f

286 32 7
                                    

"hey, hyung!!" jeongin duyduğu tanıdık sesle arkadaşları ile birlikte oturduğu çardakta arkasına döndü. onlara doğru gülerek gelen çocuğu gördüğünde istemsizce sırıttı. seungmin yanlarına vardığında arkadaş grubu dikkatlice seungmin'i incelemeye başlamıştı. "hyung!"

"efendim seungmin-ah" seungmin gözleri parlarken ona baktı.

"projenin ilk bölümünü az önce bay bang'a teslim ettim. çok memnun kaldı, puanın yarısına ulaştığını söylememi istedi."

"sonunda, o bunak hiç geçirmeyecek sandım."

"öğretmenler hakkında öyle konuşmamalısın hyung."

"çokta umrumda sanki." seungmin bir an kaşlarını çatmış ancak hemen sonra düzeltmişti.

"neyse hyung. bay bang bugün projenin ikinci kısmının tarihini belirleyeceğini de söyledi." jeongin başını sallarken seungmin'in arkasından bir çocuk gelmiş ve seungmin'in koluna yapışarak, "seung neredeydin? iki saattir seni arıyoruz. diğerleride seni bekliyor spor salonunda."

"unutmuşum hyung"

"sorun değil, hadi gidelim." seungmin başını olumlu anlamda sallamış, giderken jeongin'e dönüp el sallamıştı. "görüşürüz hyung!!" ve gitmişti.

o gittikten sonra çardakta oturan minho jeongin'e dönmüştü.

"nerden buldun bu çocuğu jeong, iyi parça."

"harbi, saf salak bir şeye benziyor, eğlencelidir kesin" yeonjun'un dediğine minho kahkaha atarken diğerleride fikirlerini belirtmişti.

"numarası varsa versene"

"jeongin sonra bana paslasana çocuğu."

"of ne sikilecek göt var çocukta"

"arkadaşlar tatlı bebeğimiz jeongin'in prensesi sanırım. sinirlenmene gerek yok in-ah" herkes kahkaha atarken jeongin hızlıca ayağa kalktı.

"bir daha onun hakkında iğrenç şeyler düşünüp dile getirmeyin. anladınız mı? dersten geçmek için kullanıyorum çocuğu hiçbir şeyim olduğuda yok."

"sakin ol dostum. sadece şaka yapıyorduk." jeongin tekrardan yerine oturduğunda sohbet konusunu değiştirmişlerdi. jeongin dikkatini onlardan çekip bildirim sesiyle aydınlanan telefonuna vermişti.

seungmin; hyung
söylemeyi unutmuşum bu akşam kutlamaya gitmeye ne dersin?

jeongin; olmaz

seungmin; hadi ama hyung
beni kıracak mısın?^^
lütfenn

jeongin; peki
gidelim

seungmin; yaşasın!!!
ben sana konum atarım hyung
saat 19:00'da hazır ol

jeongin; tamam

jeongin odasında akşam gidecekleri 'kutlama' için hazırlanıyordu. seungmin'in attığı konum bir gece klübüne aitti. o yüzden dolabından siyah deri bir pantolon ve onunla uyumlu yarım kollu deri bir crop çıkarmıştı. gözüne kemeri ilişince onu da almış ardından kenarda duran ve hiç giymediği transparan tişörtünü (adını unuttum bi tane maniac performansında içine giymişti) almamak için direnmemişti. pantolonunu giymiş, transparan tişörtün üstüne cropu giyerek karnının üstüne de kemeri takmıştı. saçlarına şekil verdikten sonra hafif bir makyaj yapmıştı. hazırdı. çalan telefonunu eline alarak kontrol etmiş herhangi bir bildirim görememesiyle kapatıp cüzdanı ile birlikte cebine atmıştı.

evden çıkıp atılan konuma gelmesi neredeyse 25 dakika sürmüştü. yoldayken seungmin aramış ve onu içeride beklediğini söylemişti. kapıdaki güvenlikler aylaklık ettiği için kolayca içeriye sıvışabilmişti. şimdi ise yapması gereken bu kalabalık, buram buram içki kokan yerde onu bulmaktı. insanlara çarpa çarpa ilerlediğinde bar tezgahının önünde oturan küçüğünü görmüştü. tezgahın arkasındaki barmenle flörtöz bir şekilde sohbet ediyordu. o an kanın beynine sıçradığını hissetmişti. hızlıca o tarafa yöneldi ve arkasında durarak seungminin belini kavradı tek eliyle. seungmin irkilip ona döndüğünde gülümsedi. "gelmişsin hyung!"

