öncelikle herkese merhabaa
komikli bir fic yazma kararıyla başladım bu fice ve umarım dilediğim gibi olur.
Yorumlarınızı görmeyi çok istiyorum, okuduğum zamanlarda çok çok çoooook mutlu oluyorum.
Yorumlarınızı esirgemeyin sakııınnn!!keyifli okumalarr💜
☆
Yurtta dört kişiyle tek bir odayı paylaşmanın yaşam prensiplerime uygun olmadığını anlayarak üniversite hayatımın ikinci yılında dün yerleştiğim daire için yaptığım alışveriş sonrasında elimdeki poşetleri yerleştirmeden kendimi uykunun sıcak kollarına atmayı dileyerek asansör fobim olduğu için bir yandan da tekrar kendime saydırarak merdivenleri çıkmaya başladım. Elimdeki alışveriş poşetlerinin zaten ağır olması yetmiyormuş gibi altı kat merdiven çıkmak ikiz kulelerin götüme girmesinden daha fazla eziyet çektirirdi diye düşünmeden edemedim.
En azından ikiz kuleler zevk verirdi...
Bunları düşünmeye daha bir kat çıktığımda başlamış olmam gerçeği kalan beş katta hayal gücümün daha neler düşüneceğini ne kadar merak ettirse de öğrenmemenin akıl ve ruh sağlığım için daha sağlıklı olacağına karar verdim ama kendi düşüncelerimi dinleyememe özelliği olmadığı için çıktığım her merdivende hayal gücüme hayret etmek zorunda kaldım.
Sonunda merdivenler bittiğinde asansöre binsem daha mı iyi olurdu diye düşünmeden edemedim. En azından sadece bir süreliğine bir korkuya kapılır, belki ağlar, ter içinde kalır ve hatta bayılırdım ama bacaklarım sanki birileri tarafından sikilmiş gibi hissetmezdim.
Bacaklarımın takatsizliğini birazdan belki üşenmezsem duş aldıktan sonra uyuyacağım diye düşünerek yatıştırmaya çalıştım. Sonunda dairemin kapısını gördüğümde yüzüme istemsiz bir gülümseme yayılırken gözlerim hemen yan dairemde kapıyı açma mücadelesi veren çocuğu görünce bir anda kayboldu. İşte şimdi ikiz kulelerin götüme girmesini dilemek tam yeri olurdu.
Daireyi kiralarken yan tarafın kimse tarafından kiralanmamış olması beni fazlasıyla mutlu etmişti. Çünkü dün eşyalarımı taşırken beni görüp kızına almak isteyen teyzenin, evet kızını bana değil beni kızına almak isteyen teyze, söylediğine göre duvarlar fazlasıyla inceydi ve sesler sanki karşılıklı oturup sohbet ediliyormuşcasına duyuluyordu.
Bazıları için bu belki sorun olmayabilirdi, ki sanmıyorum, benim için fazlasıyla sorun teşkil eden bir durumdu bu. Çünkü ben boşaltımımı yaparken bile şarkı söyleyen bir insandım. Yurtta dört kişiyle aynı odayı paylaşamamamın başlıca sebeplerinden biri de buydu zaten.Ben gözümün önüne düşen saçlarımı ağzımdan püskürttüğüm hava yardımıyla uzaklaştırmaya çalışırken bir yandan da yan daire kapısını açmaya çalışan genç çocuğu izlemeye devam ettim. Elindeki poşetler yaptığı işi zorlaştırırken bu kadar da zor olmamalıydı diye düşünerek sonunda kendi dairemin önüne geldim ve elimdeki poşetleri bırakarak, yandaki gencin akıl edemediği o şeyi, anahtarı kotumun cebinden çıkardım. Gözüm yerle buluşan anahtarın çıkardığı ses ile birlikte yan tarafa kaydığında çocuğun yüzünü görmem gözlerimi ovuşturmama neden oldu. Acaba kendimi şaşırarak asansöre binmiş ve şu an baygınlığım ile bu çocuğu karşımda görüyor olma olasılığım kaçtı?
Sağ el tarağımın derisini sol elimin işaret ve baş parmağı arasına sıkıştırarak şu an gerçekten de yaşanıyor mu diye kontrol ettim ama biraz fazla canımı acıttığımdan, canım tatlıdır, ağzımdan küçük bir inleme döküldü. Ben acıyan canıma rağmen hâlâ karşımdaki çocuğu görüyor olmamın şu anın gerçek olduğu farkındalığı ile çocuğa bakmaya devam ettim ve o da yere düşen anahtarı alırken çıkardığım küçük bir inleme ile dikkatini bana verdi. Bu sırada ise ağzımdan tek bir isim döküldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neighbourhood | tk
Fanfictionne derler bilirsiniz; komşu komşunun skine muhtaçtır. semetae düzyazı