3.4

3.4K 396 295
                                    

Bu bölüm... 34... o7 asker...

he sınavlarım bitmedi ama stok bölüm biriktirmiştim onları atıyom btw


*

"Hoşgeldiniz." diyerek kapıyı açtı Seungmin. Gülerek içeri giren sevgilisine uzun sayılabilecek bir sarılma verdi.

Bu esnada Jungkook kapıda beklerken saat olmayan kolunu kaldırdı ve, "Dört dakika on yedi saniyedir sarılıyorsunuz, yeter." dedi.

Seungmin onlar içeri girdiğinde kapıyı kapatırken, Jungkook montunu çıkarıp askılığa astı ve yengesinden kafasına hafif bir tokat yedi. Chan ise ayakkabılarını çıkarıp ayakkabılığın en üst rafına koyuyordu. "Kıskanma lan köpek." dedi Chan.

Jungkook gözlerini devirerek ilk defa geldiği ev kendi malıymış gibi rahatça içeri girdi. "Yengemle benim aramda o. Sana ne? Değil mi canım yengem?" Salonda gözüne kestirdiği, kapı tarafına bakmayan bir yere kurulmuştu hemen.

"Öyle yengesi öyle." Parmaklarını sevgilisinin omuzlarına koyup dudaklarından bir öpücük çalarken söylendi Seungmin. "Yine çok aşk dolusunuz siz."

"Bayılıyorum piçe, sorma." diyen Chan, kumral çocuğun hemen uzaklaşmasına izin vermedi ve kollarını beline dolayarak kendine çekti. "Sen neler yaptın bakalım bugün?"

Elleri Chan'ın omuzlarından göğsüne düşen Seungmin ise gülerek burunlarını sürmüştü. "Siz geleceksiniz diye yemek yaptım. Sana glutensiz, Kook'a da normal makarna."

"Başka?"

"Duş aldım sonra."

"Hmm, başka?"

"Seni düşündüm hep."

"Başka?" derken sinir etmek istercesine söylüyordu bunu Chan. Seungmin sabırsızca onun burnunu ısırdığındaysa hafif bir acı hissetmiş ve koşarak yerini bildiği banyoya kaçmıştı.

Seungmin gülerek peşinden bakarken başını salon tarafına çevirmiş ve durgun bir şekilde halıyı izlerken ayak parmaklarını halıya sürten Jungkook dikkatini çekmişti. İki saattir Chan'la oynaşıyordu, sesleri gayet de duyabilirdi Jungkook fakat ne onlara çatıp bir şey söylemişti ne şakasına iğrenerek bakmıştı. Gerçekten orada değilmişçesine donmuş bir vaziyetteydi.

"Jungkook." diye seslendi. Kendisinden büyük olduğunu biliyordu ama tanıştıkları günden beri hyung demediği için sorun etmiyorlardı aralarında. "Masayı hazırlayacağım. Yardım etmek ister misin?"

Kafasını kaldıran Jungkook anında yüzüne bir gülümseme yerleştirerek başını salladı ve ayağa kalktı. Hazır Chan da lavabodayken fırsatı değerlendirmesi gerektiğini düşündü Seungmin.

"Senin canın bir şeye mi sıkkın?"

Jungkook masaya çubukları ve tabakları yerleştirirken duyduğu şeyle bir anlığına duraksadı. "Yoo. Ya... Uykumu alamadım ben."

Anlayışla başını salladı Seungmin. "Anlatmak istemiyorsan anlarım tabii ama Chan'ın arkadaşı benim de arkadaşımdır. Hele de siz bu kadar yakınken... Lütfen benden çekinme yani. Hem bak ben yabancı değilim, senin yengenim?"

Gülümsedi Jungkook, bu her zamanki o gevşek gülümsemeden daha çok minnettar bir gülümsemeydi ve Seungmin bunu fark edebiliyordu. "Sağ ol ama gerçekten iyiyim. Hatta köri soslu tavuklu makarna yiyeceğim için çok daha iyiyim."

Başını iki yana sallarken gülerek dolaptan içecek bir şeyler çıkardı Seungmin. Bu sırada Chan mutfağa gelmiş, masayı hazırlayan ikiliye bakmıştı. İçeceği alıp dolabı kapatamayan Seungmin'in elinden şişeyi aldı ve ayağıyla dolabı kapattı.

Twitcher & Youtuber / chanmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin