadığım için onu çok özlemiştim ve direkt ona elimde olmadan sarılınca bana karşılık verdi ve geri çekilince bana bakıp konuştu.

Mingyu:
Zamanı gelmedi mi sence?

Jimin:
Ne zamanı?

Jimin:
İddianın son zamanına.




Selamm
Bugünlük iki bölüm yeterli. Yarın asıl büyük olayın olduğu bölüm gelicek. Jimin'in mükemmel bi dönüşü olucak o bölüm için çok sabırsızlanıyorum.

Yeni bölümde görüşürüzz♡♡


Bu arada mingyu ve soo-ah'ı götten🥰🥰

I trust you Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin