Aradan yaklaşık bir hafta geçmişti. Annem biraz daha dinlenip Avustralya'ya gideceğimizi söylediği için daha daha gitmemiştik ve bu süre boyunca Okula da gitmiyordum. Yani bir haftadır yatakta Yatmaktan Başka yaptığım hiçbir şey yoktu.
Ve bugün o gün gelmişti bugün Avustralya'ya gidiyorduk ve şu an havaalanına gitmek için yola çıktıkmıştık.
Havaalanına gelmiştik şu an jeongin'i bekliyorduk Çünkü ona veda etmeden gidemezdim. Fakat bu süreç boyunca aklımda olan tek şey hyunjin'di. Neden bu kadar fazla düşünüyorum?
Sonra görüş alanıma jeongin girdi ve bir kişi daha..
Hyunjin...
Hadi ama jeongin onu buraya getirmiş olamaz değil mi?
"H"Felix.."
"F"Jeongin onu neden buraya getirdin!"
"J"Felix gözler yalan söylemez! Onun sana nasıl baktığını kendi gözümle gördüm.!"
"F"anne bize biraz müsade eder misin?"
Annem birkaç mırıltı çıkartıp atıştırmalık bir şeyler alacağını söyleyip yanımızdan ayrıldı.
"H"felix lütfen beni bırakma.."
"F" hadi ama oyunculuğun sırası değil Ağlama gösterilerini başka zaman yap hwang."
"H"Felix ben yemin ederi-"
"F"jeongin gidelim mi?"
"J"Feli-"
"H" Felix yemin ederim sana çok pis aşık oldum...hıh...yemin ederim..beni...hıh..bırakma.."
"F" Ne?!"
Jeongin arada kalmamak için hemen yanımızdan ayrılmıştı
"Bak hyunjin bunun şakası olmaz"
"Felix..hıh..gerçekten..hıh...seni seviyorum..."
Hwang Hyunjin şu an karşımda perişan bir halde hıçkırarak ağlıyordu. Fakat neden benim canım yanıyor?
"Hyunjin ben ne diyeceğimi bilmiyorum.."
Lanet olsun ki o fotoğrafları onun panoya asmadığını düşünüyorum. Ve ilk defa yanılmıyorum...
"Sevmesen de olur. En azından sana bakarak içimi ısıtırım. Ama sen o ülkeye gidersen hayatım yine siyah beyaz bir hal alır"
Ani hareket ile elime telefonumu alıp annemi aramıştım.
"Uçuş iptal. Ben gelmiyorum Anne."
. . . . . . . . . . Woooww Kısa oldu ama geçiş bölüm olarak düşünebiliriz. Hyunjin sirilsiklam aşık olmuş..
