VEDA

22 5 1
                                    

... Güneş benim için bugünde doğmamıştı, benim için heryer yine karanlıktı. Düşüncelerim kapkara, hayatım kararmıştı bugünde.

İçime atamadığım korku neydi acaba hala merak ediyorum? Çok korkuyordum çünki kötü birşey olacağını biliyordum, hissedebiliyorum, hislerimde yanılmam.

Acaba ölüm mü? Babam gitmişti hepimiz mutluyduk. Bu adam deli biri olduğu için kesin beddua etti! İçeri gittim annem kahvaltı hazırlarken ağlıyordu direk aklıma şu şarkı geldi

"Annem annem sen üzülme"

sordum anneme "Anneciğim niçin ağlıyorsun, gözüne soğan kaçmış olamaz sonuçta kahvaltı hazırlıyorsun"

annem ise " yok yavrum bu it heriften kurtuldum ya mutluluk gözyaşı"

ya canım annem " Tamam anneciğim biliyor musun benimde içime atamadığım bi sürü büyük korku var!" Annem şaşırdı.

"Hayrola inşallah ne ki bu böyle? Neyse kızım ben bakkala ekmek almaya gidiyorum kardeşlerin sana emanet ! "

"tamam bal annem"

Kardeşlerim çok mutluydu gülüyordu bende onlara bakarak güldüm. Annem yolda yürürken babamla karşılaştı. Babam annemi kenara sıkıştırdı. İşin tuhaf tarafı babam hapishanede değil miydi ya?

Annem korkmuştu, sordu babama " lan it herif sen hapiste değil miydin şeytan!"

Sinirli bir şekilde " sana ne var lan şerefsiz in çocuğu " tokat atacakken annem bağırdı;

" Aaaaa yardım edinnn şiddet görüyoruum "

o sırada 4 kişilik bir çete geldi babamı yakaladı bunlar meğer sivil polismiş.

Polisler "Lan şerefsiz sen nasıl kaçdın? it babam ise bunu dedi

"sanane beyinsiz ne cesaret bu" polisler silahla babamın bacağını yaraladı. "

Hapise attılar ve başını suya batırıp çıkardılar işkence adeta! Hak ediyor ama.

Annem ekmeği hızlıca alıp eve geldi ve sordum anneme "anne noldu neden nefes nefese kaldın?"

" Yavrum baban bana vuracakken ben bağırdım şansıma polislerde babanı arıyordu geldiler ve götürdüler."

ben şok oldum. Nasıl bu it herif hapishanede değil miydi? İşte işin tuhaf yanıda buydu bende polislerin demesiyle öğrendim hapishaneden kaçmış! gerçekten daha çok korkmuştum!

Annem " neyse yavrum gel kahvaltı yapalım!"

15 dk sonra kahvaltımız bitmişti annemle kahvaltıyı topladık ve ben hızla odama koştum! Ağlayarak yatağıma girdim. Acaba babamın hapishaneden kaçma sebebi neydi? Bizi rahat bırakmıyor, bizimde hakkımız değil mi ayağımızı yere rahatça basabilmek, bizimde hakkımız değil mi rahatça gezebilmek, eğlenebilmek!

Kulağımda kulaklık ve şu şarkı çalıyordu "sezen aksu - küçüğüm" bu yaşta yaşadıklarım benim ilerdeki umudumu kesiyordu, aslında benim tek hayalim diğer çocuklar gibi annesinin babasının aynı evde olması, zengin olması gözünün hiçbir şeyde kalmamasıydı, ya o kardeşlerim onlar daha çok küçük üç yaşında olanın adı gönül, onbir yaşında olanın adı ise sevdaydı.

Sevda bana dedi ki " abla ben ne gördüm biliyor musun? " belkide canı bir şey çekmişti.

"abla pamuk şeker çekti canım arkadaşımın elinde gördüm!"

"ya kıyamam sana meleğim, ablacım ama onlar çok pahalı alamayız ki!"

işte üzüldüğüm asıl şeyde bu.

"ama abla pembeydi ve çok lezizdi"

kurban olduğum ablacım eğer bir işe başlarsam söz alacağım ama sen üzülme olur mu? "

umarım çok üzülmeden bir işe sahip olurum.

"tamam ablacığım" diyip sarıldı, dayanamadım bende sarılıp ağladım, ağladık! İçeri gittiğimde bizim yan komşumuz Arzu abla gelmişti evini yaptırmıştı ondan konuşuyorlardı ve arzu abla dedi ki ,"ay nolsun valla kız bende evimi 30.000 TL'ye yaptırdım" dedi ve annem çok üzüldü.

Annem de dedi ki " iyi günlerde kullan arzucum"

"ay sende ne fakir çıktın insan bi kahve koyar" annem bir şey diyemedi ben hemen konuşmanın arasına girdim.

"arzu abla ya biliyor musun ben hayatımda çok yüzsüz gördümde senin gibisini görmedim ne yalan söyleyeyim, madem paranla puluna övünüyorsun üstelik bide zenginim diyorsun o zaman git evinde iç kahveni beni ve annemi üzmeye hakkın yok kapı orda hadi bay bay" dedim.

Arzu abla bir şey diyemeden gitti, annem ise "yavrum ağzına sağlık "

"ne demek annem" işte böyle yüzsüzler her zaman kendini över ve yüzsüz olduğunu ortaya koyar!

Annemin ve kardeşlerimin masumluğu. Yüreğimi sızlatıyordu ne yapıp ne edip bir iş bulmam lazım, bunu daha sonra düşüneceğim ama aklımda, maksadım annemin ve kardeşlerimin mutlu olması sadece bi tutam mutluluk!

Annem "yavrum kardeşlerini biraz dışarı çıkarır mısın?" dedi.

kıyamıyorum anneme, bi lafını iki edemiyorum

" Tabiki annecim"

"tamam yavrum kardeşlerin sana emanet" canım annem bana güveniyor ama insanlara güvenmiyor sadece.

neyse biraz parkta oynadılar güldüler koştular eğlendiler ömürlerim, eve dönecektik karşıdan karşıya geçmemiz gerekiyordu ve arabaların geçmesini beklerken onlara trafiğin önemini ve emniyet kemerinin çok önemli bir şey olduğunu anlatıyordum. Sonra arabalar geçmişti sıra bizdeydi tam geçeceken...

gönül hemen yola atladı "annemi görcem" diye.

tutamadım araba çarpmıştı yerde o cansız bedenini görünce ağladım

"gönüüülllll ablammmm beni bırakmaaaaaaaaa"

vatandaşlar ordan "çabuk ambulansı çağırın çocuk ölüyoor! 1-2dk ya gelmişti ambulans hemen götürdüler hastaneye ikimizde yanında olamadık Gönül'ün, yoksa annem merak ederdi! Biz eve geldik hemen olayı anneme anlattık.

" Aaaaa yavrumm yavrummm gönülüm gitttiii" diyerek ağladı, ağladık! Hepimiz Gönülün durumunu çok merak ediyorduk acaba gönül ölmüş müydü?

_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _

Görüşürüz aşklarımm. Benim yazım dilim size basit gelebilir aşklar ama ilk kitabımı ve kurgumu yazıyorum bir şansınızı alırımm :))

FARKEDİLMEYEN MASUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin