12. Bölüm |Veryansın\

84 8 15
                                    


Parel arabayı deniz manzaralı bir restoranın önünde durduğunda, arabadan çıkacaktım ki bana beklemem gerektiğini söyleyerek telefonundan birini aradı. Oteriter ses tonu arabanın içinde yankılandı.

"İçerisini boşaltın."

Parel Karşı tarafın bir şey söylemesini beklemeden telefonu yüzüne kapattığında, sadece Bir kaç dakika sonra restoranın çıkış kapısından insanların ayrıldığını  gördüm.

"Neden böyle bir şey yaptın?" Ben restorandan çıkan kalabalık insan topluluğuna bakarken
"Güvenliğin için." Dedi Her gittiği mekana aynısını mı yapıyordu?

Parel mekandan ayrılan insanları izleyerek bana, "Çıkabiliriz." Dedi. Söylediğini yaparak  kapıyı açıp  kendimi bi an önce dışarı attım. Ciğerlerime dolan tuzlu ferah deniz kokusunu içime çektim.

Perel arabasını hali hazırda park ettiğimiz yerde bıraktı, denizin kokusunu derince soludum,  Onun hemen yanımdan geleceğini biliyordum, öyle de oldu denizin ferah kokusunu bastıracak kadar güçlü kokusu burnuma dolduğunda Denizle harmanlanmış onun kokusunu ciğerlerime hapsettim.

Arabayı mekana biraz uzak bi mesafeye park etmiştik, uzun adımlarıyla bana çabucak yetişip yanıma geldiğinde beraber yan yana mekana doğru yürüyorduk. Sıcak Güneş tam tepeden yüzüme çarptığı için önümü göremiyordum, kısık gözlerle önüme bakarken parelin düz sesi kulaklarımı okşadı.

"Elimi tut."

"Niye?"

Sabır çekti, "Bir kez de söylediğimi ikiletmeden yap." ona yüzümü buruşturarak bakarken bi yandan da onu cevapladım, "Neden senin elini tuta-"

Sakince elini ellerimin arasına kaydırıp sarmaladığında onun tensel temasına Bu kadar kibar bir şekilde ilk defa karşılaşıyordum. Ben Ona bakarken bana dönüp  "Gülümse biraz." Dedi, ona bakan başımı yaklaştığımız restorana çevirdim.

Görkemli restoranın girişindeki genç çocuk bizi karşıladı. "Merhaba Bay Parel masanızı ne tarafa hazırlayalım." Parel yanımızdaki genç çocukla çok ilgilenmeden bana döndü "Nerye oturmak istersin?" Sorusuyla istemsiz gözlerim restoranın içerisinde dolandı.

İç ve dış olarak iki bölümden oluşan bu restoranda içerisine göz gezdirme gereği duymadan sol taraftan gözüken denize sıfır açık alanı tercih ettim. "Dışarıda her hangi bir masa olabilir," Dediğimde ikimiz de adımlarımızı otomatik olarak dışarıya yöneldi.

Büyük Avucu içinde terleyen ellerimi kıpırdatıp elleri arasından çekmeye çalıştığımda sıkı sıkıya tutuğu elleri buna izin vermedi. "Elimi bırakır mısın?" Dediğimde "Birazdan." Diyerek beni yanıtladı. "Neden birazdan şimdi bıraksan olmuyor mu ne fark edicek."

Ben kafamı kaldırmış ona bakıyorken o her zaman olduğu gibi karşısına bakıyordu.
"Birazdan dedim." Güneş vuran yüzüme diğer elimle gölge oluştururken "Ellerim terledi," Dediğimde Parel anında ellerini gevşetip bana rahat bir alan sağladı ama hala ellerimi tutuyordu.

"Larin Bana değil de önüne bak düşeceksin." Diyerek Beni uyardığında Onu ikiletmedim, kafamı önüme çevirdiğimde Özel olarak boşaltılmış mekanda iki kişinin oturduğunu gördüm, bir kadın bir erkek gördüğümde kaşlarım çatıldı. Kadının arkası dönüktü karşısındaki adamın yüzünü net bir şekilde gördüğümde gözlerim Şokla  aralandı.

bomboş mekanda sadece aykanın olmasını kesinlikle beklemiyordum. Gözlerim kocaman oldu. İstemsizce perelin az önce bırakmasını istediğim elini sıkı sıkıya tuttum. Aykanı gördüğüm andan itibaren İçim sıkıntıyla doldu.  Aykan Boğaza karşı yanındaki sarışın kızla bir şeyler yiyordu.

Beyaz Şarap (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin