32.

459 32 2
                                    

Yüzüme değen aydınlıkla gözlerimi yavaşça araladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüzüme değen aydınlıkla gözlerimi yavaşça araladım.
Hiç zaman kaybetmeden ayağa kalkıp odadan çıktım, salona geçip onu aradı gözlerim ama ortalıkta gözükmüyordu.
Mutfağa gitmeye karar verip hala gözlerim onu arayarak yürüdüm.

Mutfakta da yoktu...

Kaşlarımı çatsamda pek kafama takmayarak masada duran sandviç ve sarı küçük kağıda yazılmış nota baktım.

"Günaydın, sandviçini ye eğer içindekilerini sevmezsen istediğini alıp yiyebilirsin ve benim gelmemi bekle"
Yazan notu yeniden masaya bırakıp sandviçe baktım öylece.
Sabahları pek yiyemezdim ben, o yüzden ne yapacağımı bilemedim bi an.
En azından denemeliydim onun için.

Sandalyeye oturup ellerimin arasında olan sandviçi dudaklarıma götürdüm.
En son ne zaman sandviç yemiştim?

Hiç hatırlamıyorum.

Bir sırık alıp gözlerimi kapattım, tadı çok güzeldi içinde en sevdiğim malzemeler vardı her zaman yemek istediklerimdi.

Genellikle sadece akşam yemeğini yerdim gün içinde, arada sırada o da durumuma göre öğlen bir yarım paket bisküvi alıp yerdim.

Okulda zaten kantine verecek param olmadığı için hep aç dururdum, maaşımı aldığım zamanlar da elimden geldiğince tutumlu olmaya çalışıyordum.

Paramı yiyeceklerden ise okulun ihtiyaçlarına harcamayı tercih ediyordum, ona rağmen zorlanıyordum bazen.

Şu an yediğim sandviç bana bütün gün yetebilirdi, o kadar alışkındım ki az yemeye belkide bu yüzden sabahları yiyemiyordum.

Sandviçin yarısına geldiğimde midemin aniden bulanmasıyla gözlerimi yumup bıraktım elimdekini.
Derin bir nefes alarak ayağa kalktım ve bir bardak su alabilmek için dolabı açtım.
Bir bardak alıp çeşmeden doldurup içtim.

"İyi misin?"

Aniden sesini duymamla elimdekini irkilerek yere düşürmüştüm.
Ona bakmadan hızla yere çöküp cam kırıklarını toplamaya başlamıştım ki yanıma gelip kolumdan tutmasıyla ayağa kalkmıştım.

"Ne yapıyorsun? Elini mi kesmek istiyorsun? Bırak"

Başımı eğip yere baktım.

"Ben çok özür dilerim"

"Sorun değil, alt tarafı bir bardak"

Kolumu nazikçe tutarak salona götürdü beni, zaten yaptığım şeyle titriyordum artı bana dokunmasıyla daha çok titremeye başlamıştım.

"Kusura bakma seni korkuttum"

Başımı iki yana sallayarak "sorun değil" demiştim.

"Düne göre daha iyi misin?"

Hala bakışlarım yerdeyken başımı olumlu anlamda salladıktan sonra etrafta koca bir sessizlik oluşmuştu.
Ellerim heyecan ve stres den dolayı terlemişti, ne diyeceğimi nereye bakacağımı ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. O benim yakınımdayken ne yapacağımı şaşırıyordum.

"Ne zamandır beri yaşıyorsun bunu?"

İç dudağımı ısırarak kısık sesimle cevap verdim.

"Liseye başladığımdan beri"

"Onu sormadım, taciz olayını sordum"

"Bir senedir"

"Bugün müdüre gidip her şeyi anlatacağız"

Gözlerimi kocaman açıp ona baktım.

"Ne?"

"Bu zamana kadar susman hata"

Diyerek kapıya doğru yürümeye başladı, tam kapıyı açacakken hızla gidip kapıyla onun arasına girdim.

"Hayır lütfen"

Kaşlarını çatıp gözlerimin içine baktı, belkide ilk defa bu kadar uzun süre birbirimize bakmıştık.

"Sen ciddi misin?"

Dedi her zaman ki gibi soğuk bir şekilde.

Daha fazla gözlerinin içine bakamayacağımı hissederek gözlerimi kaçırıp ellerimle oynamaya başladım.

"Hemen gidip sana neler yaptığını anlatacağız dedim"

Nazikçe bileğimi tutup kapıyı açtığında adım atmayarak durmasını sağlamıştım.

"Yapamam"

Başını çevirip bana kaşları çatık bir şekilde bakmıştı.

"Sebebini sorma lütfen, yapamam"

Kapıyı sertçe kapatıp beni duvarla arasına almıştı, bana bu kadar yakın olması nefes alamamamı sağlıyordu.

Ne diyeceğini tahmin edebiliyordum ve bu yüzden kendimden nefret ediyordum.

"İki sene önce susmuştum ama bu sefer ki ayrı, sana resmen tecavüz edecekti benden yine susmamı bekliyor olamazsın"

Başım eğik bir şekilde onu dinliyordum, haklıydı ama dediğim gibi başka çarem yoktu, çaresizdim.

"Böyle yaşamaya devam mı etmek istiyorsun?"

"Evime gitsem iyi olu-"

Tam geçip gidecekken elini duvara koyup beni yeniden duvarla arasına almıştı.

"Sana ne yapacağını bile bile evine gitmeyi mi düşünüyorsun?"

Dudakları kulağımın tam oradaydı, nefesi beni heyecandan ölmemi sağlayabilirdi.

"Eğer sebebini söylemezsen gidip her şeyi kendim anlatacağım" 

Alt dudağımı ısırıp öylece yere baktım, ne diyeceğimi bilmiyordum ama eğer söylemezsem gidip müdüre veya polislere her şeyi anlatırdı. Onu çok iyi tanıyordum bunu yapardı.

"Çok değer verdiğim biri için"



————————————————————————






.

EuphoriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin