3. Bölüm: Anti-Sis Maskeli Adamlar *-*

83 7 7
                                    

Multimedya → Let Out The Beast- EXO


Yazar'dan gereksiz konuşma: Sevgılı karilerim merhabass. Nörüyonuz? *-* Ben sizlerden tekrar özür dilemek istiyorum. Çünkü 2,5 hafta kadar bir zaman dilimi boyunca yeni bölüm gelmedi. Sizleri baya beklettim. Şimdi size kendimi affettirebilmek için dolu dolu gökkuşağı kusacağınız bir bölüm yazdım. Güle güle okuyun. Şaka değil gerçekten de gülerek okumanız dileğiyle. Ben kaçim de artık okumaya başlayın. [Yazar okuyucularına ♥ler fırlatır ve ruh hastası biri olduğundan kendini alkışlayarak okuyucuyu hikayeyle yalnız bırakır.]


Sonunda vardık şu Kore denen çekikgöz memleketine... ama uçaktan inişte bir sorun yaşandı. Defne ile ben uçaktan eşyalarımızı topladık, tam merdivenlerden iniyoruz aniden öküzün biri Defne'ye çarptı, itekledi onu. Defne yere düştü. Belki de kazara oldu. Tamam da... hayır yani, madem kazara oldu, insan bir özür diler, kızcağızı yerden kaldırır. Yok! Bön bön bakıyor it! İngilizce 'sori mori' diye bir şeyler geveledi ve hemen oradan uzaklaştı it herif. Tuhaf tipli kasalak. Gözlük takınca kendini havalı sanan öküz! O da bir çekikgözdü. Ahh, hele bir daha karşıma çık, ben biliyorum sana yapacağımı. Neyse. Defne'ye;

→ İyi misin canım??? diye sordum. Defne çok sakin bir şekilde;

Yok bi şeyim yaa. Çok iyiyim. N'olcak ki, çarptı, gitti. *Bir anda mülayim halinden sıyrılıp o cıngar tipine geri döndü* Nolcak olum! Dirseğim acıyor. Şerefsizin biri itekleyip kaçtı. Off, nalet olsun, çok da yakışıklıydı! Ne güzel gözleri vardı lan.

Yok artık... yani o can havliyle... Senden korkulur valla... Çocuğun gözlerini siyah gözlük takmış olmasına rağmen nasıl kestiysen artık... Kalk şurdan salak!

→Ne var lan, öyle değil miydi ama? Ama çok tatlı gamzeleri de vardı. Allamm... Bu nasıl bir çekikgözdür yaa Rabb'ii! Ölöyöm ben galiba.

→Üff, çok konuştun, gevezelik etmeyi bırak da hadi yürü, bizimkiler baya ilerlediler, onlara yetişelim. *Pis pis sırıtarak;

→Hıhıhıhıhııı. Hemen konuyu değiştirdin. Çünkü; karizman bozulsun istemiyorsuuun.

→Ne alakası var canım.

→Yok yook, öyle öyle... Lan bunların normali böyleyse yakışıklı erkeklerini döşönemööm *-*

→Yürürken konuşma düğmeni 'off'a getiremez misin acbaa?

→ Piki. Bi sifirlik iyli ilsin giliw.

...



Tuba ve Züleyha'yı göremedim. Herhalde onca hengame içinde onlar da bizim çoktan gittiğimizi düşünerek, havaalanından G. Kore'ye bizden önce giriş yaptılar. Neyse, sorun değil yaa, zaten hepimizin telefonunda numaralarımız kayıtlı. Yani no pırablım.

Arda malı kulaklık takmış etrafındaki çekik kızlara hava atmaya çalışıyordu. Salak. Becerebilse bari →_→ Havalı, yakışıklı çocuk ama yaptıklarıyla çoğu zaman kendini rezil eder, etraftaki insanlar garip garip bakınca da Defne ve ben 'onu tanımıyoruz' moduna gireriz.

Az sonra Defle ben çantalarımızdan gözlüklerimizi çıkarıp taktık. Sırf havalı görünmek için yaptık bunu. Turistiz biz ayol! Aradan geçen 5 saniye sonra arkadan birinin sesi geldi;

→Çogiyo, çogiyo... çogiyo, çogiyoo (Affedersiniz)... *Defne arkadan gelen sesi duydu, erkek sesiydi. Bana dönerek:

→Biri şununla ilgilensin, yoksa ben ilgilenirsem fena olcak, dedi. Aramızda gülüştük. Biz böyle gülerken o avaz avaz bağıran adam benim omzuma dokunarak *Korece:

Mal Mısın Yaa??!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin