GÜÇ

AREA

    Selam! Nasılsınız? Yeni bölüm geldi!! Bu bölüm biraz farklı. Umarım beğenirsiniz. Bu arada tanıtımda koyduğum Elis belki hikâyede olmayabilir. Ama tam karar vermedim değişebilir. İyi okumalar...♡
                       ~~~~~~~~~~~
                   |     3. Bölüm    |
                        ~~~~~~~~~~
     Liya'dan:
      Sabah uyanır uyanmaz kendimi kötü hissetmeye başladım. Başım ağrıyordu hemde çok. Yataktan kalktım ve lavaboya gittim. Sonra üzerime ne giysem diye düşündüm ve bir anda başımın ağrısı azaldı. Sonraysa baş ağrım yok oldu. Üzerime bir tişört ve altıma bir kot pantolon giydim. Tişörtün üzerinde bir bulut vardı. Ve bu kot pantolonumun rengine uyuyordu. Merdivenlerden aşşağıya inerken annemden dışarıya çıkmak için nasıl izin alacağımı düşünüyordum. Kendisi asla ama asla beni tek sahile göndermez çünkü. Annem mutfakta yemek yapıyordu. Yanına geldim. Arkası dönüktü bu yüzden geldiğimi anlamamıştı. Ama bir şeyler mırıldanıyordu.
"Ah... buna hazır değil. Ne yapacak..."diyordu ve sanırım ağlıyordu.
"Anne... iyi misin?"dedim ve bana döndü. Gözleri kızarmıştı. Kesinlikle ağlamıştı ve annem pek ağlamazdı. Hatta en son ben doğduğumda ağladığını söylerdi.
"Ah,canım ben iyiyim. Sorun yok. Sadece eski anılar... neyse sen bir şey mi isteyeceksin? Çünkü ben bu gülümsemeyi tanıyorum. Ne isteyeceksin bakalım?"dedi
"Sadece, şey... bugün arkadaşlarımla-"
Dedim ve annem
"Bu konuyu kaç kere konuştuk canım. Olmaz seni tek başına bir yere göndermeye gönlüm el vermiyor. Gidemezsin."diyerek sözümü böldü.
"Anne sahile gidicez. Zaten evimizin yanı. Sahile yakın oturuyoruz pencereden bile görünüyor. Lütfennn!"dedim ve annemin dayanamadığı yavru köpek yüzlerinden yaptım.

"Peki git ama bir şart ile-"sözünü ben devam ettirdim ve
"Layla da benimle geliyor"dedim mutsuz bir şekilde. Annem ise kafasını evet anlamında salladı.
   Layla,annemin çok güvendiği bir komşumuzun kızı.
Benimle aynı yaşta ama her yere benimle geliyor. Ve kendisi biraz koruyucu.
"Anne-"
"Hayır,hayır seninle geliyor. Gelmesini istemiyorsan gitmiyorsun. Seçimini yap."
Dedi annem.
"Peki."dedim sıkılmış bir sesle ve kapıya doğru gittim.
Yolda giderken siyah tüylü bir yavru kedi gördüm. Onu kucağıma aldım. Ve sonra elimde tuttuğum küçük çantaya koydum. Çantanın içinde sadece kedi maması vardı. Sahile ulaştığımda Layla bana el salladı. Ve
"Gel!!"diye bağırdı yanına gittim ve diğerlerinin de geldiğini gördüm.
"Selam. Sahildemi gezeriz yoksa-"dedim ve sözümü Layla böldü.
"Kesinlikle sahilde gezeriz."dedi.
"Olur"dedi Lucas.
"Evet, bencede iyi olur."dedi Lucas'ın kardeşi Lexi.
"Ama önce bir şey yapmalıyız."dedim ve sözümü Lexi devam ettirdi. Lexi, Lucas'ın 7 yaşındaki kız kardeşiydi.
"Dondurma!"
"Tamam. Peki."dedi Layla.
"Evet. Zaten senin son gün-"dedi bana doğru Lucas ve sonra Layla ona koluyla dürttü.
"Ne olduğunu anlamadım ama dondurma yemeyi çok istiyorum."dedi Lexi.
"Sana katılıyorum Lexi."dedim ve Lexi'nin elini tutarak dondurmacıya doğru gittim. Dondurmayı yedikten sonra dolaşmaya gidecektik. Layla ve Lucas hep böyle nedeni belli olmayan kavgalar yaparlardı ve bu yüzden umursamazdık. Lexi muz,böğürtlen,limon ve kirazlı toplardan aldı. Ben ise sadece limon ve kiraz aldım üstüne ise çikolata sosu. Layla ve Lucas uzakta tartışıyorlardı.
Onları Lexi ile kuma oturmuş uzaktan izliyorduk. Ben çantamdan siyah renkli kediyi çıkardım ve Lexi'nin kucağına oturttum. Yanına da çantadaki mamadan alarak koydum. Layla ile Lucas'ı izlerken gözüme kumlarda parlayan bir şey çarptı ve ne olduğunu merak ettim.
"Lexi sen Lucas'ın yanına git. Onları biraz sakinleştir bende hemen geliyorum."dedim ve kediyi kucağından aldım mamaları bitirmişti. Çantamı kuma koydum. Kedi çantama atlayarak mamaları yemeye devam etti. Kumlarda parlayan şeyin yanına doğru gittim ve ne olduğuna baktım. Bir deniz kabuğuydu. Daha çok filmlerde gördüğüm deniz kızlarının ellerindeki deniz kapuğu şeklindeki borozanlara benziyordu. Onu alarak çantamın ön kısmına koydum. Çantamın arka kısmında kedi maması ve siyah kedi,ön kısmında ise sadece deniz kabuğu vardı. O sırada sabahki baş ağrımın geri döndüğünü fark ettim. Ama çok ağrımadığı için birazdan geçer diyerek Layla'nın yanına gittim.
         Bir kaç saat sonra hava kararmaya başladı.
"Layla,biz eve dönelim sanırım Lexi'nin uykusu gelmiş."dedi sessizce Lucas. Lexi, Lucas'ın yanında uykulu uykulu yürüyordu.
Layla kafasını salladı.
"Biz de eve gidelim artık ."dedi Layla.
Eve dönerken yavru kedi miyavlamaya başladı ve çantayı açtım. Çantaki mama az kalmıştı. Siyah kedi yukarı doğru bakıyordu. Onu kucağıma aldım ve sevmeye başladım. Bir ad bulmayı düşündüm.
"Layla, adı ne olsa?"
"Bilmem... Belki Lusi olabilir. Ne dersin?"
"Bu çok iyi bir fikir!"dedim ve Lusi'ye baktım. Çok tatlıydı. Eve döndüğümde Laylaya görüşürüz diyerek eve girdim.
"Ben döndüm anne!"dedim. Annem bana sarıldı ve sonra içeriden biri geldi. Kahverengi saçlı ve saçının bazı kısımları daha açık renk olan,mavi gözlü bir kadın geldi.
"Liya bu Mary, Mary Star. O benim bir tanıdığım ve... gel otur sana bir şey anlatacağım."dedi.
"Hoşgeldiniz."dedim hemen. Lusi kucağımdan atladı ve salona gitti. Ben, sandalyelerden birini çektim ve oturdum.
"Liya ben sana çok önemli bir şey söyleyeceğim ve bunu hemen söylemeliyim. Böylece zaman kaybetmeyiz.
Bak aslında an-"dedi ve annem sözünü böldü.
"Liya aslında sen başka bir boyuttansın. Ve bunu hızlıca anlatmak istiyorum. Sihirli bir boyuttansın ve sihirli güçlerin var. Oraya gittiğinde ve birazdan gideceksin orada Area ülkesinde yaşayacaksın. Ayrıca seni araştırdılar ve sen burç ülkesine ait olarak görünüyorsun. S-sana iyi şanslar."dedi hızlıca ve bana sarıldı. Ağladığını omuzumdaki ıslaklıkla fark ettim. Ben ne yapacağımı bilmiyordum. Bana seçenek sunmamışlardı ve sadece gitmem gerektiğini söylüyolardı. Ben gitmek istemiyordum. Şimdi anlıyordum Lucas senin son günün demeye çalışıyordu . Ve annem de o yüzden ağlıyordu. Arkadaşlarım bile biliyordu ama bana söylememişlerdi. Gözlerim doluyordu. Ama sihirden bahsediyorlardı ve bu iyi olabilirdi. Ama annem,Layla,Lucas,Lexi... Göz yaşlarımı sildim.
"Bayan Mary evcil hayvan getirilebilir mi?"dedim.
