Doruk...
Kendime engel olamadan şu an ne yaptığını merak ediyordum. Yalnız olup olmadığını ve tek başına kaldığında nasıl vakit geçirdiğini bilmek istiyordum. Tıpkı benim gibi onun da ara sıra beni düşündüğünü, her şeyi bulandırdığımı ve düşüncelerini berraklaştıran tek düşüncenin biz olabilmek ihtimali olduğunu bilmek istiyordum. Her şeyin netleşmesini ve bu ihtimal için çabalamak istediğini duymak istiyordum. Bir aptal gibi görünmek pahasına beni isteyeceğini, beni duvarların içine, asıl kendiyle tanıştırmak için davet edip etmeyeceğini bilmek istiyordum.
Mertcan Akay telefonun diğer ucundan, ''Eren hakkında ne düşünüyorsun?'' diye sorduğunda kaşlarımı kaldırarak dürüst olup olmamam gerektiğini tarttım.
Sonunda dostluk için dürüstlüğün gerekli olduğuna karar vermiştim.
''Bir göt olduğunu.'' Bir saniyelik bir sessizliğin ardından Mertcan kahkaha atmaya başladı. Kahkahasının arasından, ''Irmak sen... benim arkadaşım olmak için... doğmuşsun,'' diyerek devam etti.
Telefona gözlerimi kısarak baktım.
''Sen de mi onu sevmiyorsun?'' diye sordum.
''Yüzüme gülüp arkamdan atıyormuş,'' diye cevapladı beni. Nedense hiç şaşırmadım. Sinsinin teki olduğu her halinden belli oluyordu.
''Biz de yüzüne gülüp onun arkasından attık şimdi. Aynı onun gibi harika bir insanız.''
Kıkır kıkır güldü sözlerime.
''Haklısın,'' diyerek katıldı bana.
Sonra birden sesi hüzne boğuluverdi ve,''Bu gece neden bu kadar duygusalım?'' diye sordu bana. Onun ciddi olduğu anlara hala tam olarak alışamadığım için beceriksiz bir yanıt verdim.
''Regl? Siklus?''
''Hayır tatlım.''
''Bu gece dolunay var? Kurt adam mısın yoksa?''
''Belki de,'' dedi. ''Telefonu kapattıktan sonra ulurum bilemezsin.''
''Yoksa kumpir misin?'' diye sordum meraklı bir sesle.
Gülümseyen bir sesle, ''Sanırım kumpirim,'' diyerek katıldı bana. ''Ruhum bi' patates.''
''Ben kurt ve vampiri birleştirip kumpiri bulduğum için söylemiştim aslında.'' Mertcan gülerek saçmalığımı devam ettirdi. İyi ki psikolog falan olmayı düşünmüyordum. Hastalarım kesin kafayı yediğimi düşünürlerdi.
''Ben patates olmak istiyorum!''
''Belki de patatesler dolunay geceleri yürüyüp uluyorlardır.''
''Belki de bilemem henüz hiç dolunay gecesi ulumadım. Bi' denemeliyim eğer eğlenceliyse devam ederim.''
Ben de güldüm ve konuyu bir kez daha değiştirmek için, ''Breakfast Club'ı izledin mi?'' diye sordum.
''Başladım ama bitirmedim, genel olarak biliyorum ama,'' dedi.
''Tüh sana ya! Kült o film!'' diyerek onu kınadım. Hemen ardından ekledim. ''Amelie'yi de izlemedim de sana direkt lanet okurum!''
''Ee...''
''Kapatıyorum telefonu suratına, son bir dakika falan kaldı.''
''Söz sana hemen izleyeceğim!''
''Çok kötüsün ben Le moulin dinleyerek kaç kere olmayan acımı çektiğimi hatırlamıyorum bile. Telefonu kapattıktan sonra umarım filmi izlersin yoksa seni Sniper'la öldürmek zorunda kalacağım. ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POPÜLER KÖLELER
Teen Fiction✾ ''Bugünün geleceğinin hayalini bile kuramazdım,'' diye fısıldadı kız, gökyüzündeki yıldızlara umut dolu gözleriyle bakarken. ''Böyle bir şeyi aklımdan bile geçiremezdim,'' diye devam etti. Sonrasında komik bir şey hatırlamış gibi kendi kendine gül...