"geldim." kulağına eğilerek fısıldadı. "ne yapıyorsun burada, bu adamla." göz ucuyla barmene baktı.

"hiç, ne yapabilirim ki hyung, yakışıklı ve flört ediyorum." sinirle belinde olan elini sıktı ve belini kıvırarak iyice eğildi. ardından ise dudaklarını beyaz tenle buluşturdu. boynunda hissettiği dişlerle seungmin'in ağzından ufak inlemeler kaçarken barmen hafifçe öksürdü.

"sevgilisi misiniz?" jeongin son bir dil darbesi atarak başını kaldırdı.

"seni ilgilendirmez. gereksiz sorular soracağına viski ver." barmen arkasındaki raftan bir bardak alarak viski doldurdu ve tezgaha koydu. ardından telefon numarasının yazılı olduğu kağıdı seungmin'in önüne ittirerek göz kırptı. seungmin kağıda uzanacağı zaman jeongin ondan önce davranarak kağıdı aldı ve buruşturdu.

"bir daha böyle bir şey yapmaya kalkışırsan seni sikerim."

"hadi ama dostum iyi parça, paylaşabiliriz." sabah arkadaşlarının söylediği şeyler aklına dolarken derin bir nefes aldı.

"babanla anneni paylaştığımız gibi mi?"

"ne sik-" kafasında kırılan cam şişeyle birlikte sesi kesilirken gülümsemişti.

"aferin hep böyle sus." viski bardağını kafasına dikerek seungmini kaldırmıştı.

"hyung ne yaptın sen?"

"kes sesini." hızlıca dışarı çıktıklarında barın etrafındaki sessiz sokaklardan birine adımlamıştı. seungmin'i duvara yasladığında onu süzme fırsatı bulmuştu. deri siyah bir pantolon ve beyaz bir gömlek giymişti. üzerinde siyah deri bir ceket ve belinde ise ince bir kemer vardı. gömleğinin bie kaç düğmesi açık olduğu için beyaz teni ve köprücük kemikleri gözler önündeydi. yavaşça ona yaklaştı. "o adamı tanımıyordun değil mi?"

"hayır"

"neden o kadar samimi duruyordunuz?"

"seni ilgilendiriyor mu hyung-nim?" sorusunu es geçerek sol elini gömleğinin açık bıraktığı bağrında dolaştırmış bemen ardından boğazını kavramışti.

"ilgilendirmez tabii." hemen ardından dudaklarını buluşturmuştu onunkilerle. alt dudağını kavradığında dişlerini geçirmiş ardından dilini ağzına yollamıştı. boşta olan sağ eli ise belini kavramış ve bedenlerini birbirine dayamıştı.

küçük olan o ana kadar karşılık vermese de sonradan siktiri çekmiş ve öpüşüne karşılık vermeye başlamıştı. alt bedenini ona sürtüğünde ikisininde boğazından yükselen inleme dudakları arasında eriyip gitmişti. jeongin dudaklarını ayırıp çenesine bir kaç öpücük bırakarak boynuna inmişti. sol elini çekip gömleğinin açık yakasından içeriye sokmuştu. beyaz tene dişlerini geçiriyor, emiyor ve bir kaç küçük öpücük bırakıyordu. bundan zevk alan seungmin ise başını iyice duvara yaslamıştı.

"ah- siktirmh" ellerini jeonginin omuzlarına yerleştirip onu geri çekmişti.

"hani hiçbir şeyin değildim hyung hm?" eli göğsünde dolaşıyordu. "hani sadece ders için kullanıyordun beni?"

"siktir duydun mu?"

"hm hm duymamı istemiyor muydun yoksa-" eli göğsünden boynuna çıkmıştı. ensesini kavrarken onu kendine çekti ve kulağına fısıldadı. "duydum ama, şimdi ne yapsak ki?"

###
burda da kesme amk dediginizi duyar gibiyim

neyse sonu cok hot bitti bence dustum oldum bittim

xdh dinleyin dinlettirin

oyda verin

baii😻

angel from hell || seunginWhere stories live. Discover now