Başıma gelen şeyler hoş şeyler değildi. Ama gelmişti çoktan. Yapacak birşeyim yok zaten.
Yine uyanmıştım. Neden? Okula gitmek için.
Okula bu tipimle gitmek istemiyordum. Özelikle çizik ellerim ve yüzümdeki yaralarla.
Ama gitmek zorundayım juwon'un işi belli olmaz.
Hemen üzerime bir konbin uydurup evden çıktım. Kahvaltıyı okulda yapacaktım
(Konbini bu şekilde fakat saçlarını sarı hayal edin)
Bir maske takmıştım yüzümdeki yara ve çizikler görünmesin diye. Sorarlarsa hastayım der geçiştirirdim.
Sonunda okula gelmiştim. Hızla sınıfa adımladım. Geç kalmamıştım ama edebiyat hocası erken giriyordu sınıfa. Sınıfa girdim ve sırama oturdum. Hyunjin'de burda oturuyordu. Buda iyice alıştı benim yerime.
Önce bana baktı sonra telefonuyla ilgilenmeye geri döndü. Edebiyat hocası derse girmişti.
Sonunda öğlen olmuştu. Hyunjin hep derste telefonuna bakmıştı. Her zaman yaptığı gibi. Bende jeongin'in sınıfına gitmek için sınıftan çıktım. Çıkmaz olaydım.
Ben jeongin'in sınıfına giderken juwon beni kolumdan tutup bir yere götürüyordu. Fakat bu sefer jisung gördü.
J"felix?"
F"önemli birşey değil zaten arkadaşız juwon'la."
J"peki civcivim iyi eğlenceler.."
Civcivim..
Gerçekten Hyunjin'in arkadaşları tatlı insanlardı. Hyunjin'in aksine. Aklıma Hyunjin'in beni revire getirdiği ve çok geçmeden evde beraber uyuduğumuz fotoğrafları çektiği geldi. Sadece dengesiz bir aptalın tekiydi gerçekten aptal.
Ben bunları düşünürken juwon beni çoktan kantine getirmişti. Ve kantinde Hyunjin'gil vardı! Şuan hepsi bana bakıyordu. Ben daha onların tepkilerine bakmadan juwon kolumdan tutarak birkaç kişinin olduğu masaya ilerledi. O oturunca ben ayakta dikildim.
Juw."şimdi sarı bize 4 americano ve 1 soğuk kahve al."
F"ben tek başıma nasıl taşıyım onları.."
Juw."taşıyıcan"
F"peki"
"4 americano 1 soğuk kahve"
Kanticinin elinden americanoları ve 1 soğuk kahveyi aldım. Yemin ederim elimde düştü düşecek duruyordu. Ve olan oldu tüm kantinin ortasında birinin bana omuz atmasıyla herşeyi düşürdüm.
Ve lanet olası juwon sinirli gözlerle bana geliyordu. Tüm kantinin ortasında attığı tokat ile kıçımın üzerine düşmem bir oldu. Duyduğum şey ise gülüşme sesleri.
Bi hareket beklemiştim en azından jisung'gilin yelip beni korumalarını. Ama öyle olmamıştı. Herkes bana gülerken onlar önce bana bakıp sonra oralı bile olmamışlardı.
Evet felix herkese güvencek kadar aptalsın..
Juwon beni saçımdan tutup ayağa kaldırmıştı. Fakat acıyan şey saçım değil kalbimdi..
Juwon beni saçımdan tutup kaldırdı ve sonra tekrar itti. Ben yere düşünce karnıma birkaç tekme atıp gitmişti. Ya da gidememişti. Çünkü onu durduran şey Hyunjin'di..
Şuan olay çok karışıktı. Hyunjin juwon'u dövüyor arkadaşları ise beni yerden kaldırıyordu.
Hyunjin juwon'u bırakıp yanıma geldi.
Hy"FELİX SEN APTAL MISIN? BOKMU VARDI DA BU İTİN YANINDA DURUYOSUN!"
F"Ben..."
M"sırası değil hyunjin."
Seungmin beni kaldırırken bir soru sormuştu. Bu soru beni germişti.
S'felix neden maske takıyorsun?'
F"ee şey ben hastayım. Evet evet ben hastayım."
Hy"başlarım senin hastalı-.."
Hyunjin maskemi açmış ve yüzümün halini görmüştü. Ve diğerleri de..
Cb"felix.."
Hy"HANGİ OROSPU ÇOCUĞU YAPTI LAN BUNU!"
F"Hyunjin.."
Hy"SANA KİM YAPTI DEDİM!"
Şaka yapmıyorum şuan istemsizce ağlıyordum.
F"Bana bağırma.."
Hy"tamam bebeğim bak bağırmıyorum. Hadi söyle kim yaptı."
Cevap vermedim sadece juwon ve arkadaşlarına baktım. Anlamıştı zaten Hyunjin onların yaptığını.
.
.
.
.
.
.
.
.
MERABAAA NABERRUZUN OLMADI ÖZÜR DİLERİM
BAYSSS
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twelfth Grade -Hyunlix-
Fanfiction-𝙗𝙞𝙡𝙞𝙣𝙢𝙚𝙮𝙚𝙣 𝙣𝙪𝙢𝙖𝙧𝙖- "𝗔𝘁𝘁𝗶𝗴𝗶𝗺 𝗼𝗱𝗲𝘃𝗹𝗲𝗿𝗶 𝘆𝗮𝗿𝗶𝗻𝗮 𝘆𝗮𝗽" ʰʸᵘⁿˡⁱˣ