Saate baktığında artık uyumaması gerektini bildiğinden kahve yapmak için mutfağa gitti ve hazırlayarak televizyonun karşısına geçti. Kanalları gezerken bir korku filmi buldu ve tekrar mutfağa gidip abur cubur alarak geri döndü...
S: "Hay anasını satim. Romantizm falan izleseydim daha az sıkılırdım" film bittiğinde telefondan AVM'nin kaçta açıldığına baktı "Sabah 8 mi? En iyisi yürüyüş yapmak" gidip yürüyüş için uygun kıyafetler giydi ve İlkay için 'Yürüyüş için C bölümüne gidiyorum. Saat 8 buçukta gelirim. Eğer gelmezsem beni bekleme ve göreve git' yazdı ve sırt çantasını alarak çıktı.
C bölümü ormanın en derin yeri oluyor. Orada sinyal çekmediğinden dolayı kafa dinlemek için en güzel yerdir ve Sera işi olmadığı zaman İlkay'a bile haber vermeden C bölümüne gider uzun süre geri gelmezdi...
Saat 8 buçuk olduğunda eve dönerek duş aldı ve normal kıyafetler giyerek mutfağa gitti. Masanın üstünde duran meyve tabağını görünce düzgün bir şey yemediğini fark edip pratik bir şeyler yaparak hızlıca yedi. Saat 9 olduğunda motora binerek AVM'ye doğru sürdü. İlkay aklına geldiğinde, erken uyanıp notu gördüğünü ve çoktan çıktığını düşündü. Bu saatten sonra araması tehlikeli olabilirdi o yüzden aramadı...
Vardığında motoru park edip bir mağazaya girdi ve normal biriymiş gibi bir şeyler bakmaya başladı. Birisi "Afedersiniz" diyerek omzuna dokunduğunda döndü. "Buyru-" karşısındaki de şaşkın şekilde kendisine baktığını fark etti
"Sen osun. Dünkü kız"
S: "Hay böyle şansın-" sesli söylediğini fark edince hemen susup önüne döndü ve elindeki kıyafetlerle hızla kasaya ilerlemeye başladı ama adam peşini bırakmadı ve arkasından konuşarak takip etmeye başladı
"Hey! Neden benden kaçıyorsun? Sana diyorum! Babamın ismini duyunca bir anda yüzün soldu. Onu tanıyor musun?" Son dediği şeyle Sera durdu ve çocuğun önüne geçmesine izin verdi. Çocuk son sorusunu sordu ve cevap bekledi
"Neden birden kaçmaya başladın?"
S: "Bak çocuk! Babanla bir sorunum yok ve yüzüm falan solmadı. Ayrıca tabi ki tanıyorum çünkü ünlü birisi ve senden falan kaçmıyorum"
"Peki neden onun oğlu olduğumu duyunca hızla poligonu terk ettin?"
S: "A-aklıma bir şey gelmişti o yüzden"
Çocuk bir adım öne giderek "Neden kekeliyorsun peki?" diye sordu sırıtarak. Sera tam cevap verecekken girişteki iki şapkalı adamın onlara doğrultuğu silahı görünce "DİKKAT ET!" diye bağırıp çocuğu duvarın arkasına doğru itikledi ve yanına saklandı. Adamlar hala ateş ediyorlardı
Sera bir umutla "Yanında silah var mı?" diye sordu. Adam "Tedbir için bir tane saklıyorum" diyerek belinden çıkardı. Sera hemen alıp adamlara ateş etti. İki mermide işleri bitmişti. Polisler oraya doğru koşarken Sera çocuğun elinden tutup acil çıkıştan dışarı çıktılar ve arka tarafa giderek etrafın sakin olduğundan emin oldu.
S: "Senin için mi geldiler?"
"Sence? Babamın çok düşmanı var sonuçta"
S: "Burası güvenli değil, başka yere gitmemiz gere-... Siktir!"
"Ne oldu?"
S: "Kıyafetleri unuttum" Sera kendi kafasına vururken Genç şaşkınlıkla baktı.
"Az önce iki silahlı adam bize saldırdı ve düşündüğün kıyafet mi?"
Sera sinirlenerek işaret parmağını çocuğun omzuna dayayarak ona doğru yürümeye başladı ve hızlıca konuştu "Senin yüzünden gece uyumadım ve şu an uykusuzum. Üstüne birde kıyafetler içeride kaldı ve o kadar işimin arasında birde polislerle uğraşacağım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Hacker
RandomSelam, ben Dolunay. Ailem vefat ettiği için yetimhanede kalıyorum.15 yaşındayken çok sevdiğim bir youtuberın youtube hesabı çalınınca yadım etmek için devreye ben girdim ve olaylar orada başladı... iyi okumalar🖤