Gözleri uykuyla ağır ağır kapanıp başı önüne düşecekken teslim olmadan kafasını kaldırdı Minho. Ne kadar süredir parmaklarının Seungmin'in saçları arasında olduğunu hatırlamazken bir kaç saniye okşayıp geri çekildi ve düzenli soluk alıp veren çocuğa baktı.
Beraber film izleme kararı alıp otururlarken ilk çeyrekten sonra Seungmin kendini yana kaydırıp başını Minho'nun göğsüne bırakmıştı. Daha rahat edebilmeleri için Minho'da uzanmış ve kendisinin seve seve yastık olarak kullanılmasına izin vermişti.
Uykulu ruh hali filmin bitiş jenerasyon müziği ile biraz olsun dağılırken üstlerini örtmek için herhangi bir şey getirmediği için suçlu hissediyordu kendini, kucağındaki çocuğun yanakları ve kolları buz gibiydi...
Olabildiğince yavaş hareketlerle uyandırmamaya çalışarak ayağa kalktı. Bir aklı odasına taşıyıp taşımamakta kararsız kalırken uyandığında Seungmin'in rahatsız olması ihtimaliyle vazgeçti.
Başının altına daha rahat bir yastık getirdiği sıra bir kolunu boynuna yerleştirip kaldırdı ve minderi aldı. Tam yerleştirmeyi planladığı sırada ister istemez uyandı Seungmin.
"Minho?" dedi yarı gözleri açık.
"Benim bebeğim." derken destek olup doğrulmasını sağladı.
"Neden uyandırmadın beni kapatmışsın bitti mi!" dedi kendine gelmeye çalışırken.
"Bırak filmi şimdi daha sonra izleriz yine. Uyuyalım hadi gözlerini açamıyorsun, hem benim de uykum geldi."
"Jeongin'e gidecektim daha! Konuşacaktım kızdı bana biliyor musun?" dediğinde gözlerini devirdi Minho.
"Onu boşversen de şimdi bu gece burada kalsan? Eminim ki gönlünü alırsın küs kalamazsınız siz." dediğinde dudak büzdü.
"Öyle mi diyorsun?"
"Öyle diyorum tabii."
"Tamam o zaman." dedi Seungmin, sesi git gide kısılıyordu. "Uyuyalım madem..."
"Beraber mi? " dedi Minho kendini tutmaya çalışarak.
"Yani, yatağın çift kişilik zaten öyle değil mi?"
"Çift kişilik."
"Sığarız koca yatak. Bunu senin söylemen gerekmiyor muydu?" dedi kaşlarını düşünür gibi çatıp. "Araya da yastık alırız."
"Hm?"
"Hm?"
"Yastık, Minho."
"He öyleli uyuruz. Okey. Tabii ya!" dedi Minho alt dudağıyla oynamaya başladı dişleri.
"Yatalım o zaman?"
"Yatalım."
"E hadi." Seungmin biraz da uykunun verdiği sersemlikle, normalde sergileyemeyeceği rahat tavırlarıyla Minho'nun peşi sıra odaya ilerledi. İkisi de bir kaç saniye tavanla bakışırken Minho Seungmin'e doğru dönüp gözleri kapalı gencin yan profilini inceledi. Bir kaç santim ötesinde, yanında olduğu duygusu oldukça hoştu.
Hareketliliği hissettikten sonra çok zaman geçmeden Seungmin'de Minho'ya doğru dönüp gülümsedi. "İyi geceler."
Bir gülüşüne bile tav olup derin bir nefes alıp verme ihtiyacı duyarken tek kolunun üstüne baskı uygulayarak yatakta biraz yükseldi Minho, bir eliyle yanağını okşarken baş parmağı aşağı doğru Seungmin'in alt dudağına teğet geçti. İzin ister gibi göz temasını kesmezken Seungmin anlamış ve gözlerini kapatmıştı bile.
Yaşadığı heyecan, kalp çırpıntısı kendisi için yepyeniydi. Daha önce yaşadığı ya da gördüğü tüm sevgiler yalandı. Aşk, Minho'nun Seungmin'in midesinde yarattığı çırpınan o küçük kelebeklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim- 2min
Teen FictionNeyin değerini bildin ki benimkini bileceksin? *bu sohbete artık mesaj gönderemezsiniz.*