13 : Çalınan İlk Öpücük

2.7K 215 15
                                    

[İKİ SAAT ÖNCE ]

IRMAK TEZEL

Kafam karmakarışıktı. Sağa sola uçuşan düşüncelerim yüzünden bitap düşmüş hissediyordum. Hayatımın hiçbir anında böyle hissetmemiş biri olarak hislerimden ve düşüncelerimden delicesine korkuyordum. Bir yandan kaçıp gitmek hiçbir şeyi düşünmemek istiyordum, diğer yandan kendime bunu daha kaç yaşına gelene kadar sürdürebileceğimi sorgulatıyordum. 

Tüm hayatım boyunca planlı yaşayan biri olarak, plansız gerçekleşen hislerimden nefret etmeye başlamıştım. Beni korkutuyordu. O ve onun yüzünden içimde hayat bulan o küçük kıvılcımlar. Sadece yanımda yürürken bile nefesim daralıyor, başım dönüyor, midem bulanıyordu. Tek bir cümlesi ansızın zihnime süzülüyor beni sonu gelmez bir düşünce seline fırlatıyordu. Bazen gülümsetiyor, bazen kaşlarımı çatmama neden oluyordu. Bazen de utandırıyordu beni. İşte tam o anlarda kendimi eşek sudan gelinceye kadar dövesim geliyordu. 

Ne yapacağımı bilmiyordum. Tüm bunlarla nasıl baş edeceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. 

Muhtemelen ben de ilgisini çeken tek şey hırçınlığımdı. Ona zıt düşüşümdü. Ve pek tabii, deneyimsizliğimdi. Sevgi eksikliğim kadar güven eksikliğim de vardı. Erkekleri yanıma kolay yaklaştırmazdım. Ve o tüm bunların farkındaydı. Bazen tek bir bakışıyla içimden geçirdiğim her şeyi görüp okuyabildiğini düşünüyordum. Bu ürkütücüydü. Korkunçtu. Çünkü ben hislerini çok iyi gizleyebilen biriydim. Oysa sanki hiç çaba harcamadan beni öğreniyordu. 

Mesela, bazı anlar da gözlerimi kaçırdığım yerden bulup çıkarıyordu. Ve gözleriyle bana, ''Ne kadar kaçarsan kaç, seni yakalarım,'' diyordu. Bunu yaptığı her seferinde kendimi bir şok tabancasıyla vurulmuş gibi hissediyordum. Her zaman iddialıydım, her zaman büyük konuşurdum. Çünkü kendime, hislerime, planlıcılığıma, disiplinli ve mantıklı oluşuma kısacası karakterime çok güvenen biriydim.

Ama bu kez çok büyük konuşmuştum. Hiçbir zaman dize getirilemeyeceğimi, alaşağı edilemeyeceğimi düşünürdüm. Erkeklerin her hareketini neden yaptığını anlar ve kendimi buna göre korurdum. Onlarla alay ederdim. Beni kandıramadıklarında gülerdim. Yaptıkları numaraları hep çok tahmin edilebilir bulurdum. Zekiydim ve bana göre onlara oldukça fazlaydım. 

Öyleyse şimdi, bu çocukta, Irmak Tezel'i afallatan şey tam olarak neydi?

Derince bir nefes aldıktan sonra tekrar yoluma devam etmeye başladım. Kendimi çok uzun bir yol koşmuş gibi adrenalin yüklü hissediyordum. Bu duyguyu üstümden nasıl atacağımı bilemediğimden de öylece yola odaklanmış bir şekilde yürüyordum.

Beni bir şekilde kızdırmayı başarabiliyordu, ki bu zaten çok zor bir şey değildi çünkü doğuştan huysuz sayılırdım, ama kandırmasına izin vermeyecektim.

''Ufaklık,'' diye seslendi Doruk. ''Bana ne düşündüğünü söyle.''

Benim bir anda çatılıp gittikçe daha da aşağılara doğru inen kaşlarımı incelerken. At kuyruğu toplanmış saçlarım diğer yana uçuşurken birden bakışlarımı ondan kaçırdım. Ardından ona yeniden baktım. Nasıl beni böylesine düşündürebiliyorsun? Sen de ne var? Diğer erkeklerin başaramadığını başarabilecek kadar neye sahipsin? 

Dürüst olmak gerekirse, birçok kez tavlanmaya çalışılmıştım. Muhtemelen yine dizegetirilemez tavırlarım yüzündendi. Bu durum ilginç bir şekilde bana göre bile fazlasıyla yakışıklı olduğunu düşündüğüm erkekleri peşime düşürmüştü. Onların yanlarında gezinen kızlara göre ne çok güzeldim, ne çok özel yeteneklerim vardı. Ama garip bir şekilde onlar karakterime hayranlardı. Ve hiçbiri tarafından elde edilememiştim. Hepsine ağzının payını verip göndermiştim.

POPÜLER KÖLELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin