"Öyle işte Hyunjin." dedi Jisung eliyle oynamaya devam ederken.
"Yani anladığım kadarıyla Minho ilk defa böyle bir sürpriz hazırlıyor, eminim ki art niyetten değildir sadece bozulmasını istememiş." yaslandıkları ağacın gövdesine başını yaslayıp Jisung'a baktı Hyunjin.
"Orası öyle zaten ben kötü niyet aramıyorum da, ne bileyim herkes biliyordu falan. Bir işin ucundan tutmasam da sonradan söyleyebilirdi yani o kadar küfrettim."
"O da doğru. Olsun ama tecrübe ettiniz işte bir daha eminim olmaz. Hem siz bayadır arkadaşmışsınız da böyle bir sebepten bozulmasın aranız."
"Bozulmaz zaten de birazcık trip atmak hakkım ama değil mi?"
"Bence atılabilir ben atardım."
"Hadi gidelim." deyip ayaklandı Jisung gülümsemesine karşılık verip.
"Nereye?"
"Trip atacağım biraz sende gel."
"Ay yok Jisung, seninle tanışıp konuştuğumuza da çok sevindim memnun oldum ama, arkadaşlarınla pek bir muhabbetim yok."
"Benimle de yoktu." dedi Jisung. "Hem bir şey olmaz Seungmin'i de tanıyorsun zaten."
"Bilemedim ben rahatsızlık vermesem iyi olur."
"Rahatsızlık değil ben davet ediyorum seni, onlar da samimiler bak gör. Hem Felix'in kafesindelerdir eminim orayı da görürsün. Tatlıları o kadar güzel ki!"
"Ne bileyim şimdi aniden..."
"Arkadaşıma müşteri kazandırıyorum işte. Hem seni ben görüp yapıştım o kadar alakan yokken bir şeyler anlattım dinledin beni falan. Hadi lütfen ya! Hem duyduğuma göre Seungmin'e kahve ısmarlamışsın bende sana tatlı ısmarlayayım, hemde Lixie'nin özel tariflerinden biri hm???"
Jisung bu kadar ısrar ettikten sonra dayanamayıp kabul etti Hyunjin. Kkami'yi yanına çağırıp tasmasını taktı ve Jisung'u takip etti. Gerçekten onun kadar içi dışı bir birini görmeyeli uzun zaman olmuştu...
İkisinin yan yana kafeye girmesini görmesiyle neredeyse ağzındaki suyu püskürtecekti Jeongin, Felix ile Seungmin'de onun baktığı tarafa döndüklerinde şaşırarak dudak araladılar. Kkami herkesten önce Seungmin'i görüp heyecanla havladığında sırıtıp elindeki tasmayı bıraktı Hyunjin.
Küçücük boyuyla koşuşturup Seungmin'in bacağına tırmanmaya çalışırken Min ayağa kalkıp Jisung'a yanlarına gelmeleri için el salladı.
"Bunlar ne alaka şimdi?" dedi Jeongin sessizce.
"İnanamıyorum." -Felix.
Jisung sadece Seungmin'e sarıldığında ona sarılmak için kalkan Felix dudak büzerek oturdu. "Ya!"
"Sus Lix." deyip göz ucuyla Jeongin'e baktı ve hemen geri çekti.
"Hoşgeldin sende Hyunjin." deyip ona da sarıldı Seungmin.
"Hoşbuldum." Ayrıldıklarında öne eğilip oturan ikiliye de selam verdi. "Merhaba, Hyunjin ben."
"Jeongin." dedi elini uzatıp Jeong. "Birebirde görüşmemize sevindim. Felix bu da-" deyip yanındaki sarışın çocuğu da gösterdi.
"Bende sevindim, memnun oldum tekrar tekrar."
"Gel geç böyle." deyip yanını işaret etti Seungmin, Jisung'da kendine sandalye çekip oturdu.
"Siz?" dedi Felix soru sorar gibi, merak ediyordu nasıl yan yana geldiklerini.
"Sizde bir ses duydunuz mu?" dedi Jisung gözlerini kısıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim- 2min
Teen FictionNeyin değerini bildin ki benimkini bileceksin? *bu sohbete artık mesaj gönderemezsiniz.*