6.Bölüm |veryansın|

297 22 40
                                    

Gözerimi rahatsız eden güneş ışığı ile açtım. Güneş tüm parlaklığını ferah olan odanın içine doldurmuştu.

Yattığım yerden kalkıp, büyük hastane yatağını içinde oturur pozisyon aldım. Oldukça rahat olan bu yataktan  çıkmak dahi istemiyordum.

Duş aldıktan sonra mayışmış ve uyuya kalmıştım. Ne kadar süre uyuduğum hakında bir fikrim yoktu, elime sağ gözümü ovuştururken, en son neler olduğunu gözden geçirdim.

Parel tarafından onunla zorla iş birliği yapmam için beni için zorunlu bırakmış sayılırdı. Gözümü uzun bir süre kaşıdıktan sonra, kirpiklerimin döküleceğini anladığımda, ellerimi gözümden çektim.

Bağdaş kurup oturmuş  olduğum, yatakta gerindim. Odaya henüz gelen giden gözükmüyordu, kalın odadaki siyah perdeleri çekip tekrardan uyumak istiyordum.

Aylardır her an tetikte olduğum için Uykuya hasret bi durumdaydım. Burada' da her an tetikte olmam gerekiyordu, ama içimde garip bi güven duygusu vardı. 'En son saçma sapan güvendiğin kişiler yüzünden böylesin'

İç ses doğru söylüyordu. Nerden gelmişti bu güven duygusu, tamam organ mafyası olmayabilirlerdi, 'Daha kötüsü uyuşturcu baronu ama sen bilirsin.'  bu onları  tedavi altında beni kullanıp atama olasılıklarını ortadan kaldırmazdı.

Yine her zaman olduğum gibi kendimi tetikte tutmalıydım, Ayaklarımı sürüye sürüye yataktan kalktım, kapının olduğu tarafa kalan tuvalete girdim.

Kapıyı açığımda karşımda olan lavaboya isteksiz adımlarla yürüdüm. Elimi uzattığımda otomatik olarak açılan suyun altına, derin bir çukur şeklini almış olan, avucumu  su ile Beraber doldurup suyu yüzüme doğru çırptım.

Soğuk su ile temasa geçince anlık olarak irkilsem de, tekrardan suyu yüzüme çırptım. Suyu tekrardan yüzüme çırpacağım sıra, kolumdaki sızı buna engel oldu. Kolum uyandığımdan beri beni tüketicek bir seviyede ağırlıyordu.

Avuç içlerime dolan suyu bile zorla taşımıştı. Koluma dokunup, ona masaj yapmak istedim ama bu daha koluma ufacık bir temasın ardından, ağrı olduğundan daha da şiddetlendi.

Gece üstüne yatmış olsam bile bu kadar acıyıp sızlaması normal değildi. Sağlam olan kolumla banyonun kapısını kapatıp, tekrardan yatağın üzerine oturdum. Kolum harket ettiği için ağrısı daha da şiddetlenmişti.

Bileğim ve dirseğimin arasında kalan yeri incelemeye başladım. Kolumun üst yüzeyinde beliren, sarılıklar esmer tenimde bariz bir şekilde beliydi.

Yatakta vücudumu esnettiğim sırada, ufak bir acı duymuştum ama bunu o kadar da umursamamıştım. Zaman geçtikçe sanki ağrısı daha da çoğalıyordu.

Ben kolumu incelerken, kapının açıldığını duydum. Olduğum yerde istemizce gerginlik hissetim,  yatağın oluğu yerden kapı gözükmediği için, sabırla gelen kişiyi bekledim.

Hemşire İpek içeri geldiğinde rahat bi nefes aldım, elinde sarı serum poşeti ile bana samimi  bir gülümseme sundu. "Günaydın." Bende ona zordan kısa bi gülümseme göndermeye çalıştım.

"Günaydın." diyerek onunla konuştuğumda, elinde hali hazırda olan damar yolu iğnesini, ağrıyan koluma takacaktı Ki son anda, sol koluma takmasını  rica ettim. 

İpek beni kırmazken, sol koluma taktığı damar yolu iğnesinin, çıkmaması için getirdiği beyaz bant benzeri şeyle yanlarını örtü. "Sanırım çok uykusuzdun üç günden beri aralıksız  uyuyorsun." gözerim istemiz büyüdüğünde, anlık "oha" dedim, "üç gün mü?" diye sordum.

Beyaz Şarap (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin