Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1. kişi anlatımı Shinichiro Sano
Miyako'nun yanından uzaklaşmıştım çünkü o adamı tekrar görmüştüm. Önceki zaman çizelgesinde Miyako'yu öldüren adamı.
Onun gittiği tarafa doğru ilerledim. Bir çıkmaz sokağa girmişti. Sokağın sonuna vardığımda bir not gözüme çarptı.
"Sürprizimi umarım seversin."
Yazan şeyi okuduğum anda hızlıca Miyako'nun yanına koşmaya başladım. Onun ölmesine tekrar izin veremem. Yine ölmesine göz yumamam.
Ona zarar gelmesin diye her zaman soğuk davrandım. Tabii fazla ileri gittim. Kendimi daha affettirmeden onu kaybedemezdim. Hayır direkt onu kaybedemezdim.
On dakikalık yolu daha iki dakika olmadan bitirmiştim.
Miyako orada sapasağlam bir şekilde telefona bakıyordu.
"Miyako!"
Ona bağırmamla kafasını kaldırırken bir araba hızla ona çarptı.
"Miyako?!" endişeyle ona doğru koştum.
Miyako kanlar içinde yerde yatıyordu. Vücudunu kucağıma aldım ve giden arabaya baktım.
Kucağımda olan Miyako ile hızlıca motoruma bindim. Onu sıkıca tutup en yakın hastaneye sürmeye başladım.
---
Beş dakika içinde hastaneye varmıştım. Hızlıca hastaneye girip sedye getirmeleri için bağırdım.
Hemşireler hızlıca seyde ile geldi. Miyako'yu dikkatlice sedyeye yatırdım ve ilerlemeye başladık.
Ameliyathanenin önüne geldiğimizde Miyako'yu hızlıca içeri aldılar.
Tekrar aynısı oldu. Yine gözümün önünde öldürüldü. Ve ben yine onu koruyamadım.
Hachiro ve Sachiko'ya ne diyeceğim ben? 'Kardeşiniz tekrar benim yüzünden öldü. Özür dilerim.' mi?
Birden telefonum çaldı. Arayan Hachiro'ydu. Hissetti mi bu adam?
Yavaşça parmağım açma tuşuna gitti.
"Alo..."
"Neredesiniz lan siz? Saat kaç oldu Shin? Ne bok yiyorsunuz?! Bak Shin eğer ki kardeşime dokun-"
Yine ard arda konuşurken sözünü kestim.
"Hachiro..."
Sesimdeki endişeyi görünce biraz durakladı.
"Ne oldu Shinichiro? Sorun ne?"
Derin bir nefes aldım.
"Miyako..."
"Bekletme de söylesene! Ne oldu benim kardeşime?! Ne yaptın?"
