Hapşırdım.
Tekrar ve tekrar.
Burnunu çeken James'e döndüm. "Hepsi senin yüzünden."
"Uyuya kalmamız benim suçum mu?"
James omzuma yaslandıktan sonra benimde uykum gelmişti ve ne olduğunu anlamadan kara gölün kenarında uyuya kalmıştık.
Soğuk hava vücudumuzu ele geçirdiğinde ise ateşlendik ve bizi o halde diğerleri bulup hastane kanadına getirdiler.
Tabi o an bilincim açık sayılmazdı bize anlatılan buydu.
Sonuç olarak James ile hastane kanadında yatıyorduk.
Kapı açıldı, içeriye altılı girdi.
"Çocuklar bizi çok korkuttunuz." Yanıma ilk gelenler Violet ve Evan olmuştu.
Sirius, Remus ve Peter James'in yanına gittiler.
Lily eliyle James'in ateşini kontrol etti.
"İyiyim Lils bir şeyim yok."
"Bizi çok korkuttunuz James." Lily James'in yanından benim yanıma gelip elini alnıma koydu.
Birinden ilgi görmek, önemsenmek bu duyguların tarifini yaşıyordum.
"Bir şeyimiz yok merak etmeyin." dedim.
"Geçmiş olsun Elina, korkuttun bizi." Evan'a teşekkür amaçlı gülümsedim.
"Onlar iyi sadece dinlenmeleri gerek." İçeri giren hemşire söylemişti bunu.
"Madam haklı çocuklar gidin sizinde dinlenmeye ihtiyacınız var."
"Sizi burda tek bırakamayız." diye söylendi Sirius.
"Onlara bakabilirim bay Black." Madam Sirius'a alınmış görünüyordu.
"Biliyorum madam sadece onlar için endişeleniyoruz yoksa sizin şifalı ellerinizden daha güvenli neresi var?" Sirius Black tam bir yalakaydı!
Dakikalar sonra madam hepsini hastane kanadından kovmuştu.
Esnedim uyumuş olsam da hastalık bünyemi zayıf düşürmüştü. "Biraz uyumalısın Elina." James'i dinliyerek rahat bir pozisyona girdim.
"İyi geceler James."
"İyi geceler Elina."
Göz yaşlarım istemsizce vücudumu terk ediyordu.
Ateşte cayır cayır yanıyordum.
Küçük bedenime bunlar çok fazlaydı acı çektiğime dair çırpınışlarımı duyan yoktu.
Ayak altında dolaşmamam için kışın ortasında bahçeye atılmıştım.
Soğuk bağışıklığımı ele geçirmiş beni hasta etmişti ateşimin yükseldiğine emindim.