Laiss.wer:
Jungkook sakın yapma
öyle bir şey!
13:45Laiss.wer:
Jungkook
13:45Laiss.wer:
Jungkook lütfen yapma
13:46Laiss.wer:
Cevap ver endişeleniyorum
13:46
jungkook.97:
Sorun yokLaiss.wer:
Tanrım sonundaa!Laiss.wer:
İyi misin?!jungkook.97:
İyiyimLaiss.wer:
Lütfen bana bir şey yapmadım dejungkook.97:
Bir şey yapmadımLaiss.wer:
Yalan söylemejungkook.97:
Sadece konuştumLaiss.wer:
Bir şey bilmediğin halde
neden kapısına gidiyorsun?!jungkook.97:
Sorun da bu zaten bir şey bilmiyorum
çünkü anlatmıyorsunLaiss.wer:
Anlatmak istemiyorum çünküjungkook.97:
Sen anlatmadığın sürece ben
halini gördükçe daha
çok delireceğimLaiss.wer:
Dünü unut sadece küçük
bir kriz geçirdim geçmişle ilgilijungkook.97:
Geçmiş falan değildi hala
yaşadığından dolaydıLaiss.wer:
Lütfen karışma, Subinle
bir alakası yok ondan uzak durjungkook.97:
Sana zarar veriyor gibi
hissediyorum anlamıyor musun?Laiss.wer:
Vermiyor bana zarar falan,
ona dokunma uzak dur ondan!jungkook.97:
Okul çıkışı beni bekle
(Çevrimdışı)
14:01Laiss.wer:
Jungkook
14:02Laiss.wer:
Jungkook
14:10————————————
Derin bir nefes alıp geri verdim, stres den bacağımı sallayıp duruyordum derse odaklanamıyordum. Jungkook'un Subinle konuşması bile beni endişelendiriyordu, telefonu çaktırmadan cebime geri sokup önümdeki kağıda baktım ama aklım hala jungkook'taydı.
Subinle konuşursa her şeyi bilmesinden korkuyordum.Belkide yeniden başa dönerdik.
Elimi yumruk şeklinde yapıp gözlerimi yumdum.
Hayır sakin ol Lalisa, senin bir suçun yoktu...
Aniden kapının tıklamasıyla irkilerek gözlerimi açmıştım, içeri giren Subini görmemle korkuyla ellerimi masanın altına hızla koyup sıkmıştım.
"Hocam Lalisa'yı çağırıyorlar"
Hoca başını olumlu anlamda sallayıp bana baktığında yavaşça ayağa kalkıp sınıftan çıkmıştım.
Önüme geçip yürümeye başladığında peşinden başı eğik bir şekilde gitmeye başladım.Beni erkekler tuvaletine sokup kapıyı da kilitlemişti, bana doğru yürümeye başlarken aynı zamanda konuşmaya başlamıştı.
"Bugün o herif geldi kapıma, seninle ilgili bana sorular sordu, neden?"
"Dün beni gördü"
"Gösterdin mi?"
"Hayır"
Rahatlamış bir şekilde nefesini verip beni duvarla arasına sıkıştırmıştı.
"Zaten görseydi o kadar sakin olmazdı"
Kenardan sırıtıp bir eliyle saçlarımla oynamaya başlamıştı, yutkunup başımı kenara doğru çevirmiştim onunla yüz yüze gelmemek için.
"Çok mu seviyorsun onu?"
Gözlerimi sıkıca yumup iç dudağımı ısırmıştım.
"Benimki de soru, tabikide onu çok seviyorsun bu yüzden bunca sene katlandın"
Burnunu yanağıma değdirip diğer eliyle eteğimin altından bacağımı okşamaya başlamıştı.
"Ama sen çok salaksın Lalisa, boşu boşuna bu kadar katlandın çünkü sana hiç bir zaman inanmayacak"
İki elimi duvara yaslayıp sakin kalmaya çalıştım, ağlamamam lazım.
"Sen ne yazıkki benim oldun, ah pardon bizim oldun"
Diyerek güldü.
"Sevdiğin adam sana bizim dokunduğumuz gibi dokunamayacak"
Yumduğum gözlerimi açıp tavana baktım.
Dudaklarını boynuma değdirdiğinde yeniden gözlerimi yummuştum."Evet o bana dokunmayacak çünkü sizin gibi şerefsiz değil"
Dediğim an hareketlerini durdurup bana bakmıştı, tavana doğru tuttuğum başımı düzeltip ona bakmıştım.
"Ne?"
Gözlerinin içine nefretle bakıp konuştum.
"O bana sizin dokunduğunuz gibi asla dokunmayacak çünkü sizin gibi şerefsiz, pislik değil o bana ne zaman dokunur biliyor musun?"
Bir süreliğine durup gözlerinin içine sadece baktım ve yeniden konuşmaya devam ettim.
"Benim rızamla, benim istediğim zaman ve emin ol ki onun bana vereceği zevk sizin verdiğiniz boktan histen bin kat daha iyi olacak"
Dişlerini sıktığı çene yapısından belli oluyordu, sessiz bir şekilde yutkunup nefretle dolu olan gözlerimi ondan çekmedim.
"Sen daha fazla acı görmek istiyorsun sanırım"
"İnan hiç umrumda değil"
———————————————————————
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euphoria
FantasyAşık olmak, Başıma gelmiş en güzel şeylerden biriydi, karşılıklı değildi evet ama yinede bundan memnundum. Duygularımdan memnundum. Onun bana karşı ne duyduğu önemli değildi, ben hiç bir zaman vazgeçmeyecektim onu sevmekten. Eğer o olay yaşanmamış o...