"Tabi ki orada bir yatılı okulda kalacaksın. Hayvana izin var. "
"Müdür... okul müdürünün bir alerjisi var mı?"dedim.
"Benim yok."dediğinde biraz şaşırdım.
"Anlamadım?"dedim. Güldü ve
"Ben okulun müdürüyüm."dedi. Biraz utanmıştım.
]:::::::::::::::::::::[《》《》]::::::::::::::::::::
       Bir bavul hazırladım. Aşşağı indim. Hava kararmıştı. Annem göz yaşlarını silmişti. Ama tekrar ağlamaya başladı ve bu sefer mutluluktan ağlıyordu.
"Anne ağlama artık. Ben iyi olucağım."dedim. Lusi salonun kapısından koşarak yanıma geldi. Lusi'yi kucağıma alarak sevdim. Onu da yanıma alacaktım. Hâla aklımda bir sürü soru vardı. Sihir gerçek miydi? Başka evrenler de mi vardı? Peki orada arkadaş edinebilecek miydim? Ben sihirliysem annem niye değildi?
"Liya sakin ol. Sorun olmayacak. Endişelendiğini anlıyorum. Ama merak etme. Her şey iyi gidecek."dedi Bayan Mary.
      Yola çıktık. Aslında garaja indik ve orada bir portal açıldı. Bayan Mary'nin bir arkadaşı sanırım ikizler burcu demişti. Bayan Mary arkadaşının portal açma gücü olduğunu söyledi. Bayan Mary Area ülkesinde zaman kavramının farklı olduğunu şuan sabah olduğunu söyledi. Portalda geçtiğimizde ilk karşımıza çıkan şey üzerinde kocaman harfler ile "AREA BURÇ OKULU" yazan bir okuldu. Çok farklı görünmüyordu. Bayan Mary bana gülümsedi ve o sırada bavulum ve eşyalarımın kaybolduğunu fark ettim.
"Bayan Mary bavulum ve eşyalarımı bul-"
"Ahh. Merak etme Liya onları odana götürttüm."dedi Bayan Mary.
"Ben gidiyorum. Bir şeye ihtiyacın olursa öğretmenlere sormaktan çekinme. Gerçi annen... annen söylemişti cesur olduğunu."dedi ve gitti.
Lusi kucağımda uyuya kalmıştı. Odamın yerini bulmak için ikinci kata çıktım. Bayan Mary ne yapmam gerektiğini söylemişti. "Magic"dedim ve kapılar oluştu. Kendi kapımı bulduğumda üzerindeki yazı birden değişti. 'Alex~'yazılıyken bir anda 'Alex~Liya' oldu. Elimi Liya'nın altındaki oyulmuş yere koydum ve kapı açıldı. İçeri girdiğimde adının Alex olduğunu düşündüğüm çocuk armut koltuklardan birine oturmuş kitap okuyordu. Odayı inceledim ve benim yatağım daire şeklindeydi. Sanırım tüm yataklar daire şeklindeydi ve odanın duvarları renkliydi. Duvarda mavi ve kırmızı renkleri vardı. İki, kitap dolu raflık vardı.
"Merhaba. Sen yeni oda arkadaşım olmalısın."dedi Alex. Devam etti.
"Ben Alex. Peki sen?"dedi.
"Benim adım Liya."dedim ve Lusi uyanmıştı ve kucağımdan atladı. Odada bir mama kabı, su kabı,kedi yatağı ve kedi oyuncakları vardı. Lusi koşarak mamaları yemeye başladı.
"Sen nereden geliyorsun? Yani burç ülkesindeki hangi şehirden?"
"Ben... Dünyadan geliyorum."
"Ne?! Buna inanamıyorum. Oda arkadaşım Dünyadan geliyor. Nasıl bir yer anlat. Sihir orada yokmuş öyle duydum. Orada nasıl savaşıyorsunuz? Yani sihirsiz ne yapabilirsiniz?"gibi sorular sordu Alex.
■●■●■●■●■●■●■●■●■●■●■●■●■●■●■●■●
      Yaklaşık bir saattir konuşuyorduk.
"Alex bugün okul yok mu?"dedim.
"Bugün özel öğretmen tatili. Okuldalar yine ama burada yaşayanlar bilir ki öğretmenler için okul açıldıktan bir hafta sonra öğretmen tatili yapılır."
