ı

238 24 1
                                    

seungmin bir elinde bavulu diğer elinde tren biletleriyle hyungunu bekliyordu tren garında. cuma akşamı saat 17:45 civarındaydı ve 15 dakika sonra trenleri harekete geçecekti. seungmin günlerir aklında dolaşan tilkilerden dolayı ulaşım aracı olatak tren seçmişti.

karşısından gelen tanıdık bedenle dikleşti ve gülümsedi. yanına ulaşan hyunguyla bavulunu bırakıp ona sarıldı. jeongin onun bu hareketiyle  oldukça şaşırmıştı. seungmin geri çekildiğinde gülümsedi hyunguna.

"merhaba hyung-nim!"

"merhaba seungmin."

"heyecanlı mısın hyung?"

"neden olayım ki?"

"busan'a gidiyoruz çünkü."

"busanlıyım zaten. ekstra bir şey yok." seungmin hiç tekin olmayan bir şekilde sırıttı.

"sen öyle diyorsan hyung-nim."

sonrasında trenleri için anons yapıldı. valizlerini görevlilere teslim ederek ayırttıkları bölüme geçtiler. kapısı cam değildi ve içeriden kilitlenebiliyordu. bu seungmin'i mutlu etmişti bir hayli.

jeongin çantasını yukarıdaki küçük cebe koydu ve oturdu. seungminde onun karşısına oturmuştu. dizleri birbirine değiyordu. son kontrollerde yapıldı ve tren busan'a doğru yola çıktı.

"uykun mu var hyung, yorgun gibisin."

"biraz. yorucu bir gündü."

"anladım. senin için yapabileceğim bir şey var mı?" jeongin başını salladı.

"yok."

sonrasında jeongin oturduğu koltukta(?) zorda olsa uzandı çünkü onun bedenine göre küçük kalıyordu. seungminde kitabını okudu. bölmenin sürgülü kapısı çalındı. seungmin açtı. yemek servisiydi. teşekkür ederek iki tane burger menüsü aldı. servis gittiğinde ve kapı tekrar kapandığında jeongini uyandırdı.

"yemek vakti hyung!" jeongin istemesede kalktı ve yemeklerini yediler.

"yine uyuyacak mısın?"

"hayır. garip bir şekilde yorgunluğum gitti." seungmin güldü.

"garipmiş." jeongin omuz silkti.

yemekleri bittiğinde seungmin çantasından çıkardığı suyu içiyordu ki çantasının içinden bir şey düştü. jeongin kaşlarını çattı ve düşen şeyi eğilip aldı. bu geçen geceki deri ağız kayışıydı(?)

"bu ne?" seungmin suyun kapağını kapatırken ona baktı. gördüğü şeyle güldü.

"hatırlamıyor musun yoksa hyung-nim?" jeonginin tarafına geçti ve önüne çöktü.

"hatırlamak ister misin?" bu defa jeonginde güldü ve elindeki kayışı inceledi. arasından seungminin yüzüne yaklaştırdı.

"hm nasıl oluyordu bu?" ve deri kayışı seungminin ağzına taktı.

"böyleymiş. başka nelerin var seungmin-ah? göster hyunguna." seungmin başını salladı ve çantasına uzanarak aldı. içinden minik bir kaç top çıkardı. ardından arkasını döndü ve kıçını domalttı. jeongin başını salladı ve önündeki kalçalara sert bir tokat attı.

"daha değil. önüne dön." seungmin hayal kırıklığı ile önüne döndü. jeongin topları kenara koydu.

"başka neyin var?" seungmin yine çantasının karıştırdı ve bu sefer içinden iki tane küçük mandal benzeri şey çıkardı ancak boyutu daha küçüktü. jeongin eline aldığı şeyin ne olduğunu anlayıp güldü. bacaklarını açarak yere çökmüş çocuğu aralarına aldı. tişörtünü çıkardı zaten içerisi sıcaktı. eğildi ve çocuğun sol göğüs ucunu ağzına aldı. seungmin ağzındaki kayış yüzünden ses çıkaramaz ve inlemelerini tutuyordu. göğüs ucunda hissettiği dışlerle çığlık atmak istedi ama yine sesi çıkmadı.

jeongin göğüs ucunu iyice emdiğinde küçük mandal benzeri şeyi dikleşmiş ve iyice pembeleşmiş çıkıntıya taktı. seungmin acı içinde inlemeye çalıştı. jeongin diğer ğöğüs ucuna da aynı şeyi yaptı.

sonrasında kendi pantolonunu ve iç çamaşırını çıkararak kalkmış organı gün yüzüne çıkardı. seungminin ağzındaki kayışı çözdü ama öncesinde çıkardığı kemerle ellerini arkada sıkıca bağladı.

"em." seungmin itaatkar bir köle rolüne büründü ve kendisine söyleneni yaptı. hyung'unun kalkmış sikini bir güzel emdi. her yeri ıslattığında siki boğazına kadar sokup çıkardı. o sırada sallanan tren yüzünden deliğinde garip bir baskı hissetmişti. ağzındaki sik yüzünden boğukça inledi. en sonunda yorularak geri çekildiğinde jeongin inlemelerini durdurup dudaklarını öptü.

"şimdi arkanı dön ve güzel kıçını domalt." seungmin sözünü dinledi. arkasını döndü, ellerini kendi oturduğu koltuğa dayayarak kalçalarını meydana çıkardı. jeongin pembe deliğe eğildi. iyileşmişti. diliyle kalça arasını boydan boya yaladı. seungmin inledi.

"kayışını unuttum." seungmine uzandı ve kayışı yeniden taktı.

ardından yine deliğe eğildi ve bu sefer tereddüt etmeden dilini soktu. seungmin kendini kastı. deliğide kasıldı ve daraldı. jeonginin dilide duvarlar arasında sıkıştı. kalçalarına sert bir tokat attı.

"kendini kasma." sonra deliği yalamaya büyük bir zevkle devam etti.

geri çekildi ve toplardan birini ağzına sokup ıslattı ardından deliğe soktu. seungmin çığlık atmaya çalıştı. sonra jeongin ikinci topu ve üçüncü topu soktu. dördüncü topuda soktuğunda deliği tıka basa dolmuştu bile. ilk top prostatına baskı yapıyordu. penisini kalça arasına bir kaç defa sürttü. topların birbirine bağlı olduğu ipi aniden çekerek deliğin boşalmasını sağladı ve ardından sikini soktu sıcacık deliğe. küçük olanın deliği sikini adeta yutuyordu. arsızdı. sürekli daha derine sokmak için kasılıp duruyordu. jeongin gel gitlere başladı ve neredeyse yarım saat seungmini o halde becerdi. seungmin isyan edercesine bedenini dik tutmayı kesti ve göğsü koltuğa yaslandı. jeongin sıvı dolu delikten çıktı ve topları yine deliğe yerleştirdi. ilk seferki gibi ilk top prostatına baskı uyguluyordu. seungminin iç çamaşırını ve pantolonunu giydirerek doğrulttu onu. ardından mandalları çıkararak kızarmış göğüs uçlarını serbest bıraktı ve biraz dinlenmeleri için tişörtünü giydirmedi. seungmin dağılmış bir halde koltuğa oturduğunda kıçındski toplar yüzünden inledi.

"ahhmm!" jeongin güldü ve bileklerinden çıkardığı kemerini giydiği pantolonuna taktı.

"bu kadar dominant olduğunu bilmiyordum hyung-nim. beni oldukça şaşırttın açıkçası.

"bu daha hiç bir şey seungmin. daha fazla şaşıracağına eminim. hatta o kadar şaşıracaksın ki seni sertçe becerirken kim olduğunu bile unutacaksın."

###

kanka naptin ya

oyle bi icimden geldi

saat kac olmus amk zibariyorym ben

oy verin queencardlar

kuinka aym hat may bub en budishat spotlayt nal bwa aym sta sta sta

kwinka aym dı tap aym twörking on dı ranvey ay em a kuin ka yu vana bi dı kuinka

tamam knk yetos

bai🐑

angel from hell || seunginWhere stories live. Discover now