Yalnızlığın dogurdugu bir bebeğin kundaginda yalnızlığın temsili olan düşüncelerim bir yanardagdaki lav misali akıp her yeri küle çeviriyordu.Sessizlik bogazima dayanmis dolu bir silahın soğuk namlusu gibi sıkılmayí bekliyordu.Ben bir bezbegin içinde hapsolmus o gerceklerdendim , o gercekler acı ama dilde ekşi bir tat birakiyordu.O bez bebek birgün sevilmeyi birakilicak veya kenara atilacakti diğer oyuncaklar daha çok sevilicekti. Ben O bez bebeğin temsiliydim sevilmeyen sevilse bile unutulan kenarda curuyup yokolucak bir kimseydim.
Düşüncelerimin yarattığí hortumdan bir serzenis biçiminde cağlayarak uzaklastim.Onun kollarindaydim hala onun sicakligiyla isiniyordum.Burnumun içini sızlatan yoğun bergomant kokusu içime doldu.Saçlarımda gezinen uzun ince parmakların baskısını hissettim.Başım zonkluyor her yer dönüyordu sanki.Titriyordum zamanın içinde suların altında kalmış bedenimle tir tir titriyordum kollarında.Kriz geçirmiştim yine yansımalarımın çığlıklarını görmüştüm.Cehennemin kapısını aralayan meleğin kolları altına girmiştim.O melek şeytandı şuan tam şuan da şeytanın ininde ona sarılıyordum.
Çığlıklar kesilmişti fısıltılarda elimde kalemle onu öldürmemi isteyen fısıltılar boğularak ölmüştü. belkide haklıydılar o haklıydı. Gülüşünü bakışlarını cehennemden alan o kadın haklıydı.Ezrak beni öldürücekti kanımın son damlasını şarap kadehinde içki olarak tadıcaktı.Fısıldadı;
"Öldürücek,öldürecek öldürücek seni" Kahkası kulaklarımın çınlamasına ve acımasına neden oldu.Gördüm pencerenin ardına saklanmış siyah saçları kan içinde ölümün soğuğunu taşıyan kadını kara gözleriyle beni izlediğini bana seslendiğini biliyordum.Onu öldürmemi istiyordu diğer herkesi öldürmemi istediği gibi ölüm onun için bir zevkti.Çirkin suratında tehditkar ifadeyle bana baktı;
"-sözümü dinle "Yutkunuşum boğazımı yaktı.
" Aysima bana bak !"diye bağırmasıyla ezrak bakışlarım hızla ona döndü.tehditkar heran saldırışa geçicek bakışlarımı üzerine diktim.
"-Sakinleş ben yanındayım seni öldürmem bunu da söylemeyi bırak lütfen , pencerenin orada da hiç kimse yok "bakışlarıma sinen şaşkınlığın suretinde onun yüzüne bakakaldım.Söylediklerinin arasından sadece" Orda hiçkimse yok"cümlesine takılı kaldım.Hiçkimse yok muydu ama orda bana gecenin zifiri karanlığından daha karanlık gözlerle bakan kadın beni izliyordu.Elimi sertçe göğsüne yaslayıp onu ittim.Ellerim titriyor kulaklarım uğulduyordu.Gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı,korkuyla titriyor ,titremelerim beni sarsıyordu.
Dudaklarım aralandı bişeyler söylemek için ama dudaklarımdan çıkan tek şey kısık çıkan kıkırtılarımdı onlar kahkaya dönüştü acı dolu kahkahalarım duvarlara sindi,hapsoldu aslında kahkahalarım her zaman çığlıklarım olmuştu.Acı dolu hıçkırıklarım.Ben hiçbir zaman haykıramadım hiçbir zaman acımı kusamadım birzamanlar o kadar çok çığırdım ve haykırdım ki şimdi sadece susuyordum.Ezrağın sıcağı hapsettiği ellerini belime sıkıca doladı.Beni kendine çekip burnunu saçıma gömdü.Yüksek kahkahkahkahalarım hıçkırıklara döndü ve güçsüz kollarımı Ezrağın boynuna doladım.Başımı boynuna gömerken deli gibi ağlıyordum.O gün ona sığındım o gün ilk defa bir yuva sıcaklığı hissettim bir insanda kendimi güvende hissettim ilk defa.Acılarım dindi çığlıklar sustu o kadın ordan yorgun gülümsemesiyle birlikte gitti.Geriye sadece ben ve kollarına tutunarak ayakta kalabildiğim o vardı.Gülümsedim ilk defa acı olmadan hayata gülümsedim .
(Kalbimi bırakıyorum bu sahneye yerim sizi çok tatlılar)
☘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANSIMALARIN ÇIĞLIKLARI
Teen Fictiono hastaydı o kimsesizdi taki hayat onu karşısına çıkarına kadar kimsesiz ve hasta olan bir kız kalbi buz tutmuş ve acımasız canavarın kalbine girebilcekmiydi ikiside aşkı için neleri feda edecekti ?