"Dünyada yok."dedim.
Lusi yanıma geldi ve miyavlayarak bana sürtündü. Sonra pencerenin yanına gitti. Sanırım dışarı çıkmak istiyordu.
"Alex dışarı çıkıyorum ben. Lusi dışarı çıkmak istiyor sanırım."dedim
"Sana Alice'yi tanıtırım."dedi.
"Peki."dedim ve kapıya doğru giderek dışarı çıktım.
Dışarı çıktığımızda sarı saçlı ve mavi gözlü bir kız gördüm yanında ise turuncu saçlı mavi gözlü bir kız vardı. Alex sarı saçlı olanı göstererek
"Bak o Alice benim ilkokuldan beri arkadaşım."dedi.
Yanlarına gittiğimizde ise ilk selam verdik sonra.
"Alice,bu benim oda arkadaşım Liya."dedi Alex.
"Buda benim oda arkadaşım Luna. Luna bu Alex benim ilkokuldan beri arkadaşım."dedi.
Hep birlikte kantine indik ve bir şeyler atıştırdık.
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
     "Buna inanamıyorum insan dünyasında sihir yok mu?! Peki savaşları nasıl kazanıyorsunuz?"dedi Luna. Herkes bu soruyu soruyordu. Alice ve Alex odalarındaydılar. Biz Luna'yla çatıya çıkmıştık. Dolunayın ışığında birlikte okulun çatısında oturarak konuşuyorduk.
  "Liya,Lusi uyuyor sanırım."dedi. Lusiye baktım. Luna ve benim aramda yatmış uyumuştu.
"Liya... hiç garip bir şey yaşadın mı?"dedi.
"Bir keresinde doğum-"dedim ve sözümü kesti.
"Hayır... sihir yanlışlıkla yaptın mı?"ne demek istediğini anlamıştım.
"Ne oldu?"dedim.
"Şey ben Alice'nin ablasıyla çalışma alanında dövüş bölümündeydim."dedi Luna.
"Bu normal."dedim.
"Ama o sihirli ok atıyordu ve oklardan birini kırdım. Daha doğrusu koluma çarptı ve kırıldı."dedi.
"Şey.. yara veya bir iz mi oluştu?"dedim çünkü anlayamamıştım.
"Hayır oluşmadı. Ama o oku kırmak imkansız yani bunu üst seviye büyücüler bile zor başarır."dediğinde gözlerim büyümüştü. O sırada uykumun geldiğini anladım. Baya bir şaşırmış olmama rağmen uyku daha üstün geliyordu.
"Luna artık yatsak mı?"dedim ve esnedim.
"Haklısın... zaten böyle şeylere kafa yormamalıyım. Altı üstü kırılması imkansız bir oku kırdım."dedi ve güldük. Sonra Lusi'yi kucağıma aldım ve çatıdan indik. Odalarımıza doğru giderken Alex'i gördüm. Sanırım kantine iniyordu.
"Ben gidiyorum Luna. Sanırım Alex acıkmış ve kantinde hırsızlık yapmaya gidiyor."dedim.
Alex'in arkasından gizlice gittim ve onu izledim. Sonra Bayan Mary'nin sesini taklit ettim ve Alex'in korkup saklanmaya çalışmasını izledikten sonra saklandığım duvarın arkasından çıktım.
"Liya. Saklan Bayan Mary burada." Dedi sanırım şakama kanmıştı.
"Gerçekten mi? Sana şaka yaptım. Anlamadın mı?"dedim.
"Hayır. Anladım bende... bende sana, evet sana şaka yapıyordum."dedi ve kafasını aşşağı yukarı salladı.
"Peki. Sen öyle diyorsan. Şimdi direkt odaya gidiyoruz. Burada hırsızlık yapmak için Bayan Mary'den izin aldığını sanmıyorum."dedim ve odaların olduğu kata gittik. Luna hızlıca nefes alıyor ve odasına daha yeni giriyordu. Ona soracaktım ama odasına hızlıca girerek kapısını kapattı. Ben ve Alex odaya girdik ve ben direktmen lavaboya girerek üzerimi değiştirdim. Sonra yatağa atladım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
        
   Nasıl? Liya karakterini beğendiniz mi? Eğer bölümü sevdiyseniz ☆ basabilirsiniz. Bir sonraki bölümde görüşürüz.