Nehir'le beraber içeri girdik. Girer girmez ise bizi Ayşe ve Oktay karşıladı. Güneş ise etrafta yoktu. Acaba nerdeydi? Nehir bazı sözleşmeleri imzalamak için için Oktay'la beraber gitti.
Ben ise Nehir'in eşyaları ve benim hastanede kullandığım eşyaları alıp yukarıya çıkarmaya çalıştım. Malum Nehir'in ve benim eşyalarım baya ağırdı ve ben yaralı olmamdan dolayı Ateş bana yardımcı oldu. Merdivenlerden çıktık.
Kapıya geldiğimizde eşyaları bırakıp bana doğru dönüp
- Bugün dinlenecekmişin, eğer iyi olursan yarın işine devam edersin.
Ateş tam bunları dedikten sonra çıkarken ona doğru seslendim.
- Ateş yaptığın her şey için çok teşekkür ederim. Sen benim bu son 1 aydır en büyük destekcim oldun. O kadar ki seni hiç olmayan abim gibi hissettim. Ama Nehir ile olan aranızdaki sürtüşme benim ikiniz arasında kalmama yol açıyor artık doğru yolu bulsanız. Yanii beyaz bayrak çekseniz. Bu sırada aynısını Nehir'e de dicem zaten. Tamam mı?
- Bu önerini dikkate alacağım. Ama tabii o yozlaşmak isterse. Tamam mı kardeşim.
Sözleri biter bitmez bana göz kırpıp gülümsedikten sonra kapıdan çıktı. Söylediğim sözleri umarım dikkate alır yanii. İlk önce kendi eşyalarımı dizmek için dolabın kapağını açtım.
Açar açmaz içinde bir not buldum. Bu not bana gelmişti. Büyük ihtimalle gönderen kişi Bay N.E.dir. Ya benden önce biri buluşsaydı o zaman ne olacaktı. Hemen notu cebime sıkıştırdım.
Çünkü Ateş gelipte benim vur şeyler okuduğumu görürse işte o zaman yanardım. O kağıdı hemen elimden alıp okumaya çalışırdı. Böyle olmasını ne benim nede onun açısından iyi olmazdı.
Ne ben arkadaşımı ne de işimi kaybedemezdim. En iyisi bunun gibi teorilerin yaşanmaması için akşam okumamdı. Kaldığım yerden eşyaları dizmeye devam ettim. Kendi eşyalarımı bitirdikten sonra sıra Nehir'in eşyalarına gelmişti sıra onları dizmeye başladım.
Eşyaları dizerken bir yandan da yine düşünmeye başladım. Nehir'in ne kadar kalacağını, Elif'in ne halde olduğunu yaşıyor mu yoksa yaşamıyor mu, Bay N.E. ne yazmıştı... Ben ve bitmek bilmeyen sorularım.
Nehir'in kıyafetlerini bitirdikten sonra sıra makyaj malzemelerine gelmişti. Onların arasında suran bir cisim dikkatimi çekti. Üzerinde bir şeyler yazıyordu. Onu alıp yatağa uzandım.
Objeyi gözüme yakınlaştırıyorum, uzaklaştırıyorum, sağına, soluna bakıp duruyordum. Tam uzaklaştırmış ve dalmışken birden kapı açıldı. Kapıyı açmasıyla korkudan objeyi tam da yarama düşürdüm.
O kadar yer varken nasıl benim tam da yarama düştü anlamadım. Acımasıyla bağırmam bir oldu. Öyle bir acı geldi ki nefesimi kesti bir an. Nehir hemen yanıma geldi.
Benim korktuğum kadar o da korkmuş olmasından dolayı olsa gerek o da yüksek bir tonla bsnle konuşmaya başladı.
- Melek bu kadar korkacağını tahmin etmemiştim. Kusura bakma ya.
- Bir an çok yandı ama şimdi daha iyiyim. Sen de tam dalmışım o zaman geldin ondan korktum. Yanii şimdilik sıkıntı yok merak etme.
Ayak sesi duydum galiba korkan sadece biz değildik. Ayşe kapıdan içeri girdi tam konuşacakken Nehir'i gördü. Sonra durakladı bir an çünkü kimse onun konuştuğunu bilmesini istemiyordu.
Odalarımız yan yana olduğu için duymuştu galiba yoksa o kadar sesli bağırmadım bence. Ben Ayşe'yi biraz daha rahatlatmak için omzuna elmi koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Görev
AléatoireGizli polis olan Gece'nin bir görev olarak yurt dışına kaçan bir adamın evine hizmetçi rolüyle girmesi. Gerçekler, ihanetler, kalp kırıklıkları ile dolu bir kitap.