3

360 20 0
                                    

(Önceki bölümde koymayı unuttum.
Küçük bir bilgilendirme: Emre ve Ali aynı evde yaşıyorlar. Yex kendi evinde kalıyor)

Arabadan inerek evin kapı kilidini açtım ve içeri girdik. Direk babamın çalışma odasına gittik

D: "Abi anahtar sende mi?"

E: "Evet, al bakalım" anahtarı alarak çekmeceyi açtım. Babamın dediği gibi Siyah kutu ve üstünde anahtar vardı. Kutuyu masanın üzerine koyarak Anahtarla açtım. İçinde iki tane mektup vardı, önde olanı açarak okumaya başladım

"Güzel kızım. Eğer bunu okuyorsan ben çoktan öldüm demektir" 'Avukatında duyması için sesli okuyordum' 

"Avukatım Mustafa kaya, Ona hep gözüm kapalı güvendim ve senin de güvenmeni istiyorum. Mustafa'yla daha önceden her şeyi konuştuk ve her zaman yanında olacak. Eğer bir sorun ya da sıkıntın olursa avukattan başkasına güvenme. Diğer mektubu 18 yaşına gelmeden okuma, vakti gelince nedenini anlayacaksın, sadece bana güven" 

-Seni çok seven baban

Mustafa(Ms): "Dolunay, burada araya girmem gerek" yanağımdan akan yaşı fark ettiğimde hemen silerek avukata döndüm...

Ms: " Babanın da dediği gibi her zaman senin yanında olacağım. İstersen yurtta kalmana gerek yok, ben ve eşimle kalabilirsin. H-hem oğluma arkadaşlık edersin"

D: "Teşekkür ederim Mustafa abi ama yurtta kalmak daha iyi gibi"

Ms: "Peki, sen nasıl istersen. Evim her zaman açık"

Yatak odama giderek lazım olan şeyleri bavula doldurdum ve kutuyu da alarak evden çıktık. Evin anahtarını Mustafa abiye vermiştim, çünkü onda güvende olacağını düşündüm...

D: "Ben hazırım"

Ms: "Tamam, bavulu ben alayım"

Bavulu avukata vererek yurda gittik, avukatı yolcu ettikten sonra odaya girdim ve bana ayrılan dolaba eşyalarımı yerleştirdim. Yatağın yanındaki dolabın kitli bir gözü olduğunu gördüm biraz inceledikten sonra kutunun sığacağını anladım

'Yüzük' kutudaki annemin yüzüğünü alarak siyah bir ip bağladım ve boynuma astım. Kutuyu da dolaba yerleştirdim ve kilitleyerek anahtarı çantaya attım. Deniz yemek saati olduğunu, yemekhaneye gideceğimizi söyledi ve aşağıya indik...

----------

Elimi iki yana kaldırarak bağırdım "Fue!" (İspanyolca=Oldu!) bağırdığımı fark edince sakince ellerimi indirdim. Kafamı kaldırdığımda herkes bana bakıyordu sessiz bir şekilde "özür dilerim" diyerek bilgisayarı kaptığım gibi Emre abinin dediği odanın önünde durdum derin bir nefes alarak kapıyı çaldım ve içeri girdim.

Emre abi ve iki kişinin bilgisayar başında video çektiğini gördüm. Emre abi içeri girdiğimi gördüğü zaman kaydı durdurdu ve bana baktı

D: "Ş-şey böldüğüm için üzgünüm"

E: "Önemli değil. Gelsene" içeri girerek kapıyı kapadım ve yanlarına giderek bilgisayarı masanın köşesine kurdum

D: "Hesabını geri almayı başardım" İki adam bana 'bu kız kim' dermiş gibi bakarken Emre abi tepkilerini gördü

E: "Hürkan, Can, bu zeki kız Dolunay. Benim hesap için konuştuğum kişi" ikisine de selam verdim onlarda karşılık verdiğinde buraya neden geldiğimi hatırlayarak konuşmama geri döndüm

D: "Hesabını geri almayı başardım. Çalan kişi 28 yaşında bir adam, yarı hacker sayılır. Sanırım"

E: "Nasıl başardın? Ve kim olduğunu nereden biliyorsun?" soruyu sorarken eliyle boş bir sandalyeyi işaret etti, oturarak anlatmaya başladım

Küçük HackerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin