12

26.5K 1.7K 1.8K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Bu bölüm sınırı yükseltiyorum arkadaşlar. Elimdeki taslaklarım tükenince sınır koymayı bırakacağım, şimdilik hazır bölümüm var diye sınır koyuyorum ve sınır aşıldığı gibi de bölüm paylaşıyorum:')

Bu bölümün sınırı: +700 oy

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Doktor Yoongi ile tanışmıştım. Beni acile sevk etmeye gerek duymamış, tüm her şeyi kendisi halletmişti.

Taehyung acı eşiğimin yüksek olduğunu söyleyip bana göz kırptığında bitkin bir tavırla gülümsemiştim. Epeyce kan kaybettiğim için betim benzim atmıştı. Ufak tefek gidip gelmeler yaşamıştım, ama uzun süreli bilincimi kaybetmemiştim.

Taehyung beni gözetim odasına getirdiğinden beri yanımdan ayrılmamıştı ve bu beni mutlu etmişti.

"Şanslısın ki boşluğa gelmiş, iç organlarından birine denk gelseydi şu anda hayatın risk altına girerdi. Her neyse dikişlik bir durum yok, ama dinlenmen gerek." Yoongi, tok sesiyle beni bilgilendirdiğinde yattığım yerde başımı olumlu anlamda salladım hafifçe. Damaryolu açıp serum takmıştı.

Beyaz önlüğünün yakalarını düzeltip geri çekildi. "Jimin, onları oraya koymayacaksın demedim mi sana?!" Doktor Yoongi, asistanını fırçaladığında, adının Jimin olduğunu öğrendiğim doktor yardımcısı ellerini teslim olurcasına havaya kaldırdı.

"Özür dilerim Doktor Min." diyerek dudaklarını büzdüğünde doktor Yoongi ellerindeki elastik eldivenlerini çıkartıp atık kutusuna hışımla attı. "Revirde iğne yapılacak mahkum vardı, yürü." dedi ve çıkması için kaşlarıyla işaret verdi.

Jimin ensesini sıvazlayarak gülümsedi. "Geliştirebilmiş miyim diye beni teyit eder misiniz?" Jimin'i tanımıyordum ve ilk kez görüyordum ama bu sözlerinin altındaki o imayı ben bile anlamıştım. Sesi aşırı derecede oyuncu ve işveliydi. Yoongi'nin üst dudağı seğirdi. Ardından bakışları Jimin'in üstünden ayrılıp Taehyung'a yöneldi.

"Taehyung, işlerim var. Mahkum gözetim odasında dinlensin. Pansuman için gelirim sonra yine." dedi ve Taehyung'un omzuna pat pat vurdu.

Taehyung, "Sen işlerini derinden hallederken kapıyı kilitlemeyi unutma." diye kelimelerin üstüne basa basa vurguladığında gülmemek için yanağımın içini ısırdım. Ah kesinlikle az önce Jimin'den sezdiğim o tavırın üstüne, Taehyung'un bu sözleriyle aralarında kesinlikle bir şeyler olduğunu kavrayabilmiştim.

Yoongi kıkırdayarak ona omuz attı ve odadan çıkıp kapıyı çarparak kapattı.

"Sevgililer mi?" diye sorduğumda, kapıya doğru dönen başını çevirip bakışlarımızı orta yolda buluşturarak omuzlarını fütursuz bir tavırla silkti. "Sayılabilir."

"Onları siktir et, sen kütüphanede ne arıyordun?" diye sorarak kapının köşesinde dikilmeye son verip kapıyı kilitledikten sonra bana doğru yaklaştı.

"Sizi arıyordum."

"Neden?" diye soludu. "Sizi görmek istedim, çünkü efendim yanımdayken iyi hissediyorum." diye itirafta bulunduğumda tembel bir şekilde gülümsedi.

"Öfkeliyim hâlâ sana karşı, ama yanındayım." dedi ve duraksarken ellerini ceplerine tıkıştırıp omuzlarını dikleştirdi. "Efendin yanında." diye düzelttiğinde dudaklarıma hükmederek gülümsemeye çalıştım. Serum uykumu getirmişti, epeyce kan kaybetmem sebebiyle de aşırı takâtsiz hissediyordum. Göz kapaklarım gittikçe üstüne yük bindiriliyormuş gibi ağırlaşırken gözlerimi kırpıştırıp açık tutabilmek adına direnmeye devam ettim.

BEAST IN SOUL • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin