günün ikinci bölümü arkadaşlar bir önceki bölümün okumayı unutmayınn(teknik olarak yeni güne girdik ama siz anladınız)
bol jeonlous'lu okumalar arkadaşlar<3
(yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayııın)
*
Jeongguk
Güneş ışığının gözüme vurmasıyla yaklaşık bir saattir uyanmamak için resmen ölüm kalım savaşı verdim lakin başarısız oldum. Belki kalkıp perdeyi örtsem daha mantıklı bir hareket olacağını düşünmüş olabilirsiniz ama değildi. Çünkü gözlerimi açtıktan sonra bir daha sikseler uyuya kalamazdım.
Güneşe en içten küfürlerimi savurarak yataktan kalktım ve bu saatten sonra bir işe yaramayacak da olsa gidip kapattım perdeyi. Sinirimi bozmuştu elimde olsa paramparça ederdim ama bir daha perde almakla da uğraşamazdım.
Perdeyi kapattıktan sonra lavaboya gidecektim ki Taehyung'un verdiği ayıcıkla bakıştım bir süre ve sonra birden kendimi Ayıcığın, evet ismi ayıcıktı çünkü Taehyung öyle istemişti, yanına çökerken buldum. Burnundan makas alıp konuştum.
"Naber lan?"
Sanki cevap verecekmiş gibi bir süre bekledim ve sonra bu halime küçük bir kahkaha atarak tekrar konuştum.
"Kusura bakma benim hatam, cevap vermeni bekliyorum ben de."
Cansız bir oyuncağın cevap vermesini beklemek tuhaf gelmişti ama ona açıklama yapmak gayet de doğaldı bence.
Kendimi o kadar bitik ve yitik hissediyordum ki içimi beni anlamayacak, cevap dahi veremeyecek olan bir oyuncağa dökmenin bana iyi geleceğini düşünüyordum.
"Ayıcık bey izin verir misiniz biraz sarılmak istiyorum?"
Sabah sabah bu duygusallık nerden, neden gelmişti bilmiyordum ama biraz duygu yüklüydüm ve duygularımı içimde topladıkça yanlış kişilere patlıyor, kalp kırıyordum. Kalbimin ne kadar kırılmasını sevmiyorsam başkalarını kırmayı da sevmiyordum ama bazen yapıyordum bunu.
Ayıcık'ın düşünmesi için süre verdikten sonra konuştum ve hemen arkasından sarıldım.
"Bu sessizliği evet olarak kabul ediyorum."
Günlerdir ihtiyacım olan şey buydu belki de. Çünkü şu an kendimi o kadar kuş gibi hissediyordum ki kanatlarım olsa gökyüzünü keşfe çıkacaktım.
Bir süre ikimiz de sessiz kaldık, Ayıcık'ın her zamanki haliydi, ama ağlayacağımı hissettiğim anda ayrıldım ayıcıktan ve yanağına yaptığı inceliğin karşılığı olarak bir öpücük armağan ettim.
"Teşekkür ederim Ayıcık beyefendi."
Sanırım bu gidişle akıl sağlığımı da kaybedecektim.
Telefonuma üst üste gelen bildirim sesiyle şu anki ortamın aurasından dolayı küçük bir korku yaşadıktan sonra yatağın üzerine bıraktığım telefonumu aldım.
Mesaj spor salonunda tanıştığım spor arkadaşım Hoseok hyungtan gelmişti.
<<<
hobi hyung🐿
gü
nay
dın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neighbourhood | tk
Fanfictionne derler bilirsiniz; komşu komşunun skine muhtaçtır. semetae düzyazı