43.

451 30 0
                                    

"Lalisa!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Lalisa!"

Dolabımdan kitaplarımı çantama dolduruyorken matematik hocanın bana seslenişini duymamla başımı sola doğru çevirmiştim.

"Günaydın Lalisa"

"Günaydın hocam"

Elinde tuttuğu dosyadan bir kağıt çıkararak bana uzatmıştı, bir haftadır okula gelmediğim için sınavımı verdiğini anlayarak hiç beklemeden aldım kağıdı.

"Bir kaç gündür okulda değildin bir sorun yok değil mi?"

"Yok hocam sadece ağır bir hastalık geçirdim o yüzden pek gelemedim"

"Anladım, bir şey olursa benimle paylaşabilirsin biliyorsun"

Hafif gülümseyerek başımı olumlu anlamda sallamıştım.
Çok güzel bir kadındı, çokta samimiydi çoğu öğretmenler ona ilgi duyuyordu öğrencileri saymıyorum bile.

Çekici bir vibe'ı vardı, onun gibi olmak çok isterdim. Örnek alınacak bir kadındı.

"O zaman yarın görüşürüz, kendine dikkat et lütfen"

"Merak etmeyin, görüşürüz hocam"

Bana tüm samimiliyle gülümseyip gitmişti.

Bir haftadır gelmediğim için çok garip hissediyordum, jungkook'a okula gelmek istediğimi belirterek gelmiştim bugün.
Kendisi pek istemiyordu ama bana karışmaya hakkı olmadığını düşünerek pekte üzerime gelmemişti.

Büyük bir teşekkür ettikten sonra çıkmıştım evinden, akşama doğru ne yapacaktım bilmiyordum alışkındım tek kalmaya ama o günden sonra korku yerleşmişti içime.

Onun evinde rahattım ama nereye kadar kalabilirdim ki.

"Hey kokmuş hamam böceği"

Gözlerimi sıkıca yumup sakin kalmaya çalıştım ve çantamı sırtıma takıp arkama döndüm.
Aerin ve Do-hyun'un arkadaşlarından biriydi.

O bir hafta sadece rüyaydı ve bitti...

Bir kaç adım atıp bana yaklaşmıştı, zil çoktan çaldığı için etrafta pek insan yoktu ilk derse de girememiştim geç kaldığım için sanırım o da dersden kaçmıştı karşılaştığımıza göre böyleydi sanırım.

"Şu bir hafta o kadar sıkıcı geçti ki, sen yoksun diye kimseyle uğraşamadım"

İtici bir üzgün sıfatı yaparak sırıttı, ben ise dik bir şekilde yüzüne soğukça bakıyordum.

"Nerelerdeydin hamam böceği?"

"Sana ne"

Diyerek yanından geçecekken kolunu arkamdaki dolaba yaslayıp beni arasına aldı.

Başlıyorduk yine...

"Ama nereye gidiyorsun? Ben seninle uğraşmadım ki henüz"

Boyu fazlasıyla benden uzun olduğu için yanında küçük kalıyordum, zayıf bedenim ise yanında çok kötü durduğuna emindim.

"Do-hyun'u şikayet etmişsin"

Diğer elini kaldırıp önümde duran saçımın ucunu tutup oynayarak konuşmaya devam etti.

"Cesaretini sevdim açıkçası"

Dilini ağzında gezdirip yüzümü bir süre süzdü.

"Bir daha bu okula gelmeyecekmiş, ailesi onu Londra'ya yoluyormuş"

Bunları bilmiyordum tabikide sadece şikayet ettiğim için okula gelmeyeceğini biliyordum.

"Bana kaldın desene"

Diyerek yüzünü yaklaştırdı ve sessiz bir tonda yüzüme üfleyerek konuştu.

"Bu arada jungkook'ta kaldığını biliyorum"

Dediğinde yere bakıyorken şaşkın bir şekilde yüzüne baktım.

Suratımı öyle görünce hafif sırıttı.

"Evinde kaldığını bilen okuldakiler acaba sana neler yaparlar? Çok merak ettim"

"Yardım etmek istedi sadece"

"Kim inanır sana"

"İnanmamaları umrumda değil, doğrusu bu"

"Ne fark eder, evindeydin sonuçta"

"Evinde olmam pis düşüncelerinizin doğru olduğu anlamına gelmez, kötü düşünen sizsiniz"

"Sert çıkışın çok çekici biliyor musun?"

Diyerek başını eğdi dudaklarıma bakmak için.

"Jungkook olmasaydı Do-hyun'u şikayet edecek göt yoktu sende"

"Bu konuyla ilgili bana yardım etmedi kendim gittim şikayet ettim"

"Ama çok iyi biliyorsun ki Do-hyun'un ailesi sadece jungkook'a karşı gelemiyor bunu kullandın ve burda jungkook sana yardım etmiş oldu"

"Neden benimle uğraşıyorsun? Yetmedi mi senelerdir bana yaşattıklarınız?"

"Unutma sırını Aerin ve ben biliyorum sadece"

"Bende sizin"

Hafif gülerek başını eğip tekrar bana baktı.

"Sen ne bilebilirsin ki? Hamam böceğin tekisin"

"Aerin'le işbirlik yaptınız benim o duruma düşmem için"

"Olabilir, ama kim inanır sana?"

"Sizin yüzünüzden ben konuşamadım, kendimi ifade edemedim, bu yüzden olabilir mi?"

"Çünkü kimse sana inanmazdı"

"Hayır, kardeşimi öldürmekle tehdit ettiniz beni, yoksa ben bu halde olmazdım"

"Ah doğru senin bir kardeşin vardı değil mi? Nasıl şu an yurtta iyi mi?"

Deyip benimle dalga geçercesine baktı her zaman ki gibi.

"Zaman yaklaşıyor bu sessizliğimin bir sonu olacak ve o an sizin işiniz bitecek"

Burnunu burnuma değdirip dudaklarıma doğru konuştu.

"Çok korktum"

Tiksinerek onu iteleyip uzaklaştırdım kendimden.

"Beni rahat bırak"

Deyip tam gidecektim ki vazgeçip yeniden ona döndüm.

"Bu arada kabul et hamam böceğine yıllardır deliler gibi düşüyorsun"

Dedikten sonra ellerimi yumruk şeklinde yapıp dışarı çıktım sinirle.
Deminden beri tuttuğum göz yaşlarımı bıraktım sonunda.

Teneffüs için zil bi 10 dakikaya çalacaktı, hızla kendimi bir banka bırakıp derin nefes almaya çalıştım.
Bünyem ufak bir üzüntüye artık dayanamıyordu.

Birinin okula girdiğini ayak seslerinden anlayarak baktığımda onun geldiğini görmüştüm.
Tam önümden geçip gidecekken durdu ve bana bakmadan soğuk bir şekilde konuştu.

"İyi misin?"

Burnumu çekip kısık sesimle cevap verdim.

"İyiyim"

Hiç bir şey demeden bir süre sonra öylece durduktan sonra gitmişti.
Teneffüslerde hep gitar çalardı sınıfta, sevmezdi çıkmayı.

————————————————————




.

EuphoriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin